KAAN ARSLAN

Askeri ve siyasi casusluk suçundan tutuklanan DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Metin Gürcan’ın yabancı ülke büyükelçilikleriyle görüşmesini diplomatlara sorduk. Aydınlık’a konuşan tecrübeli isimler, geçmişteki benzer olaylara dikkat çekti. Öte yandan Gürcan’a bazı kesimlerden de destek geldi. Gazeteci Nevşin Mengü, Gürcan’ın yabancı diplomatlara danışmanlık yapmasının “suç” olmadığını söyledi.

2002’DEKİ KUNERALP OLAYI

Emekli Diplomat Vahit Özdemir, 2002’de yaşanan “Kuneralp” olayını aktararak, büyükelçinin sürgün edildiğini ifade etti. Özdemir şunları kaydetti:

“Türk Ceza Kanunu’na göre espiyonaj yani casusluk, ajanlık, ülkemizin askeri ve siyasi sırlarını yabancı ülke casus veya diplomatlarına para karşılığı satmak büyük bir suçtur. Kritik görevlerde bulunan siyasi ve askeri kişilerin, engin tecrübelerini para karşılığında analiz ve rapor adı altında başka kişilerle paylaşmaları bana göre vatan hainliğidir. Öte yandan emekli meslektaşımız Hakan Aytek, ‘Siyasi casusluk suçundan gözaltına alınan DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan dosyası tahtında Türkiye’yi ücret karşılığında, eski Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Marc Pierini, İsveç ve İngiltere kuruluşlarına raporlayan emekli büyükelçi S.K.’nın gözaltına alınmasına üst düzeyde müdahale gelmişti’ dedi. Burada şifreli olarak belirtilen emekli büyükelçi S.K., Selim Kuneralp’tır. Kuneralp kimdir? İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın kuzenidir. 2002 yılında, büyükelçi Selim Kuneralp ile AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg arasındaki yazışmalar medyaya yansımıştı. Bunu da açıklayan o dönemki İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’ti. Normal olarak Kuneralp’in görevden alınması gerekirdi. Ama o dönemki Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Kuneralp’i İsveç’ten merkeze almaya uğraştı. Fakat gücü yetmedi, siyasi baskılarla karşılaştı. Kore’ye sürgün edebildi.

“Abdurrahman Bilgiç, bizim Dışişleri Bakanlığı mensubudur. Eski Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü, Tokyo ve Londra Büyükelçisi, MİT Müsteşar Yardımcısıydı. O da DEVA Partisi kurucusuydu, genel başkan yardımcısıydı, istifa etti. Bir sürü gizli bilgiye vakıf oldunuz, danışmanlık adı altında yabancı bir ülkeye para karşılığı hizmet verebilir misiniz? Bu bana göre resmen casusluktur. Ayrıca etik de değildir. İnsan kime danışmanlık yapar? Koç’a, Sabancı’ya yapabilirsiniz. Ama buradaki yabancı ülke büyükelçiliği.”

‘NE DERECE AHLAKİ?’

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, bu gibi görüşmelerin diplomaside olduğunu ama önemli olanın içeriği olduğunu ifade etti. Para karşılığı bilgi satmasının ne derece ahlaki olduğunu soran Özülker şunları dile getirdi:

“Böyle görüşmeler oluyor. Verilmiş olan bilgilerin hangi konuda ve ne ölçüde olduğuna bakmak lazım. Basına intikal edenlerin dışında bir bilgi var mıdır, onu ben de bilmiyorum. Anladığım kadarıyla organizasyon da yapmış, arkadaşlarını da çalıştırıyormuş. Para karşılığında, bir bilgi satışına girmiş olabilir. Burada bir siyasetçinin, yabancı bir misyonla kendi ülkesi hakkında bir bilgiyi satmasının her şeyden önce moralman ve ahlaki yönden ne derece doğrudur, onu da düşünmek lazımdır.”

‘İZİN VERİLMEMESİ LAZIM’

Emekli Büyükelçi Onur Öymen de “Yabancı ülke diplomatlarının böyle çokça girişimi olmaktadır. Türkiye’nin bunlara izin vermemesi gerekir.” diyerek gelecekteki yaşanabilecek benzer olaylara karşı uyarıda bulundu.

MENGÜ’DEN DESTEK: SUÇ DEĞİLDİR

Gazeteci Nevşin Mengü, önceki gün kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaştığımda Gürcan’ı destekleyerek, “Rapor yazıp satmak suç değildir. Sonunda DEVA’dan birisi açıklıkla söyledi.” dedi. Gürcan’a destek veren bir başka isim de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitedeki görevinden ihraç edilen CHP Milletvekili Cihangir İslam. İslam, “Devletin hangi anahtarı, hangi gizli bilgisi, hangi şifresi Metin Gürcan'ın elinde? Devlette çalışan biri de değil Metin Gürcan. Casusluk ithamı ne vicdana ne de akla sığmıyor. Kararın bir üst mahkemeden döneceğine inanıyorum.” dedi. Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi HDP’lilerin de destek verdiği Gürcan’a firari FETÖ’cülerin de sahip çıkması dikkat çekti.

‘HUKUK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) toplantısında, "siyasal ve askeri casusluk" suçundan tutuklanan partinin kurucu üyesi Metin Gürcan ile ilgili gelişmeleri hukuki, siyasi ve siyasi etik açısından ele aldıklarını bildirdi. Sürecin başından itibaren takipçisi olduklarını ve dosyanın takibini sonuna kadar sürdüreceklerini vurgulayan Babacan, hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağını söyledi. Savcılık ve sorgu sürecinde, dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen Gürcan hakkındaki ifade ve görüntülerin basın yayın organlarına servis edilerek, gizlilik kararının ihlal edildiğini dile getiren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir propaganda başlatılmıştır. Avukatlarla bile paylaşılmayan teknik takip görsellerinin basına sızdırılmasıyla, partimize yönelik bir itibar suikastına kalkışılmıştır. Bunların niyeti şu; son dönemlerin popüler suç tipi 'casusluk' kavramıyla muhalefete gözdağı vermek, böylece, iktidarın dış politikada, dış güvenlikte ve iç siyasette yaptığı hataların üstünü örtmek. Gürcan üzerinden algı yaratıp, aba altından sopa gösterenlere ve partimiz dahil tüm muhalefete gözdağı verenlere seslenmek isterim. Buradan size ekmek çıkmaz. Geldiğimiz noktada önceliğimiz, Gürcan'ın haksız yere hürriyetinin kısıtlanmasına karşı hukuk mücadelemize devam etmek, partimize yönelik siyasi saldırıları da kararlılıkla püskürtmektir."

Aydınlık