Dünya Bankası ile yapılan finansman anlaşmasını değerlendiren Doç. Dr. Demirel, kredinin enerji güvenliğini sağlayacağından endişe duyduğunu ve döviz bağımlılığını artıracağını söyledi. Demirel, kamu yatırımları ve kamulaştırmalar ile enerji güvenliğinin sağlanacağını belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 10 Nisan günü Dünya Bankası ile 5 yıllık mali işbirliği programı oluşturulduğunun bilgisi vererek Dünya Bankası'nın, devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı aldığını açıkladı. Açıklamaya göre anlaşma; afetlere karşı dirençlilik, enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliğiyle mücadele, ihracatın desteklenmesi, reel sektör, alt yapı, lojistik, sanayitarım, eğitim, sağlık ve kapsayıcılık gibi alanlarda destek sağlamayı amaçlıyor.

‘KAYNAK AKIŞI DEVAM EDECEK’

Dünya Bankası tarafından yapılan makro ve sektörel bazdaki teknik ve analitik çalışmaların yeni program döneminde de devam edeceğini dile getiren Şimşek, şunları kaydetmişti:

“Ayrıca ülkemizin kalkınma hedeflerini desteklemek adına diğer kalkınma paydaşlarıyla yeni ortaklıklar kurmanın yolları aranacak. Dünya Bankası 70 yılı aşkın süre boyunca ülkemizin kalkınma hedeflerine ulaşmasında en önemli paydaşlarından biri olmuştur. Yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi, Banka ile olan ortaklığımızı daha da pekiştiriyor. Söz konusu işbirliği, Dünya Bankasının ülkemizin gelecek 5 yıllık dönemine, ekonomi ve yatırım programımıza duyduğu güvenin de göstergesidir. Yeni dönemde ülkemize kaynak akışı artarak devam edecek.”

‘DÜNYA BANKASI İLE IMF’NİN REÇETESİ AYNI’

Anlaşmanın ardından Dünya Bankası ile işbirliğinin IMF borcundan farklı olduğu ve projelere yönelik kredi sağlandığı öne sürüldü. Finansman desteği aracılığıyla ise “rasyonel” veya “küresel normlara uygun politikalar”ın da dolaylı olarak dayatılabileceği tartışıldı. Dünya Bankası’ndan sağlanan finansman desteğini ve tartışmaları Aydınlık’a değerlendiren iktisatçı Doç. Dr. Baki Demirel, enerji güvenliği için gerekli yatırımlarım kamu aracılığıyla yapılması gerektiğini dile getirdi. Dış finansmanla yapılan yatırımların ise bağımlılığı artırdığını vurgulayan Demirel, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya Bankası ve IMF ortak politika tasarımına sahip. Reçeteleri aynı ancak sağladıkları finansman biçimi farklı. Türkiye'nin enerji güvenliği ve yesil dönüşüm için yeni atılımlar yapması gerekiyor. Ancak bunu dış finansmanla ve döviz üzerinden yapınca dışa, dövize bağımlılığınız artıyor. Ben bu konuda kamu yatırımları ve kamulaştırmaları savunurken onlar verimsiz ve borçlu özel enerji şirketlerini destekleyici kredi alıyorlar. Bu elbette sermaye yanlı ve onların borçlarını kamusal hale getirici biçimde bir politika.

İşbirliği değil bağımlılık  Resim : 1
Baki Demirel

ŞEHİR HASTANELERİ ÖRNEĞİ

“Kamulaştırmak sorun ama özel kesimin borcu kamusal hale getirilince kamuya yük olmuyor öyle mi? Tabi Dünya Bankası kredisi uzun vadeli ancak onların istediği koşullarda ve istedikleri yatırımlarda kullanılabilir. Ayrıca bu yatırımlar için dış girdiyi de şart koşabilirler. Bu da bir bağımlılıktır. Yine Dünya Bankası destekli şehir hastanelerinin sigorta sistemine kamuya ve halka maliyeti ortadayken ve sağlık sistemini daha karmaşık hale getirmişken ben bu kredinin enerji güvenliğini sağlayacağı konusunda endişe duyuyorum.”