Devleti tehdit eden HDP'li Leyla Güven, Eren Bülbül'ü şehit eden PKK'lının cenazesine koşan Musa Farisoğulları, casusluk yapan CHP'li Enis Berberoğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini değerlendiren hukukçular, ihanet edenin yerinin TBMM değil cezaevi olduğunu söylediler.
TBMM'yi milletin değil azılı suçluların dinlenme ve korunma mekanı haline getirilmesine "dur" denildi. İki HDP'li vekil PKK'ya üyelik, bir CHP'li vekil ise MİT'e ait devlet sırrı niteliğindeki görüntüleri yandaş medyaya servis nedeniyle kesinleşen cezasından dolayı milletvekilliği düşürüldü.
HİÇ KİMSENİN SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ YOKTUR
Dünya Düşünce Derneği Genel Sekreteri Avukat Mehmet Şamil Şenalp, kararla milletvekillerine bahşedilen dokunulmazlığın suç işleme özgürlüğü vermediğinin teyit edildiğini belirterek şunları dile getirdi: "İster milletvekili, ister gazeteci, ister hakimsavcıavukat, hiçbir meslek grubunun suç işleme noktasında bir imtiyazı yoktur. Milletvekillerine tanınmış olan dokunulmazlık, sadece vekillik sıfatını bihakkın yerine getirmeyle ilgili düzenlemedir. Ama bu terörize faaliyetlerin içine girme noktasında milletvekiline bir hak bahşetmez. Dolayısıyla TBMM'de verilen karar gecikmiş olmakla birlikte doğru bir karardır.
Kimse bu ülkede teröre yardım edemez. Ve kimsenin bu milletin ve bu devletin sırlarını bir yerlere ifşa etmeye kimsenin hakkı yoktur. Öncelik milletin güven içerisinde yaşaması ve hukukun işlemesidir. Hukuk da mutadında işlemiş ve mahkemeler karar vermiştir. Kararlar, Yargıtay aşamasından geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Meclis de üzerine düşeni yerine getirmiştir. Hukuk, birilerine rağmen işlemektedir. Hainin yeri Meclis değil kodestir."
DOKUNULMAZLIĞIN KALKMASINI ONLAR İSTEDİ
Berberoğlu, Güven ve Farisoğulları'nın milletvekilliğinin düşürülmesine itiraz eden CHP ve HDP'nin tutarsız tavrına da değinen Şenalp, "Bugün karara en fazla itiraz eden CHP ve HDP, düne kadar 'dokunulmazlıklar kaldırılsın' diye en fazla yaygarayı yapan odaklardı. Çelişkili tavırları, önceki beyanlarında da samimi olmadıklarını gösteriyor" dedi.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Harun Akdere de, terör örgütü üyeliğinden ceza alan ve casusluk faaliyeti mahkeme kararıyla tescillenmiş kişilerin TBMM'de faaliyete devam etmesinin beklenemeyeceğini vurgulayarak şunları ifade etti:
MECLİS YAŞLI TERÖRİSTLERİN DİNLENME YERİ DEĞİLDİR
"Bu, TBMM'de alınan karar bir prosedürdür. Meclis bir yargılama veya hukuki faaliyet göstermediği gibi bir oylama bile yapmıyor. Sadece usuli işlem gerçekleştirilmiş oldu. Ceza almış kişinin milletvekili yeterliliği kalkmış oluyor. Milleti temsil etme yetkisi olmayan bir kişinin Meclis'te yeri olmamalı.
Mahkeme, verdiği hükümle bu kişilerin milleti temsil yetkisi olmadığını da tescillemiş oluyor verdiği hükümle. Belirli suçlardan veya belirli bir sürenin üzerinde ceza alanlar memuriyet hayatına bile devam edemiyor. Ama teröre bulaşan, devlet sırlarını ifşa eden kişiler milletin vekili olarak TBMM'de bulunacak, olmaz böyle bir şey. Dağda faaliyet alanı kalmayanların Meclis'te faaliyet göstermesi söz konusuydu. TBMM, yaşlanmış teröristlerin dinlenme yeri değildir."