Her zaman olduğu gibi Çin yeni koronavirüs (Covid19) salgını ile mücadelede insanların hayatını ve sağlığını ilk sıraya koydu. Hastaları tedavi etmek, hayat kurtarmak ve virüsün dünyaya yayılmasını önlemek için eksiksiz karantina önlemlerini aldı.

Geçim hakkı, özellikle yaşam ve sağlık hakkı, evrensel olarak temel insan haklarının bütünün kapsar. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele tarihinin gösterdiği gibi, ani bir halk sağlığı acil durumunda, enfeksiyon kaynağını kontrol etmek ve bulaşma kanallarını kesmek bir salgını kontrol etmenin en iyi yoludur.

Çin'deki salgının merkez üssü Wuhan'ı karantinaya alma, virüsün şehir içinde ve başka yerlere bulaşmasını önlemek içindi.Bu kararı almak gerçekten çok zor olsa da halk sağlığı için hükümet hiçbir şeyi riske atmadı.

ÇİN DİĞER ÜLKELERE YARDIMA KOŞUYOR

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından şubat ayı sonlarında yayımlanan yeni koronavirüs salgını üzerine ortak bir soruşturma raporu, bilinmeyen bir virüsle karşı karşıya kaldığında Çin'in en cesur, en esnek ve en aktif önleyici önlemleri aldığını belirtti.

Diğer ülkelerde deCovid19 vakalarının hızla çoğalmasıyla, bazı ülkeler de Çin'dekine benzer acil durum önlemleri alınmaya başladı. Örneğin, 10 Mart'tan bu yana İtalya, sağlık ve acil durum ihtiyaçları dışında, gerekli olmadıkça insanların evden çıkmamasını gerektiren bir karantina getirdi. Bu, Çin'in virüsle mücadele yaklaşımının önemini ve gerekliliğini göstermektedir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde(ABD) Nisan 2009'da patlak veren H1N1 gribini 10 yılda 18 bin kişinin ölümüne neden oldu.8 Mart'ta prestijli bir tıp dergisi olan Lancet'te ise, Çin hükümetinin on binlerce can kurtardığını söylendi. Çin'in insan merkezli önleme ve kontrol önlemleri, Çin'e özgü sosyalist sistemin olağanüstü avantajlarını gösterdi.

UZUN VADELİ KARARLAR ALINIYOR

Salgın, Çin'de ekonomik ve sosyal faaliyetleri durdurdu. Hükümet yavaş yavaş üretime ve diğer ekonomik faaliyetlere devam etmeye karar verdi. Kolay olmayabilir, ancak Çinli karar vericilerin uzun vadeli vizyonunu gösteren doğru kararlar alıyor.

Çin, pandemi ile mücadele için küresel işbirliği programını desteklemek amacıyla DSÖ'ye 20 milyon dolar bağışladı. Ayrıca Pakistan, Japonya, İran ve Afrika Birliği üyesi ülkelere test kitleri sağladı. Kore Cumhuriyeti, Irak, Kamboçya, Myanmar ve Sri Lanka dâhil olmak üzere ihtiyacı olan diğer ülkelere tıbbi malzeme ve diğer gerekli yardımları sağlamak için de çaba sarf ediyor. Çin Kızılhaç Derneği'nden tıbbi malzeme taşıyan deneyimli gönüllülerden oluşan bir ekip, İran'ın salgına karşı savaşmasına yardımcı oluyor. Bu tür eylemler, insan haklarını korumanın tek yoludur.

Kaynak: Global Times