İran İçişleri Bakanlığı Seçim Merkezi Başkanı Cemal Örf, düzenlediği basın toplantısıyla on üçüncü Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ilk sonuçlarını paylaştı. Örf, sayılan 28 milyon 600 bin oydan muhafazakâr aday Reisi'nin 17 milyon 800 bin, muhafazakâr aday Muhsin Rızai'nin 3 milyon 300 bin, reformist aday Abdunnasır Himmeti'nin 2 milyon 400 bin ve bir diğer muhafazakâr aday Emir Hüseyin Kadızade Haşimi'nin de 1 milyon oy aldığını açıkladı. Bu sonuçlara göre oyların yüzde 62'sini alan Reisi, birinci turda cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli olan yüzde 50.1'i geçerek sekizinci cumhurbaşkanı oldu.
DEVLETTE BİRLİK
Uzmanlar Reisi’nin seçilmesiyle meclis çoğunluğu, yargı ve cumhurbaşkanının muhafazakârlardan oluşarak daha uyumlu bir devlet yönetiminin yolunun açıldığı vurguluyor. Muhafazakâr kanadın, İran devrim rehberliği ile daha uyum içinde paralel kararlar alacağı belirtiliyor.
Seçimleri Tahran’da takip eden gazeteci Yakup Aslan da gazetemize, Reisi’nin seçilmesi ile “liberal düşüncelerden sıyrılmış, daha çok devrim değerlerine ve milli politikalara bağlı bir İran yönetimi görüleceği” bilgisini verdi. Aslan, İran’da iç siyasetteki birliğin sağlanması ile ABD ve İsrail’in bölgedeki politikalarına karşı İran devletinin çok daha cesur ve kararlı duracağını belirtti.
RUHANİ TEBRİK ETTİ
Reformist aday eski Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti, muhafazakâr adaylar eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Muhsin Rızai ile Milletvekili Emir Hüseyin Kadızade Haşimi de yaptıkları açıklamalarla Reisi'yi tebrik etti.
Reisi, 2017 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerini rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybetmişti. Seçim merkezinden yapılan açıklamaya göre yaklaşık yüzde 90'ı sayılan oyların 17 milyonunu almayı başaran Reisi, bu kez ezici bir zafer elde etti.
BATI’NIN BOYKOT ÇAĞRISI TUTMADI
Özellikle Avrupa merkezli Farsça yayın yapan medya kuruluşları, İranlılara, sandığı boykot etmeye yönelik çağrılar yapıyordu. Batı merkezli bu kampanyaya karşı başta dini lider Ali Hamaney “Hem dini hem de vatandaşlık görevimizi kullanıp oy vererek düşmanın oyununu bozacağız” açıklaması yapmıştı. Ayrıca tüm adaylar ve Hasan Ruhani de “oy kullan” çağrısında bulunmuştu.
Batı medyasının “seçime katılım yüzde 30’larda kalacak” iddiası da tutmadı ve halkın yarısından fazlası sandığa gitti. Yüzde 50’den fazla katılım sağlansa da bu oranın, yüzde 73’lük katılımla seçilen Hasan Ruhani’nin döneminden düşük olduğu ise bir gerçek. Yine de uzmanlar yaklaşık yüzde 53’lük katılımın geçen yıl yapılan 11. Dönem Meclis Seçimlerindeki yüzde 42.57’lik katılımdan hayli yüksek olmasının önemine dikkat çekti.
ERDOĞAN TEBRİK ETTİ
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı seçilen İbrahim Reisi’ye tebrik mesajı göndererek seçim sonuçlarının İran halkı için hayırlı olması temennisinde bulundu.
ABD’NİN KORKTUĞU ADAY KAZANDI
Mart 2019'dan bu yana İran Yargı Erki Başkanı olarak aktif görevini sürdüren 61 yaşındaki İbrahim Reisi, adaylar arasında muhafazakâr kanadın en güçlü ismi olarak öne çıkmıştı.
Kum kentinde üst düzey din eğitimini tamamladıktan sonra, özel hukuk alanında yüksek lisans yapanReisi, İran devrimi lideri Humeyni'nin ölümü sonrası Hamaney döneminde devlet makamlarında hızla yükseldi. Reisi, 19901995 yıllarında Tahran Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atandı. 2016 yılında yine Hamaney tarafından Meşhed kentindeki İmam Rıza Türbe ve Külliyesi Vakfı Başkanlığına getirilen Reisi, Mart 2019'da Yargı Erki Başkanı oldu. İki dönem ülkenin dini liderini seçme ve denetleme görevine sahip Uzmanlar Meclisi üyeliğine seçilen Reisi, 2017 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerini rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybetti. Reisi, Yargı Erki Başkanlığına atanmasından kısa bir süre sonra, Uzmanlar Meclisi'nin Başkan Yardımcılığı makamına getirildi.
Devrim Muhafızları tarafından desteklenen isim olarak öne çıkan İbrahim Reisi, Hamaney sonrasında ülke liderliği makamına oturması muhtemel adaylar arasında yer alıyor.
ÇİN, RUSYA VE KOMŞULAR VURGUSU
Kasım 2019'da ABD Hazine Bakanlığı’nın, yaptırım listesine aldığı Reisi’nin seçim bildirgesinde özellikle Ruhani döneminin ekonomide Batı’ya endeksli ve alternatif oluşturmayan politikaları üstü kapalı bir şekilde eleştiriliyor. Reisi, ABD ile Nükleer Anlaşma’yı desteklediğini ancak olmazsa alternatiflerinin olduğunu söylüyor. En büyük alternatif olarak komşularla ticaretin milli paralarla yapılma hedefi olduğunu vurguluyor. Reisi, Çin ve Rusya ile ekonomik ilişkileri daha da geliştireceklerini belirtiyor.