Reuters Haber Ajansı dün geçtiği son dakika haberinde, Türkiye'nin ABD'li Lockheed Martin tarafından üretilen 40 adet F16 ve 80'e yakın F16 modernizasyon kiti almak için ABD'ye başvurduğunu duyurdu. Aydınlık'ın ulaştığı Savunma Sanayi Başkanlığı kaynakları böyle bir taleple kendilerinin ilgisi olmadığını ifade ederken, Milli Savunma Bakanlığı ise yeni F16 talebini doğrulamadı. Reuters Ajansı ise başvurunun ABD Dışişleri Bakanlığında değerlendirme sürecinde olduğunu, Bakanlık onay verirse Kongre'ye gönderileceğini ve Kongre'nin bu satışı bloke etme gücü olduğunu bildirdi.
Haberde uçaklar ve modernizasyon kitlerinin değerinin 10 milyar dolar civarında olduğu kaydedildi.
Daha önce 100 adet F35 savaş uçağı almak isteyen Ankara, Rusya'dan S400 hava savunma sistemi alması nedeniyle 2019'da F35 ortak üretim programından çıkarılmıştı.
30 Eylül'de bu konu hakkında bir açıklama daha yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geri adım atmamız söz konusu değil, ABD ya uçaklarımızı verecek ya da paramızı!” demişti.
Reuter'a göre Türkiye'nin bu başvurusunun amacı, F35 programından çıkarıldıktan sonra Hava Kuvvetlerini başka yollalarla modernize etmek. Türkiye'deki uzmanlar ise daha farklı düşünüyor...
'TAKTİKSEL BİR HAMLE'
Bir süredir sosyal medyada, “Türkiye'nin Rusya ile 25 milyar dolar değerinde savaş uçakları, denizaltılar, tank ve savaş uçağı motorları ve hipersonik füzeler içeren bir anlaşma yaptığı, fakat bu anlaşmanın ABD'nin yanıtına göre açıklanacağı” konuşuluyor. Bu iddianın kaynağı bilinmese de, Soçi Zirvesi'nin ardından Türkiye ile Rusya'nın savunma alanında alternatifsiz olmadığı bir kez daha görüldü.
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Deniz Tansi de, Türkiye'nin alternatiflere yönelmeden önce neyin gerçekleşmeyeceğini kamuoyuna göstermek için bu adımı attığı görüşünde. Doç. Dr. Tansi, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Ben ABD'nin F16'ları vereceğini düşünmüyorum. Bugün bir kez daha gördük ki; Biden Suriye'deki ABD varlığını bizzat Türkiye'nin mevcut ve olası operasyonlarına bağlıyor. Yani 'müttefik'liğin içi zaten ciddi anlamda boşalmış durumda. Bunun bir de NATO yüzü var ve ciddi bir tartışma konusu. Çünkü bir ittifaktan bahsediyorsak, bu ittifakın gerekleri vardır. Eğer NATO ittifakı bugün devam ediyorsa, daha çok kendisini kontrterör çerçevesinde ifade ediyor. Fakat bizim terör tanımımız ile ABD'ninki aynı değil. Biz PKK/PYD'yi haklı olarak terörist olarak görüyoruz, onlar görmüyorlar. IŞİD konusunu PYD terörünü meşrulaştırıcı bir araç olarak kullanıyorlar.
Bu nedenlerle bizim F16'larla ilgili talebimizi başka bir çerçevede değerlendiriyorum. Rusya'yla, Su57 veya diğer projelerde olabilir, satın alma yada ortak yapım çerçevesinde Türkiye'nin bir hamlesi olacak ama bu hamleyi yapmadan önce akılcı bir zeminde önce neyin olmayacağı gösteriliyor. Ben bunun kesinlikle taktiksel bir hamle olacağını düşünüyorum.
ABD Kongresi şu anda reel politik dışında Türkiye'ye karşı tutumun en yoğun olduğu vaziyette. Bu sadece bugünkü siyasal zeminde değerlendirilmemeli, bunun için 90'ların başlarına, Eşref Bitlis'in şehit olduğu döneme gidilebilir. Burada Pentagon'un odaklandığı tek bir nokta var, o da etnik bir federasyon yada konfederasyon kurabilmek. 4 ülke bazında, Türkiye'den, Irak'tan, Suriye'den ve İran'dan toprak kopararak uydu devletler federasyonu düşünüyorlar. Dolayısıyla biz hangi adımı atarsak atalım, ABD'den pozitif bir adım geleceğini düşünmüyorum.
Bu taktiksel hamle önemlidir. ABD Kongresi'nde öyle lobiler var ki; reel politiğin tamamen dışına çıkmışlar, gözlerini Türkiye düşmanlığı bürümüş. Bunun için ulusal birliğimizi çok daha güçlendirmemiz lazım.”
'DEMODE UÇAK YOKTUR BAKIMSIZ UÇAK VARDIR'
Türkiye'nin F16'larının yakın zamanda envaterden çıkacağı ve hava gücümüzün caydırıcılığını kaybedeceği yönündeki söylemleri de Emekli Hava Pilot Tümgeneral İrfan Sarp'a soruyoruz. İrfan Paşa, “Eski, modası geçmiş uçak yoktur; bakımı iyi yapılmamış uçak vardır.” diyerek başlıyor ve şu bilgileri veriyor:
“F35 ambargosu geldikten sonra 'İsveç'ten Gripen alalım', 'Rusya'dan Su57 alalım', 'Fransa'dan Mirage alalım' gibi pek çok alternatif konuşulmaya başladı. Halbuki Türkiye'nin Block 30, Block 40, Block 50 gibi versiyonlardan toplam 240 civarında F16'sı var. Bunlar yarı ömür modernizasyonlarının ardından 20352040'lara kadar havada kalacaklar.
Bunun yanında HÜRKUŞ'larımız var. 2 tane 500 lb'lik bomba taşıyorlar. İstersek bunlardan 2530 tanesini hemen tezgaha koyabiliriz.
Ayrıca 100'ün üzerinde İHA/SİHA'mız envaterimize girmiş durumda.
Buna bir de HÜRJET'leri ekleyin. Onlar da F5'lere benziyor ve roket ekleyebilirsiniz.
Yani bizim toplam hava gücümüz, kendi uçağımızı yapana kadar bize yeter.
Neden bu 40 uçağa gerek duyuyorlar bilmiyorum. Ben bu 40 uçağın alınmasını hiç de gerek görmüyorum.
Biz bugün esas olarak güneydoğuda terör örgütüne karşı mücadele yürütüyoruz. Yunanistan'ın bize saldıracağı yönündeki beklentilere hiç katılmıyorum. Çünkü öyle bir tokat yerler ki; bir daha kendilerine gelemezler, adaları da kaybederler. Arkalarına ABD'yi, İsrail'i de alsalar, Türkiye'ye bir şey yapamazlar.
O nedenle bizim öncelikle Milli Muharip Uçağı (MMU)'na odaklanmamız gerekiyor. MMU'yu geciktirebilecek, önüne takoz koyabilecek hiçbir alımı tasvip etmiyorum. Paramız varsa başka yerlere harcayalım. F35'lerin verilmemesine de bu noktada çok seviniyorum. Bugün dünyada 14 tane 5. nesil muharip uçak çalışması var. Bunlardan sadece F35 tek motorluydu. Yani harekat yarıçapı kısa, taşıdığı mühimmat yükü az olan bir şişman teyze idi. Vermemeleri çok iyi oldu.”
'ABD VETO EDERSE ÇOK GÜZEL OLUR'
Emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş da, ABD'nin F16'ları vermemesi ihtimalini “Çok güzel olur.” ifadeleriyle değerlendiriyor. “Ondan sonra bahanesi kalmamış bir ABD ile konuşuruz.” diyen Karakuş, Türkiye'nin uçak ihtiyacını Typhoon'larla da giderebileceğini belirtiyor. Karakuş Paşa'nın değerlendirmeleri ise şöyle:
“F35'ten bize hayır yok, bunu zorlamamanın anlamı da yok. F16 alınması belli ölçüde caydırıcılığımızı artırır. Yunanistan'a fırsat vermeyelim, caydırıcılığımızı kaybetmeyelim. Çünkü onlar uçak sayısında bizi geçiyor ve uçakları bizimkilerden etkin. Onlarda 98 tane olan F16 versiyonu biz de 29 tane var. Yani mecburen ara uçak almamız lazım.
Çünkü Milli Muharip Uçağı 2030'da uçacak. Türkiye'nin kendini koruyabilmesi için 240 tane uçağa ihtiyacı var. Yılda ancak 24 tane üretebilirsiniz ve bu da 10 yıl sürer. Rusya Su57'leri bile üretmekte zorlanıyor. Dolayısıyla MMU ihtiyacımıza yetişmiyor. Tabi 2040'a kadar savaşmaycaksanız mesele yok.
Savunma sanayimizde yüzde 80'lere çıktık diyoruz ama bu daha çok kara ve deniz araçlarını kapsıyor. Geriye kalan yüzde 20'lik kısım, Hava Kuvvetleri'ndeki ihityaçlardan kaynaklanıyor.
Tabi Ruslar bize 250 tane modernize ettiği MİG29'u verirse, Su57 konusunda anlaşırsak ve ABD ile tamamen irtibatı kesersek envanterimiz komple değişir. Ama o zaman da pilotlarının yetişmesi zaten 78 sene sürer.
ABD veto ederse yapılacak bir şey yok. Aslında çok da güzel olur. Ondan sonra bahanesi kalmamış bir Amerika ile konuşuyor oluruz. Onlar satmazsa Türkiye daha çok yerini bulur. Meslea İngiltere Typhoon'ları satmak istiyor, napalım onu alırız. Typhoon'da bir NATO uçağı olduğu için rahatça da kullanabiliriz.”
TECRÜBELİYİZ!
Türk Hava Kuvvetleri envanterinde 240 adet F16 uçağı bulunuyor. Bunların ilki 1987 olmak üzere 2010'a kadar kademeli olarak hizmete alındılar. Uçuş ömürleri 8 bin saat. Yarı ömür modernizasyonları ile birlikte bu süre 12 bin saate çıkıyor. Yani yıllık ortalama 300 saat uçuş yapan Türk F16'larının 40 yıl kullanılması öngörülüyor. 1974'te hizmete giren F4E'ler de benzer şekilde hala görevdeler.
Türkye, 1984 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ)'nin kurulması ile birlikte, yerel lisans altında kendi F16'larını üretmeye başlamıştı. Hava Kuvvetleri için 308 adet F16 (Block 30/40/50), bizzat TUSAŞ tarafından üretildi. Bunların bir kısmı yabancı ülkelere satılırken, bir kısmı da Türkiye'de modernize edilerek Block 50+ standardına getirildi. Dünyada F16 üretebilen beş ülke arasında yer alan Türkiye'nin, aynı zamanda F35 projesiyle kazandığı önemli bir beşinci nesil uçak üretimi tecrübesi bulunuyor.
ABD VETO EDER Mİ?
S400 gerekçesiyle Türkiye'yi üretim ortağı olduğu F35 projesinden çıkaran ABD'nin, F16 talebini de geri çevirebileceği belirtiliyor. Bu noktada ABD Kongresi'nin oldukça sert açıklamaları bulunuyor. Dün konuşan ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Menendez, bir kez daha “Türkiye'ye silah satışı yok, S400'e sahip oldukça.” ifadelerini kullandı. Fakat ABD Senatosu'nda Lockheed Martin gibi savunma sanayi şirketlerinden fonlanan güçlü lobiler de yer aldığı ifade ediliyor.
Aydınlık