Saadet Partisi’nin 8. Olağan Büyük Kurultayı’nda yeniden Genel Başkanlığa seçilen Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasında FETÖ ve PKK mensuplarıyla aynı dili kullanması dikkat çekti. Karamollaoğlu’nun milyonlarca kişinin terör şüphelisi ilan edildiğini öne sürmesi ‘FETÖ ve PKK ancak böyle savunulur’ yorumlarına neden oldu.

Karamollaoğlu’nun Türkiye’nin terörle mücadelesinden rahatsız olan çevrelerle aynı siyasi söylemleri kullanması ve abartılı ifadelerinin ‘Milli Görüş’ etiketiyle siyaset yapan Saadet Partisi’nin içinde de bazı kesimler tarafından eleştirildiği öğrenildi. Parti kulislerinde KHK’lılara ilişkin yapılan genellemelerin rahatsızlık yarattığı belirtildi. Kurultay öncesinde hareketin kurucu lideri Necmettin Erbakan’ın ekonomi danışmanı Mete Gündoğan Genel Başkan adaylığını açıklamış, sonra geri çekmişti. Gençlik örgütleri kuşağının oluşturduğu bir grubun daha aday çıkarmaya hazırlandığı ancak vazgeçirildiği söylenmişti.

‘ADALETSİZLİK VE HUKUKSUZLUK SEBEP’

Karamollaoğlu kurultayı solcu şair Adnan Yücel’in “Bitmedi, daha sürüyor bu kavga ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” dizeleriyle açtı. Ekonomik zorlukların kaynağının adaletsizlik ve hukuksuzluk olduğunu savundu: “Biliyorum insanımızın önceliği ekonomi, çünkü kanayan derin bir yara. Ancak bilinmelidir ki; diğer her şey sonuç, adaletsizlik ve hukuksuzluk sebeptir. Bizler bugün, gömleğin o ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin, hatta son yıllarda koparılıp bir kenara atılmasının sonuçlarını yaşıyoruz. Bir ülke düşünün; milyonlarca vatandaşı terör şüphelisi ilan edilsin, yüz binlercesi hakkında işlem yapılsın, on binlercesi de tutuklansın.”

‘KHK MAĞDURLARININ FERYADI ARŞI ALA’YA…’

Karamollaoğlu, son günlerde HDP’nin sık sık gündeme getirdiği cezaevleri meselesine de değindi. FETÖ ve PKK iltisakları nedeniyle kamu görevlerinden el çektirilen KHK’lılara haksızlık yapıldığını öne sürdü:

“Bir ülke düşünün, koca koca adalet sarayları inşa edilsin; fakat aynı zamanda onlarca yeni cezaevi açılsın. Bir ülke düşünün ki; cezaevleri tıklım tıklım dolu olsun. Adalet mekanizması, siyasilerin elinde adeta bir kılıç gibi kullanılsın. İşinden, ekmeğinden, özgürlüğünden edilen KHK mağdurlarının feryâdı arşı Âla'ya ulaşmış. İnsanlar konuşmaktan, tweet atmaktan korkar hale gelmiş. Yasaklarla mücadele edeceğini söyleyenler ise, yasakçı zihniyetin bizzat baş aktörü olmuş Hukuksuzluğun norm haline geldiği bir ülkede, gelir dağılımındaki adetsizliği gidermek mümkün mü?”