IŞIL ÇETİN / EĞİTİMCİ CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ GYK ÜYESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Maltepe Mitingi sonrası Twitter'dan bir dizi mesaj yazdı. Kılıçdaroğlu'nun bir mesajı dikkat çekici: “Muhafazakâr genç kadın, Canan Hanım’ı yasaklayanlar senin de sorunun. O zihniyet İstanbul Sözleşmeni yok etti, nafakayı kesme peşinde. Susarsan, Asrikacılar yarın sesin de kapına gelir. Asrikacı erkekler yeni anayasa yazdı. Orada sen yoktun. Olmayacaksın!”
Kılıçdaroğlu, Türk kadınını muhafazakâr , muhafazakâr olmayan diyerek ayrıştırdı. Canan Kaftancıoğlu’nun kadın olduğu için ceza aldığını savundu. Kılıçdaroğlu, sözde kadın hakları savunuculuğu üzerinden kadınlarımıza yalan söylüyor. Kaftancıoğlu kadın olduğu için değil, devletimize “seri katil” dediği için, sayın Cumhurbaşkanı'mıza “O.Ç.” diyerek hakaret ettiği için “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılamak ve Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlarından” ceza almıştı. Türk Ceza Kanunu'nda kadın ve erkek diye bir ayrım yok. Suçu işleyen kişi kanunlarımız karşısında eşit. Aynı durum hakarete uğrayan için de geçerli. Kanunlarımıza göre, kimsenin kimseye, üstelik devleti temsil eden bir makama ve kişiye hakaret etme özgürlüğü yok. Kadının özgürlüğü, hakaret etme özgürlüğü gibi bir kalıbın içine sokulamaz. Ayrıca Kaftancıoğlu’nun sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelttiği hakaretin öznesi Cumhurbaşkanı'mızın annesidir. Bir kadındır. İşlediği suçların yanında kadını da aşağılayan bu dilin sahibi, Türk kadının mücadelesinde örnek olamaz.
TÜRK KADININI DÜŞMANLIĞA TEŞVİK
CHP Genel Başkanı, devamında “Kaftancıoğlu'nu yargılayanların İstanbul Sözleşmesi'ni yok ettiğini, nafakayı kesme peşinde olduklarını” yazıyor. Kılıçdaroğlu, görevlerini yapan yargıçlarımızın ve Türk yargısının bağımsız olmadıklarını söyleyerek Kaftancıoğlu’nu aklama ve kadınımızı kandırma çabasındadır. Kaftancıoğlu’nu yargılayan Türk yargısıdır ve yargıçlarımız kanunlarımızı uygulamıştır. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışımız, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle olmuştur. Kılıçdaroğlu, Türk yargısını suçlu göstererek kadınımızın devlete olan güvenini sarsmakta ve Türk yargısına karşı düşmanlığa teşvik etmektedir.
KILIÇDAROĞLU KADINI KANDİL KANUNLARIYLA MI KORUYACAK?
Mesajında, emperyalist Batı’nın kadını kimliksizleştirme, cinsiyetsizleştirme, ayrıştırarak devlet düşmanı yaratma projesi olan İstanbul Sözleşmesi'ni yasalarımızın üzerinde gösteren Kılıçdaroğlu, Sözleşme'den çıkışın şeriat getireceği yalanıyla kadınımıza gözdağı vermektedir. Kadınımızın tırnaklarıyla kazıyarak elde ettiği kazanımlarını, Medeni Kanun'umuzu, Ceza Kanunu'muzu, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun'umuzu yok saymaktadır. Oysa bizim esas güvencemiz bu kanunlarımızdır. Bu kanunları yok sayan Kılıçdaroğlu, kadınımızı Kandil kanunlarıyla mı korumayı düşünmektedir?
TEKRAR Açıklıyoruz: İstanbul Sözleşmesi'nin yasalarımız üzerinde hiçbir yaptırımı yoktur, olmadı. Sözleşmeyi imzalayan hiçbir ülkede, yargılamalar İstanbul Sözleşmesi'ne göre yapılmıyor. Türk kadının güvencesi olan 6284 Sayılı Yasa'mız yürürlüktedir ve kırmızı çizgimizdir. İstanbul Sözleşmesi, her yeri Kandil yapmak isteyenlerin, devlete alenen saldıranların, kadını devletine, erkeğe düşmanlaştırmak isteyenlerin, kadınımızı ayrıştıranların sözleşmesidir ve can simitleridir. Yaşatacağı şey bunlardır. Bizler gerçek Türk kadının mücadelesini, Batı’nın dayattığı kafeslerde değil bağımsız yaşadığımız vatan topraklarımızda erkeklerle omuz omuza, sırtımızı yasalarımıza dayayarak, devletimizin bağımsızlığını ve bütünlüğünden yana Anadolu’nun bütün kadınlarıyla kol kola sürdürmeye devam edeceğiz.