Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, Ülke TV’de Memleket Meseleleri programına konuk oldu.

Ankara’nın Altındağ ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulunan Yücel, göçmen sorununda göçmenlere öfke duymanın hatalı olduğunu ifade etti. Yücel, ABD’nin son 30 yılda girdiği her ülkeden göçmen çıktığına dikkati çekerek, “vurun sığınmacıya kampanyası yapanlar aslında ABD’nin bu saldırganlığını perdeliyor” dedi.

ABD Başkanı Biden’ın daha başkan seçilmeden önce Türkiye’deki hükümeti devirme hedefini açıkladığını hatırlatan Yücel, Türkiye’deki huzursuzluklar üzerinden Bidenci muhalefete zemin hazırlandığını ifade etti.

İlker Yücel’in açıklamalarından satır başları şöyle:

'ABD NEREYE GİRSE GÖÇMEN ÇIKTI'

“Göçmenliğin sorumlusu göçmenler değil. Komşumuz Irak son 40 yılda iki kez işgal edildi. İran ambargolardan dolayı ilaç alamayacak duruma geldi, ekonomisi zayıflatıldı. Suriye 2011 yılından beri ABD ve İsrail’in saldırılarına uğruyor. Lübnan ve Filistin’in durumu belli. En son Libya’da Türk dostu hükümetin devrilmesi sonucu bir istikrarsızlık oldu ve Afganistan’ın işgal edilmesi. Arkada bıraktığımız 30 – 40 yıl boyunca şunu söyleyebiliriz, ABD giriyor, göçmen çıkıyor. Yani ABD nereye giriyorsa oradan göçmen çıkıyor. Dolayısıyla burada göçmenlere yönelik öfkeyi kaşıyanlar, göçmenlere yönelik öfke örgütleyenler, ‘vurun sığınmacıya’ kampanyası yapanlar aslında bu saldırganlığı perdeliyor. Sanki müsebbibi buraya sığınmak zorunda olan insanmış gibi, bütün sorunun kendisi insanmış gibi bir iklim yaratılıyor.

'ABD'NİN SALDIRGANLIĞI PERDELENİYOR'

Bu kampanyayı yürüten hem CHP hem de İYİ Parti’ye baktığımızda zaten ABD’nin Türkiye’ye yönelik bazı politikalarında perdeleme işlevi yapıyor, yani FETÖ’ye karşı mücadelede bir kararlılık emaresi göstermiyor, tersine siyaseten onlarla birlikte olduğu yönünde çok sayıda olgu sıralayabiliriz. Dolayısıyla bu kurumların saldırgan emperyalist politikaları hedef almak yerine, ülke içerisinde göçmenleri hedef alması bu saldırganlığı perdelemektir.

'KIŞKIRTMAYA AÇIK ZEMİN VAR'

Kışkırtmaya açık bir zemin var ve üzerinde durmamız gereken mesele kışkırtmaya açık zemin nasıl ortadan kalkacak. Eğer 4 – 5 milyon insanın yarattığı bir huzursuzluk varsa, o huzursuzluk var bunu kabul edelim, o huzursuzluğu nasıl gidereceğiz. Çünkü burada ABD’nin siyasi denetiminde olan, onların güdümünde faaliyet yürüten hem terör örgütleri, hem de bazı siyasi gruplar bunun üzerinde özel çalışıyor şu anda. Altındağ olayı bunun ilk örneği diyebiliriz. Bir enerji biriktirildi, bir öfke örgütlendi. O öfkenin neticesinde orada taşlama olayı oldu ve Türkiye ekonomik zorlukların içerisinde olduğu sürece bu öfke örgütlenebilir durumda. Türkiye’nin ağırlıklarından kurtulması lazım. Özellikle düşman istihbarat örgütlerinin üzerine çalıştığı operasyonları engelleyebilmesi için de AK Parti’nin çevik, hızlı, bu tip kışkırtmalara alan bırakmayan, müdahalelerde bulunması gerekiyor.

'EN BÜYÜK YALAN AFGANİSTAN'DAN GELEN GÖÇMEN SAYISI ARTMADI'

Afganistan’dan gelen insanların sayısı artmadı. En büyük yalanlardan bir tanesi bu. Göç idaresinin rakamlarında, 2018 – 2019 yıllarında 100 bini aşkın insan Afganistan’dan Türkiye’ye girmiş ve yakalanmış. Geçen sene 50 bin ve bu yıl şu anki tarihe kadar da 32 bin kişi yakalandı. Sosyal medya yalanın en hızlı yayıldığı yer. Bu anlamda sosyal medya bir milli güvenlik sorunu haline geldi. Niye 2018 ve 2019 yıllarında 100 bin düzensiz göçmenin olduğu yıllarda bu kaşınmadı da 32 bin civarında olan bir dönemde kaşınmaya başlandı.

'KILIÇDAROĞLU ABD'NİN HÜKÜMETİ YIKMA PLANININ PARÇASI HALİNE GELDİ'

ABD, Türkiye’de hükümeti yıkmak gibi bir hedefleri olduğunu zaten açıkladı. Biden bunu daha başkan olmadan önce ilan etti ve Türkiye’de iktidarı değiştireceğiz, muhalefeti getireceğiz dedi. Muhalefet buna karşı çıkmadı. 4 Kasım 2020 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu’na, Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü’nün toplantısında sunucu soruyor ‘yeni ABD Başkanından ne istiyorsunuz’ diye, sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘demokrasi kuvvetlerini desteklemesini istiyoruz’ cevabını veriyor. Demek ki Kılıçdaroğlu, ABD’yi, demokrasi dağıtan, demokrasi ihraç eden bir ülke olarak kabul ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ABD’nin Türkiye’deki hükümeti yıkma planının bir parçası haline geldi. Sayın Doğu Perinçek, Biden’ın açıklamasının ardından hemen açıklama yaparak ‘Türkiye’yi Türk milletinin seçeceği kişiler yönetir, bunu Biden belirleyemez’ dedi. Bu açıklamayı Kılıçdaroğlu yapamıyor.

'HUZURSUZLUKLAR KIŞKIRTMA ARACI HALİNE GELİYOR'

Şimdi ABD o ‘demokrasi kuvvetleri’ne nasıl alan açacak, Konya’da bir komşu husumetini, etnik boğazlaşma gibi, TürkKürt çatışması gibi lanse edilecek. Yada orman yangınları sırasında ‘HelpTurkey’ gibi manipülasyon araçlarıyla alan açacak. Sosyal medyada çeşitli yalanlar örgütlenecek ve en son Altındağ olayında da gördük ki en ufak bir huzursuzluk ABD’ye bağlı kuvvetlerin kışkırtma aracı haline gelebiliyor.

Milletimiz uyanık olmalı. Bize sığınan insana el kaldırmak Türk milletine yakışmaz. Kışkırtmaya gelmemek çok önemli. AK Parti de bu zeminin ekonomik sorunlarla buluştuğunu, ekonomik huzursuzluğun, yabancı istihbarat örgütlerine çalışma alanı yarattığını görmek durumunda. “

KIŞKIRTMA ZEMİNİNİ SURİYE İLE ANLAŞARAK ORTADAN KALDIRIRIZ

Burada çözüm konuşmamız lazım. Irak, İran, Rusya ile sorunlar yaşadık ve hepsini aştık. Hepsi Türkiye’nin güvenliğine ve ekonomisine hizmet etti. En son Mısır ile de çok gerildik. Dışişleri Bakanı düzeyinde görüştük ve kimse de AK Parti’ye ‘sen daha dün Mısır’la kavga ediyordun niye buluştun’ demedi. Herkes ‘doğru adım bu’ dedi. Kimse, Irak’la, Rusya’yla niye barıştık demedi. O zaman sıra Suriye’ye geldi. AK Parti’nin önünde tartışılması gerek çok önemli bir başlıktır bu. Çünkü Esad takıntısı AK Parti’nin zayıflamasına yol açıyor. Eğer Suriye yönetimi ile Türkiye, aynı Mısır’la, Irak’la, İran’la yaptığımız gibi, Rusya’yla gerginliği aştığımız gibi, Türk diplomasisi Suriye ile sorunlarımızı çözüyoruz hamlesi yaparsa, göçmen sorununu çözeriz. Suriye konusunda bu sorun çözülmezse Altındağ gibi daha çok olay yaşarız. Sınırımızda ABD, Suriye’nin üçte birini PKK’ya verdi. Oradaki nüfus içimize girdi.

Ekonomik olarak nefes almak açısından, hem sınır güvenliğimizi sağlamak açısından şu anda cesur bir adım bizi bekliyor. Bu adımla göçmen sorununu da çözmüş olacağız. Şu anda böyle cesur bir adım bu kışkırtmaların zeminini dağıtır.