Habertürk canlı yayınına bağlanan gazeteci Mehmet Akif Ersoy, Afganistan'daki son gelişmeleri aktardı. Ersoy, aktarımları sırasında Habertürk ekranlarında Ebru Baki'nin sunduğu Para Gündem programına atıfta bulunarak, "Biz dünyayı düzeltemeyiz. Bizim Amerika'nın Irak'ta katlettiği insanlarla ilgili Amerika'ya yaptırım uygulayabilmemiz için dünyanın süper gücü olmamız lazım. Eğer meseleye böyle bakarsak; emirlik, şeriat düzeni, kadın hakları yok, o zaman biz buradaki yapıyla ilişki kurmayalım." dedi.
Ersoy sözlerinin devamında Taliban'ın şu anda Afganistanın bir gerçeği olduğunu belirterek, "Taliban şuan Afganistan'ın bir gerçeği. Batı bile artık bunu kabul etmeye, görüşmeye başladı. Bu gerçeği tasnif etmiyoruz, bu gerçeği beğenmiyoruz, bu gerçeği Afgan halkına layık görmüyoruz, Afgan halkının bu gerçekten korktuğunu ve rahatsız olduğunu biliyoruz, ciddi bir kısmının bununla ilgili endişelerini biliyoruz." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE, AFGAN HALKINA YARDIM ETMEK İSTİYORSA BURADAKİ OTORİTEYLE İLİŞKİ KURMAK ZORUNDA
Mehmet Akif Ersoy sözlerinin devamında bu iddiaların hepsini kabul ettiğini belirterek şunları söyledi:
"Bunların hepsini kabul ediyoruz. Kadınların hakları konusundaki sıkıntıları biliyoruz. Ama Suudi Arabistana da Birleşik Arap Emirliklerine de, emirlik de deseniz diktatörlük de deseniz, dünyada bir sürü böyle yer var. O zaman Türkiye bunların hiç biriyle ilişki geliştirmesin gibi bir sonuç çıkar ortaya. O yüzden bizim ilişkilerimiz buradaki radikalleşmeyi bile önleyecek bir şey olur. Biz bunu Mısırdayken çok söyledik. Mısır'da darbe olduğunda ' Mısırla bu kadar sert gitmese Türkiye, Müslüman kardeşler hareketi bile bundan faydalanabilir, Türkiye Mısır ilişkileri Müslüman Kardeşlerin bile ceza evlerinde daha az kalmasını sağlayabilir' gibi söylemlerimiz olmuştu o dönemlerde. Şimdi ise Türkiye, Afgan halkına yardım etmek istiyorsa buradaki otorite kimse onunla ilişki kurmak zorunda. "
BAHSETTİĞİMİZ TALİBAN ARKADAŞIM!
Hülye Hökenek, Ersoy’un bu sözleri üzerine şu ifadeleri kullandı:
Akif sen haklısın. İnsanların böyle kaygılarının olması da çok normal. Sevilay da sabah şöyle bir cümle kurdu; Taliban'ın ideolojisi nedir, Taliban nasıl bir sistem kurmak istiyor? Sevilay'ın kaygısı biraz daha kadın meselesi yüzünden. Bu çok anlaşılır. Taliban'ın metinlerine dayanarak görüşlerine bakıyoruz, kuracağı rejimin demokrasi olmayacağını söylüyor. Zaten beklenen bu. Demokratik bir rejim kurması da beklenmiyor, bahsettiğimiz Taliban arkadaşım. Yani bu normal. Sistemi nasıl kuracak, biz de bekleyecez ve göreceğiz. Biz işin pratiğini görmek durumundayız. Ben sana hak veriyorum ama Sevilay'ın da kaygısı kadın meselesi üzerine, biraz daha ona da hak verelim.
Mehmet Akif Ersoy tekrar kendilerine hak verdiğini belirterek sözlerine devam etti:
Hülya ben Sevilay'a hak vermiyor değilim. Bakın Sevilay'ın haklılığı haksızlığı değil buradaki mesele. Suudi Arabistan'da bir sene öncesine kadar kadınlar araba kullanamıyordu. Biz Suudi Arabistanla ilişki kurmayalım mı? Suudi Arabistan şeriat ile yönetiliyor, İran şeriat ile yönetiliyor diye biz onlarla ilişki kurmayalım mı?
BİR SÜRÜ PROBLEM VAR
Hülya Hökenek meselenin ilişki kurmak olmadığını belirterek şunları söyledi:
Akif, burada mesele ilişki kurup kurmama meselesi değil, ülkenin çıkarları meselesi değil. İnsanların Taliban'ı konuşurken, Taliban bir devletleşmeye giderken, yönetimi savaşmadan çatışmadan ele geçirirken; Taliban'ın geçmişini bildiğimiz için insanların kaygısını da bu soruları sormasını da normal karşılamalıyız. Ama elbette ilişki kurulacak. Ne demek ilişki kurmamak? Suudi Arabistan ve Mısır için de aynı şeyi eleştirmedik mi, konuşmadık mı? Devletlerin çıkarlarıdır burada söz konusu olan. Elbette ilişki kuracaksın. Batı kuruyor, sen niye kurmayasın? Ama o kaygıları da anlamak lazım.
Mehmet Akif Ersoy ABD’nin Afganistan için söylediklerini dile getirdi:
ABD, "biz bunu değiştirmek için Afganistan'a girdik" dedi. Amerika bunu söylüyor, "biz mücadele ettik, olmadı, başaramadık çıktık. Taliban'a kaldı bu iş" dedi. Amerika da becerebiliyorsanız gidin değiştirin diyor aslında bir yerde. Demokrasiye alışmış olan insanlar için, burada özgürlüklere alışmış olan insanlar için durum çok kötü. Onlar korkuyorlar sokaklarda gezerken, herkes gitmeye çalışıyor, biraz batıyı görmüş olan, biraz Türkiye'yi görmüş olan herkes şuan tedirgin. Bunların hepsi çok doğru. Taliban'ın geçmişte yaptıkları, Taliban'ın öğretisi, teorisi, inandığı sistem... Az önce yayında söyledim, mesela bir kadın yönetici olamaz Taliban'ın inandığı şeriata göre. O zaman bakanlıklardaki bu kadınlar ne olacak? Bir sürü problem var. Problemler keşke çözülebilse, bunlardan bahsetmeliyiz. Ama bunlar çözülemediğinde de Afganistan'a hiç yokmuş gibi davranmak, burayı daha kapalı bir rejim yapar.
AMERİKA’NIN DÜZEN SAĞLADIĞI BİR YER YOK
Hökenek ve Ersoy arasında ki son diyaloglar şu şekilde oldu:
Hökenek: Davranamayız canım, mümkün değil. Suudi Arabistan'da bu çözülmüş mü ki biz yok gibi davranıyoruz?
Ersoy: Suudi Arabistan da şu anda reformlar yapıyor. Biz umuyoruz ve diliyoruz ki burada bir şeyler zamanla değişsin ve düzelsin.
Hökenek: İnsanların kendilerini her türlü şiddetten uzak hissedebileceği bir dünya düzeni kurulsun elbette ama biz göçmen meselesine de batının baktığı gibi bakmıyoruz. Biz uluslararası ilişkilerde de daha farklı bir tutum alıyoruz. O yüzden Amerika'nın bir yere el attığı zaman, "orada düzeni sağlayamadım da çektim gittim" diyecek hali yok.
Ersoy: Düzen sağladığı bir yer yok Amerika'nın. Ne Vietnam'da ne Irak'ta ne Afganistan'da ne Somali'de...