Fetullahçı Terör Örgütü’ne üye olma suçundan yürütülen soruşturmada ardışık arama kayıtları tespit edilen hükümlünün başvurusu değerlendirildi. Anayasa Mahkemesi, uygulanan tutuklama tedbirine yönelik başvuruyu kabul edilemez buldu

AYDINLIK / ANKARA

Anayasa Mahkemesi (AYM), FETÖ'ye üye olma suçundan yürütülen soruşturmada ardışık arama kayıtları tespit edilen eski binbaşının hakkında uygulanan tutuklama tedbirine yönelik başvurusunu kabul edilemez buldu.

ÖRGÜT ÜYELERİYLE İRTİBATLI

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde binbaşı rütbesinde subay olarak görev yapan Yusuf B. 2017 yılında kamu görevinden çıkarıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'ye üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 7 Temmuz 2012 tarihli tek bir ardışık arama kaydına istinaden 7 Nisan 2019 tarihinde gözaltına alınan Yusuf B. ertesi gün serbest bırakıldı.

Soruşturma kapsamında, örgütün TSK yapılanmasında faaliyet gösteren asker şahıslardan sorumlu sivil kişilerin sabit hatlarla irtibat kurduğu asker kişilerle ilgili olarak gönderilen raporların incelenmesi sonucu Yusuf B.'nin ardışık ve tüm irtibat kayıtları tespit edildi.

ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN CEZA ALDI

Soruşturmada 22 Haziran 2021 tarihinde tekrar gözaltına alınan Yusuf B., sorgusunun ardından tutuklandı.

Hakimlik tutuklama gerekçesinde, 18 adet grup ardışık arama kayıtları, HTS kayıtları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına istinaden Yusuf B.'nin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğunu bildirdi.

Tutuklama kararına yaptığı itiraz reddedilen Yusuf B. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı.
Diğer yandan sonraki süreçte açılan davada 16 Aralık 2021 tarihinde tahliye edilen Yusuf B. hakkında daha sonra silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararı verildi.

Bireysel başvuru incelemesini yapan Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.
Kararın gerekçesinde şöyle denildi:

‘ADLİ KONTROL YETERSİZ KALACAKTI’

"Başvurucunun terörle bağlantılı bir suç nedeniyle tutuklandığı dikkate alındığında Hakimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de göz önünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez."

SUÇLAMALARI REDDETTİ

Yusuf B. tutuklama kararı verilmeden önce verdiği ifadede hakkındaki suçlamaları reddetti. Yusuf B. hakimlikteki sorgusunda şunları söyledi:

"Ben İzmir'de görevliydim, iki yıl öğrenci bölük komutanı olarak görev yaptım, bu terör örgütüne hiçbir şekilde bir mensubiyetim olmadı, öğrencilerin bizi sabit hatlardan aramaları gerekiyordu. Bütün aramaların hepsi bakıldığında benim gibi bölüklerden ve öğrencilerden sorumlu şahıslara yapılan aramalardır. Etkinlikler, faaliyetlerle ilgili gerekli çalışmaları yapıp ilgili hocalarla gidip görüşmeler yapma gibi faaliyetler onları görevlendirdiğimizde onlar bize rapor ederlerdi, askerler ilgili komutanlarla röportajlar yapıp bize de bunu rapor ederlerdi, bunu da sabit hatlardan yaparlardı. Malzemeler alırlardı, bazen paraları yeter bazen yetmez, bunu bize geri dönüşle bildirir rapor ederlerdi. Bütün bunları ardışık olarak bizlere rapor ederlerdi, bu aramalar sanıyorum bu aramalardı