Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN Türk'te yayımlanan “Tarafsız Bölge” programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı. Kalın, 30 Temmuz'da Twitter hesabından yaptığı, “Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır” paylaşımına ilişkin soru üzerine, bu paylaşımı 30 Temmuz'da yapmasının özel bir anlam taşımadığını dile getirdi. Türkiye'nin modernleşme tarihinin, iniş çıkışlarıyla tekrar eleştirel bir gözle ele alınması gerektiğini söyleyen Kalın, bu tweeti üzerine “İbrahim Kalın bizi Ortaçağ'a davet ediyor” gibi yorumlar yapıldığını ve bunları ciddiye almadığını ifade etti. Tarihin doğru bir şekilde yeniden okuyup, yorumlayıp bugüne getirilip, geleceğe taşınması gerektiğini savunan Kalın, bu konuda perspektifin doğru konulması gerektiğini söyledi. 'Ortaçağ' ifadesinin Avrupa tarihi ile ilintili olduğunu anlatan Kalın, aynı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun ciddi bir refah ve yükseliş süreci yaşadığına dikkat çekti.

'TÜRKİYE YENİDEN KONUMLANIYOR'
Türkiye'nin bugün kendini dünya düzeninde yeniden konumlandırdığını söyleyen Kalın “Bunları yaparken konumlandırmanın kimlik ve tarih boyutunu ihlal etmemiz sözkonusu olamaz. Birileri bundan rahatsız. Türkiye eski konumlanmayı kabul etmiyor” ifadelerini kullandı.

'AVRUPA HİKAYESİNDE BEYAZ OLMAYANA YER YOK'
“Bazı CHP'liler sözlerimi cumhuriyete karşı algıladı. Halbuki 150 yılın içinde 2. Abdulhamit de var” diyen Kalın şöyle sürdürdü: “Bizim büyük hikayemizin içinde Osmanlı da var Cumhuriyet de var. Abdulhamit de var, Atatürk de var. Nazım Hikmet de var, Necip Fazıl da var. Kemal Tahir de var, Yahya Kemal de var. Bunları kavga ettirmek bize bir şey kazandırmaz. İyisiyle, kötüsüyle, hatasıyla, sevabıyla, hezimetiyle, zaferiyle onlar hikayemizin bir parçası. Modernleşme adı altında dayatılan hikaye bizim hikayemiz değil. Bize modernleşme adı altında dayatılan hikayenin içinde beyaz olmayan adam yok. Siz yoksunuz, ben yokum, Çin medeniyeti, Hint medeniyeti, Afrika medeniyeti, Latin Amerika, hatta Rusya yok. Biz üzerinde deney yapılan, medeniyet götürülmesi gereken kişiler olarak görüldük hep.”

AVRUPAMERKEZCİLİK VE ORYANTALİZM
“150 yıllık tecrübemiz içinde bize dayatılan modernleşme hikayesinin iki ana ayağı var. Birisi Avrupamerkezcilik, diğeri oryantalizm. Hukukun, medeniliğin, ilerlemenin, yüksek kültürün kriteri Avrupa'da üretilen değerlerdir diyen bir bakış açısı. Bu tarihe nasıl yansıdı? Kadim tarihi MÖ 7'nci yüzyılda başlatarak... Bilim, düşüncei felsefe ve mantık kadim Yunan'da başladı diyerek... Ama o kadim Yunan filozoflarının neredeyse tamamı kadim Mısır'a gelçek bilgeliğin ve felsefenin merkezi olarak baktılar. Mısır'a, MÖ 4000'e geri gittiğinizde tarih perspektifi bir anda değişiyor. Yunanlardan iki bin yıl önce piramitleri yapıyor. Belki bir az daha araştırsak kadim Mısır Göbeklitepe'ye çıkacak. Avrupamerkezci tarih perspektifi bizim ufkumuzu o kadar daralttı ki bu tarih kayboldu.

'MİLLİ MÜCADELE BUNA KARŞI MÜCADELEDİR'
“Milli Mücadele, bu bahsettiğim Avrupamerkezciliğe ve oryantalizme karşı itirazın en somutlaşmış mücadelelerinden birisidir. Modern dönemin en büyük, en güçlü antiemperyalist hareketidir. Türk milleti burada bir büyük destan, bir büyük hikaye yazdı. Ben diyorum ki bizim büyük hikayemizin özünde bu itiraz var, bu direniş var. Bugün bu ruhu Türkiye tekrar kuşanmak zorunda ve ben tekrar kuşandığını düşünüyorum. Bugünün şartlarında... Türkiye bugün dünya sistemi içerisinde antiemperyalist bir duruş sergiliyor mu sergilemiyor mu? Soralım. Sisteme kim itiraz ediyor?”

Sosyalist fikirlere ilişkin de konuşan Kalın şöyle devam etti: “'Marx, 'o görkemli yapıların altında işçilerin emeği var, cesedi var, her şeyi var' dedi. Komünist Manifesto'yu bu gözle okuyun, vicdanı olan herkes, adalet duygusu olan herkes onun altına imzasını atar.
 
“Bazı arkadaşlar solculuk adına 'Rojava devrimi' yapıyoruz diye kuzey Suriye'de şurada burada birtakım maceralara atılıyorlar. Amerikan koruması altında solculuk yapıyoruz diyorlar. Nerede kaldı antiemperyalizm? Kim veriyor o kendine solcu diyen PYD'ye silahı parayı? Bu paradoksu anlamıyorum. Bunun karşısına siyasal kötü olarak da Tayyip Erdoğan'ı koyuyorlar. Emperyalist yapıya itiraz eden lider Tayyip Erdoğan.”

'BİR TARAFTA SAĞ MUHAFAZAKARLAR DİĞER YANDA GELENEKSEL SOL'
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bundan sonra kabaca, “iki farklı ittifakın yönlendirdiği bir siyasal alan” olarak devam edeceğini belirterek, “Birinde daha sağ muhafazakar kesimi, şu anda dışarı da kalan aktörler olarak Saadet ve İyi Parti olarak görülüyor. Öbür tarafta da yani daha geleneksel olarak sol dediğimiz CHP ve HDP” dedi. HDP'nin PKK ile yakınlığından CHP'nin de rahatsız olduğunu savunan Kalın, “İyi Parti haydi haydi bundan rahatsız, çünkü kendi tabanı da bunu bunu kabullenmiyor. Yani PKK'ya 'PKK', örgüte 'terör örgütü' diyemeyen bir siyasal hareketle nasıl bir arada olabilirim' sorusunun cevabını onlar da veremiyorlar. Dolayısıyla burada Ak Parti ve MHP'nin böyle bir çağrı yapması gayet normal. Yani siyasal rasyonalite açısında da sosyolojik temel açısından da” diye konuştu.

'ERKEN SEÇİM DÜŞÜNCESİ YOK'
“Bu çağrının yapılması seçim erkene mi alınacak? Seçime yönelik bir hareket mi” şeklindeki soruya ise Kalın, “Seçime yönelik bir hareket olma ihtimali sıfır şu anda. Çünkü ne Ak Parti'nin MHP'nin ne Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Devlet Bahçeli'nin 'seçimi erken alalım, erken seçim yapalım' gibi bir düşüncesi asla yok, defalarca ifade ettiler” yanıtını verdi.