FETÖ yöneticiliğinden yargılanan Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Birol Erdem hakkında, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından; Örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibarıyla örgütün nihai amacını bilmediğinden hareketle, Türk Ceza Kanunu (TCK) 30/1 maddesinde düzenlenen “Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kişi, kasten hareket etmiş olmaz” hükmüne dayanarak verilen beraat kararının Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu tarafından da onanması üzerine FETÖ’cüler adeta bayram ediyor.FETÖ’nün yurtdışına kaçan hâkim ve savcıları ile avukat yapılanması her zaman olduğu gibi fırsatı kaçırmadı. Örgütte yöneticilik ve üyelik yapan FETÖ’cüler ve avukatları, 17/25 Aralık 2013 operasyonlarına kadar örgütün amaçlarını kendilerinin de bilmediğini iddia ederek, haklarında beraat kararı verilmesi gerektiğine dair dilekçe örneklerini elden ele dolaştırmaya başladılar.
ALTI SUÇU AKLAMA ÇABASI
Ağır ceza mahkemelerine, bölge adliye mahkemelerine, Yargıtay Ceza Dairesi’ne verilmek üzere FETÖ’nün avukat yapılanması tarafından hazırlanan örnek dilekçede, bir taşla adeta 6 kuş vurulmaya çalışılıyor.
FETÖ’cü avukatların, yargılaması süren, dosyası bölge idare mahkemelerinde ve Yargıtay’da olanlar için hazırladığı tek tip dilekçede, her biri Yargıtay tarafından FETÖ üyeliği için delil kabul edilen; ByLock kullanmak, Bank Asya’ya para yatırmak, FETÖ’nün okullarına kayıtlı olmak, dernek ve gazetelerine abone olmak, “Kimse Yok Mu Derneği”ne bağış yapmak gibi durumların da aynı kapsamda değerlendirilmesi talep ediliyor. Bunları yapanların da örgütün nihai amacını bilmediği için beraat ettirilmesi gerektiği belirtiliyor. FETÖ’cülerin elden ele dolaştırdıkları tek tip dilekçe şu ifadeler geçiyor:
“....Hakkımda verilen kararda/yargılandığım dosyada nihai amacı ve yöntemi bilmek ve istemek unsuru kesin olarak ispatlanması gereken bir husus olmasına rağmen, bu husus hiç araştırılmadan, şekil suç mantığıyla: ByLock kullandığım iddia edilerek, Bank Asya’ya para yatırdığım, cemaatle bağlantılı okula çocuğumu gönderdiğim/gittiğim, dernek, sendika üyesi olduğum, gazeteye/dergiye abone olduğum, Kimse Yok Mu Derneği’ne bağış yaptığım belirtilerek örgüt üyesi olduğum iddiasıyla cezalandırıldım/hakkımda dava açıldı.
Birol Erdem hakkında verilen ve Yargıtay Genel Kurulu’nun onadığı Yargıtay 9. Daire kararında, suç tarihi itibarı ile nihai amacın genel olarak kamuoyu tarafından da bilinmediği kabul edilmektedir. İşgal ettiği resmi makam nedeni ile resmi kaynaklara, dolayısı ile “nihai amacını bilme” konusunda çok daha geniş imkânlara sahip bir kişinin dahi bu amacı bilmediği Yargıtay’ın en üst karar mercii tarafından kabul ediliyorsa, bu kaynaklara çok daha uzak olan şahsımın bu amacı bilebilmesi mümkün değildir.
Ayrıca, bu amacı bildiğime ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi bu zamana kadar böyle bir iddiada da bulunulmamıştır. SONUÇ VE İSTEM: İlgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararında dayanmış olduğu ve şahsım hakkındaki yargılamada da savunma olarak dile getirdiğim bu hususun, hakkımda verilecek hükümde göz önünde bulundurulmasını ve TCK’nın 30. maddesi gereğince atılı örgüt üyeliği suçundan beraatıma karar verilmesi hususunda gereğini arz ve talep ederim. ..../.... / 2022”
YARGI CAMİASI KARIŞTI
Birol Erdem ile ilgili kararın FETÖ davalarını etkileyeceğini söyleyenler olduğu gibi, tersini düşünenler de var. “Örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibarıyla örgütün nihai amacını bilmediğini” söyleyenlerin beraat talep edebileceklerini söyleyenler, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu’nun gerekçeli kararında da, Türk Ceza Kanunu (TCK) 30/1 maddesinde düzenlenen “Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kişi, kasten hareket etmiş olmaz” maddesinin olmasının buna yol açacağını söylüyorlar.
Öte yandan kararın yalnızca Birol Erdem’in durumu ile ilgili olduğunu, emsal teşkil etmeyeceğini söyleyen hukukçular da var. Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi tarafından verilen 2021 tarihli beraat kararında; Birol Erdem’in 1996’dan itibaren FETÖ ile ilişkisi detaylarıyla anlatılırken; 19962004, 20042010 dönemindeki ilişkileri yanında 2010 sonraki durumu tek tek ele alındı.
HERKES KONUŞUYOR YARGITAY SESSİZ
Birol Erdem hakkında verilen beraat kararında; 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı’nın tutuklanması girişimi sonrası örgüt ile ilgili bilgileri paylaşması, 17/25 Aralık 2013 operasyonları sonrası örgüt ile mücadele etmesi ve Etkin Pişmanlık’tan yararlanması gibi gerekçeler öne sürülüyor. Beraatın, TCK’ın 30/1 maddesine mi, yoksa 17/25 sonrası FETÖ ile mücadele edip “Etkin Pişmanlık”tan yararlanmasına mı bağlanacağını görmek için gerekçeli kararı beklemek lazım. Konu medyada yazılıyor, FETÖ’cüler sosyal medyada sevinç çığlığı atıyor, FETÖ ile mücadele edenler ve konuyu takip edenler kaygılı ama Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu bir açıklamayla açıklık getireceğine sessiz kalmayı tercih ediyor.
Sanırım işin sonunun nereye varacağını görmek için Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu’nun gerekçeli kararını beklemek gerekecek. Derler ya, “Dananın kuyruğu o zaman kopacak”.