Çoklu baro sisteminin de yer aldığı kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine yarın başlanacak. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Aydınlık’a yaptığı açıklamada 'Çoklu barodan kaygı duymamızın nedeni etnikçi ve mezhepçi baroların kurulma ihtimalinin bulunmasıdır' dedi.

OLCAY KARATEPE

Avukatlık Kanunu ile ilgili teklifin TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilmesinin ardından yarın TBMM Genel Kurulu’na gelecek. Teklifte Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 80 baronun karşı çıktığı çoklu baro düzenlemesi de yer alıyor. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, çoklu baro sistemine ilişkin eleştirilerini bir kez daha dile getirdi. Süreci başından beri hep diyalogla ilerlemek istediklerini kaydeden Feyzioğlu, “Çünkü milli iradenin tecelli edeceği yer Meclis’tir. Meclis'in iradesini somutlaştırırken bir avukat olarak ikna etme görevimizi yerine getirmek zorundaydık. Bunu yapmaya gayret ettik. Yetkili, etkili her makamda kişiyle görüşüldü bu süreçte” dedi.

‘HER GÖRÜŞMEMİZDE SÖYLEDİK SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Çoklu baronun yanlış olduğunu düşündüğünü söyleyen Feyzioğlu, şöyle konuştu: “Her görüşmemizde bunu söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Bu noktada Türkiye Barolar Birliği ve 80 baromuz yüzde 100 aynı düşüncededir. Kamuoyunda Türkiye Barolar Birliği ve baroların ayrıştığı, birliğin çatladığı yönünde yaratılmak istenen algının, birliği korumanın ve savunma hakkının aleyhine olacak bu çoklu baro sisteminin önlenmesine olumsuz etkisi olmuştur. İşin esası bu noktada hiçbir görüş ayrılığının bulunmadığıdır. Türkiye Barolar Birliği ile bazı baro başkanlarımızla ve baro başkanlarının da kendi arasında yöntem farklılığı vardır. Silahsız, şiddetsiz, barışçı olmak kaydıyla her yöntem meşrudur, demokratiktir. Biz ortada somut bir teklif yokken, alternatifler konuşulurken, katılmak isteyen Baro Başkanlarımızla Meclis’te uzun çalışmalar, Adalet Bakanımızla uzun toplantılar yaptık. Bazı arkadaşlarımız ise bu toplantılara katılmayarak tavırlarını ortaya koydu. Hepsi meşrudur. Ne bizim toplantıya katılmayanlar üzerinde baskı kurmaya hakkımız vardır, ne de toplantıya katılmayı bir protesto yöntemi olarak benimseyip davetimizi reddedenlerin toplantıya katılanlara baskı kurma hakkı vardır."

'ANADOLU BAROLARINA TEŞEKKÜR EDİYORUM'

Çoklu barodan kaygı duymalarının nedenini, etnikçi ve mezhepçi baroların kurulma ihtimalinin bulunması olarak açıklayan Feyzioğlu, bu konudaki hassasiyete dikkat çekti: "Türkiye Barolar Birliği’nin çatı örgüt olarak varlığını sürdürmesi, bu konuda hiç olumsuz bir tartışmanın olmaması önemlidir. Barolarda ise illerde ikinci baronun kurulması için o ildeki avukat sayısının 5 bini aşması şartı getirilmiştir. Bu şu anda Ankara, İstanbul ve İzmir'i ilgilendirmektedir. Önümüzdeki 20, 30 yıl belki de hiçbir zaman kendi barolarını sayı olarak etkilemeyecek olan değişikliğe Anadolu barolarının tamamı karşı çıkmaktadır. Barolarımızın hiçbirinin, 'eni ilgilendirmiyor' diye bir yaklaşımı olmamıştır. Bu duruşları nedeniyle Anadolu barolarına çok teşekkür ediyorum. Nitekim Meclis’teki görüşmelere Ankara, İstanbul, İzmir katılmadığı halde Anadolu baroları katılarak bu bölünmenin yanlış olduğunu anlatmışlardır. Keşke 3 büyük ilin baro başkanları da katılsaydı bu görüşmelere. Ancak tercih kendilerinindir.”

'PEK ÇOK SORUN ORTAYA ÇIKARIR'

Çoklu baronun akla gelmeyecek pek çok sorun ortaya çıkaracağını belirten Feyzioğlu, şöyle sürdürdü: "Adliyelerdeki baro odalarından adli yardımın ve CMK görevlendirmelerinin usulüne kadar onlarca sorun çıkacak ve mesleki dayanışmayı zedeleyecek. Kendi barosuna katılımı artırmak isteyen ya da kendi barosundan ilindeki diğer baroya kaymayı önlemek isteyen disiplin iş ve işlemlerinde esnek davranırsa bundan meslek zarar görür. 'O ildeki ikinci baronun disiplin işlemleri daha esnek' diye algı yaratıldığında yeni katılacak olanları etkilemeye yönelik olur. Ya da 'Stajda devamı çok da ciddi kontrol etmiyor' diye algı yaratıldığında stajını yapacak gençlerin belki meslekte eğitim kalitesinin düşmesi pahasına cezbedilmesi istenebilir. Tek elden çıkıp çoklu yapıya dönüştüğünde rekabetin olumlu değil olumsuz sonuçları olacağından endişe ediyorum. İki Baronun arasındaki rekabetin mensup sayılarını artırma konusunda yapılacak uygulamalarla mesleğin kalitesine zarar verebileceğinden kaygılanıyorum."

Aydınlık