Çoğumuz, 'Gavur İzmir' deyiminin 19. yüzyıl sonrasında ortaya çıktığını ve İzmir'in gayrımüslim nüfusunun fazlalığı ile alakalı olduğunu zannederiz ama meselenin aslı böyle değildir.
İzmir'in Türk kenti haline gelmesinin bir mesnevi tarzında anlatıldığı "en orijinal yazılı eser" olan Düsturnamei Enveri günümüz türkçesine kazandırıldı.
Bu eserin Türkçe'ye kazandırılmasıyla birlikte İzmir için sıkça kullanılan "gavur İzmir" deyiminin tarihi kökenleri de ortaya çıktı.
Düsturnamei Enveri'ye göre İzmir'e gavur İzmir denilmesinin nedeni, ilk Türk denizcilerden olan Umur Bey'in denizlerdeki başarısı Venedikliler ve Cenevizliler arasında panik doğurarak 1345 yılında Fransız Humbert komutasında bir Haçlı donanması oluşturulmuş ve bu donanma, İzmir'e baskın yaparak sahilde bulunan Liman Kale'yi zapt etmişti. Bundan sonra Kadifekale ve çevresi için "Müslüman İzmir", Hisarönü Camii civarında bulunan Liman Kale'deki sahil kesim ise Gavur İzmir" olarak anılmaya başladı. Umur Bey, Liman Kale'yi Latinlerden geri almak için 1348'de Kale'yi kuşattı. Ancak kaleden atılan bir okla şehit oldu.
Türk tarihçilerden İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı'da Gavur İzmir ile ilgili çeşitli hikayeler aktarmıştır.
İlber Ortaylı İzmir'e Gavur İzmir denilmesini şu şekilde açıklamıştır;
'İzmir'in yerleşik nüfusu aslında çevre köy ve kasabalardan gelen vatandaşlarla oluşmuştur. Bunların şehrin iktisadi hayatı üzerinde dominant faktör olması düşünülemezdi. Girit, Bosna, Arnavutluk ve Bulgaristan'dan göçlerle gelen insanlar belki ilk anda bereketli toprakta Hristiyan unsurun olmasına kızmış olabilirler. ‘Gavur İzmir’ lafı başkalarından çok onların koyduğu bir ad olabilir. ‘Gavur İzmir’ diyen adamlar kavga etmektense bu bereketli topraktan istifade etmeyi tercih etmişlerdir. Şehrin sanayi ve ticaretinde boy göstermişlerdir. Yunan işgali sırasında, Helenistik nüfus Yunan valisinin Levantenlerini tuttuğunu kendilerine fırsat vermediklerini söylerlerdi.'
Murat Bardakçı'nın Gavur İzmir hikayesi ise şu şekilde;
'15. yüzyılın ilk senelerine kadar, iki ayrı İzmir vardı: Hristiyanlar'ın kontrolünde olan sahil kesimindeki İzmir ile Müslümanların hakim oldukları iç kısımlardaki 'yukarı' İzmir... Şehrin yukarı tarafı Malazgirt sonrasında Müslümanlar'ın eline geçmişti ama sahil ve sahildeki kale, Hristiyanlar'ın elinde bulunuyordu. Yapılan bütün kuşatmalar, savaşlar ve mücadeleler işte bu sahil kısmını ele geçirmek için idi. Bugün hala varolan 'Gavur İzmir' deyimi bu devirlere dayanır ve bu söz ile bundan altı asır öncesine kadar Hristiyanlar'ın elinde bulunan 'sahil İzmir'i' kastedilir.'
Esasında İstanbul ve Trabzon'da Bizans'tan alındı ancak bu iki şehre hiç bir zaman gavur lakabı takılmamıştır.
Son 2025 yılda İzmir'in gavur İzmir olarak anılmasının en önemli nedenlerinden biri de Ulu Önder Atatürk'ün İzmir'e olan özel ilgisi ve İzmir'in çoğunlukla laik ve Atatürkçü olmasından kaynaklanıyor.