✔ Belçika merkezli Kriz Grubu, “Türkiye ile PKK arasında ‘açılım' yeniden başlasın” dedi
✔ PKK'nın ateşkes ilan etmesini, süreci ABD'nin yönetmesini ve Ankara'ya ‘baskı' istedi
✔ Yönetiminde ABD'li eski yöneticilerin de olduğu kuruluş, 2009'daki ‘açılım'ın da mimarı
✔ O dönemde hazırladıkları raporlarla Türkiye'de kamuoyu yaratmış ve etkili olmuşlardı
1 – Hafızayı tazeleyelim… 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 11 Mart 2009'da, Kürt sorunuyla ilgili çok iyi şeyler olacağını söyledi.
31 Mayıs 2009'da PKK tek taraflı ateşkesi uzattığını kamuoyuna duyurdu.
Bu arada ‘Kürt Açılımı' ifadesi dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından açıklandı.
Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 19 Ekim 2009'da, 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısı'ndan girip teslim oldu.
15 Kasım 2009'da da Başbakan Tayyip Erdoğan, “Milli birlik ve kardeşlik projemiz bir hedeftir. Demokratik açılım süreciyle bu hedefe ulaşacağız” dedi.
28 Aralık 2012'de Başbakan Erdoğan, MİT'in Kürt sorununa çözüm bulmak için Abdullah Öcalan'a ziyaretlerde bulunduğunu duyurdu.
2014'TE 34 KİŞİ ÖLDÜ
15 Şubat 2013'te de Erdoğan, MİT ile Öcalan arasındaki görüşmelerin “İmralı Süreci” yerine “Çözüm Süreci” olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını açıkladı.
25 Nisan 2013'te de PKK, 8 Mayıs'ta Türkiye topraklarındaki bütün silahlı güçlerini Irak'a çekeceğini duyurdu.
8910 Ekim 2014'te,yurt genelinde IŞİD ve Kobani (Ayn el Arap) protestoları sonucunda toplam 34 kişi hayatını kaybetti.
28 Şubat 2015'te, Dolmabahçe Sarayı'nda Öcalan'ın PKK'ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı Sırrı Süreyya Önder tarafından okundu.
22 Mart 2015'te Ukrayna dönüşü uçakta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe açıklamasını doğru bulmadığını söyledi…
Sonrasını biliyorsunuz…
ABD ve NATO, ‘Açılım' için Ankara'ya baskı yapmalıdır
2 – Dün… Uluslararası Kriz Grubu'ndaki Irak, Suriye ve Lübnan proje direktörü Heiko Wimmen, Irak'ın kuzeyinde kurulu Barzani Ailesi'nin yayın organı Rudaw'a röportaj verdi. Wimmen, TürkiyeABD arasında bir ‘Güvenli Bölge' anlaşmasının olmadığını söyledi ve açık konuştu: “…
Şu anki uzlaşma sadece zaman kazandırır. Sorunun özüne etki etmez. ABD ve uluslararası koalisyon buradaki varlıklarını, Kürt ortakları (PKK/YPG) ve Türk müttefiklerini, siyasi görüşmelerin yeniden başlamasının yolunu açacak güven yaratıcı adımlar atmaları için dürtmeli. Sınırı istikrarlı hale getirmenin tek yolu PKK ile Türkiye arasındaki barış sürecine yeniden kademeli olarak dönmektir.”
SOROS VE ABRAMOWİTZ
Wimmen, sürecin başlaması için de PKK'nın tek taraflı ateşkes yapması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: “… Kandil'den bunun muhtemel olduğuna dair işaretler de var. Türkiye'nin kabul edeceğine dair işaretler ise o kadar net değil. ABD, Kürt ortaklarını bu yönde hareket etmeleri için uyarmalı. Batılı ortakları ve NATO müttefikleri de Ankara'ya olumlu yanıt vermeleri için baskı yapmalı.” Heiko Wimmen'in röportajından kısa bir özeti okudunuz! Peki kim bu ICG?
Yönetiminde, ‘Darbelerin mimarı' George Soros, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz gibi isimlerin olduğu ICG'de, Mütevelli Heyeti Başkanlığını ABD Dışişleri eski Müsteşarı Thomas R. Pickering yapıyor.
Kürt meselesini derinden inceleyen ve raporlara imza atan ICG'nin 2009'da başladığı iddia edilen ‘Açılım Süreci'nde aktif olarak yer aldıkları belirtilmişti.
Neden mi? Çünkü…
Belçika merkezli kuruluş, AKP'nin 2010'da hazırladığı ‘demokratik açılım' sürecini anlatan 133 sayfalık kitabının ardından ‘açılım'a yol haritası çizmeye başlamıştı…
Aynı Rudaw'daki röportaja benzer raporlar ortaya konmuştu…
Dolmabahçe Sarayı'nda Öcalan'ın PKK'ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı Sırrı Süreyya Önder tarafından okunmuştu.
Dolmabahçe bildirisinden 4 ay önce açıklanan rapor!
3 – Tarih 20 Eylül 2011… PKK ile yürütülen gizli görüşmelerin konuşulduğu sıcak ortamda , ICG, Ankara'da, “PKK'nın Silahlı Mücadelesine Son Vermek” başlıklı bir rapor açıkladı. 47 sayfalık raporda şöyle denildi: “… Türkiye, Kuzey Irak'taki PKK kamplarını havadan bombalamaktan kaçınmalı… ve kara harekatı baskısına direnmeli veya böylesi bir harekat olduğunda, müttefiklerle koordinasyon halinde yapılmasını sağlamalı. PKK'nın saldırılara son vermesinde, ateşkese geri dönmesinde, silahsızlanmaya ve nihayetinde militanların topluma geri kazandırılmasına hazırlanmasında ısrar edilmeli.” Bitmedi…
Tarihlere dikkat edin
Tarih 7 Kasım 2014… Hatırlatalım: (Bu rapordan 4 ay sonra Öcalan'ın PKK'ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı İstanbul Dolmabahçe'de açıklanmıştı…)
Devam…
ÖCALANLI MÜZAKARE…
Uluslararası Kriz Grubu ICG'nin “Türkiye ve PKK: Barış Sürecini Kurtarmak” başlıklı son raporunda da şu çağrılar vardı: “2012 sonundan beri devam eden ve gizli görüşmeleri kapsayan ikinci parkurda iki taraf, şu anda sadece Türkiye sınırları içinde geçerli olabilecek silahsızlanma… Herkesin kabul edebileceği ve sağlam bir yasal temele dayanan bir affın koşulları…Hükümet bir barış anlaşması için yasal ve siyasi çerçeve oluşturmaya devam etmeli… PKK'nın tutuklu lideri Abdullah Öcalan altında bir müzakere heyeti kurmasına izin vermeli… Devlet, geçmiş hataları için tazminatı kabul etmeli ve şiddet sona erdikten sonra PKK'lıların yasal Kürt partilerine katılabileceği ve Öcalan'ın bile özgürlük umudu taşıyabileceği senaryoları meşrulaştırmayı sürdürmeli.
SONUÇ: Türkiye, ABD'nin stratejik ortağı PKK/YPG'nin Suriye'den temizlenmesi konusunda ısrarcı. Amerika da bunu kabul etmemekte… Hatta, PKK/YPG ile ortak devriye atmaya, TIR göndermeye devam ediyor…
Raporlardan anlaşılacağa üzere, Türkiye'nin yeni bir ‘açılım'a ikna edilmesi için NATO görevlendirilmiş.
Buradan da anlaşılıyor ki önümüzdaki günlerde yeni bilgilere ulaşabiliriz.
*
Sözcü