Bir süredir yaşadığımızın tam tersi oldu... Bu ülkeyi sevenler için, paramızın değerlenmesini isteyenler için ne de güzel oldu... Bir süredir gecegündüz kur yükseliyor, içimize fenalıklar basıyordu. Pazartesi gecesi ekranların önünde, ellerimizde telefon bu kez kurun düşüşünü takip ettik. Doğal olarak “Kur Korumalı Vadeli TL Mevduatı” kararının ayrıntıları ile bundan sonra atılacak adımların peşine düştüm. Hem ekonominin üst düzey isimleri ile hem de Cumhurbaşkanlığı’nın üst düzey isimleri ile konuştum. Sizlere yine madde madde olanı ve bundan sonraki atılacak adımları anlatacağım.
Bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi yönetimiyle üst üste toplantılar yapıyor. Ekonomi ile ilgili çeşitli meslek gruplarından, örgütlerinden gelen “Sorunlar ve çözüm önerilerini” içeren raporları okuyor. Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminin toplantısına katılan hemen herkes Türk lirasının değerini arttırmak, vatandaşı yeniden Türk lirasına döndürmek ve güven kazandırmak ama aynı zamanda zarara da uğratmamak için ‘Kur Korumalı Vadeli TL Mevduatı’nı uygulamada uzlaştı. Şimdi gelelim yöneltilen eleştirilere üst düzeyde verilen yanıtlara: Bu ürün ile kurdaki ekonomik temellerden kopuk, spekülatif artış ortadan kalktığı için Hazine’ye fazla bir yük beklemiyoruz.
Tasarruf için başka yöntemler cazip hale getiriliyor. Bireysel emeklilik gibi... Devlet artık yüzde 25 yerine yüzde 30 katkı verecek. Şu an BES yani Bireysel Emeklilik Sistemi’nde 300 milyar liralık bir kaynak bulunuyor. Bunun yaklaşık 500 milyar liraya çıkması hedefleniyor. Merkez Bankası, kuru dengede tutacak.
YENİ ADIMLAR Beklenti ilk aylarda yaklaşık 50 milyar dolarlık mevduatın Türk Lirası’na dönmesi. İktidar ve ekonomi yönetimi başka bazı önlemler üzerinde de çalışıyor. Birden fazla swap anlaşması yolda. Bununla birlikte ihracatçılarla ilgili de yeni bir düzenleme yapılacak. Kamuda tasarruf paketi, bütüncül bir tarım politikası gibi başlıklar üzerinde de çalışılıyor. Kaynaklarım spekülatörlerin bir süre daha dövizde kalacağını tahmin ediyor. Ancak bir süre sonra yatırımlarını değiştirmek durumunda kalacaklarının da altını çiziyorlar. Kur düşmeye başlayınca, hemen “Merkez Bankası iki puanlık faiz indirimine gidecek” kulisleri yayıldı. Bendeki bilgi buna uymuyor. Merkez Bankası’nın son açıklamasını da hatırlarsak bankanın indirime gitmemesi kimseye sürpriz olmasın.
Ancak kaynaklarım, Türkiye’nin büyük ve önemli firmalarının salı günü tam bir buçuk milyar dolar aldıklarını söylediler. Neden sorusuna aldığım yanıt şu oldu: “Belli ki kurun düşmesini istemeyen bir kesim var. Salı günü yani kur düşerken, bu miktarda dolar alımı iyi niyetli değil, tüm vatana yapılan bir kötülük.” Sanırım bazen hepimizin aynı gemide olduğunu unutanlar oluyor.