Çin televizyonu CGTN (China Global Television Network), 19 Haziran’da terörle mücadele konusunda Sinciang Uygur Özel Bölgesi ile ilgili yeni bir belgesel yayınladı. Belgeselin adı ‘Tanrı Dağları Hala AyaktaSincan’da Terörle Mücadele Anıları”. Bu Sinciang’daki üç kötülük olan aşırıcılık, terör ve etnik ayrılıkçılığa karşı CGTN’nin yayınladığı üçüncü belgesel. Daha önce ‘Sinciang’da Terörle Mücadele’ ve ‘Kara el Sincan'da ETIM (Doğu Türkistan İslami Hareketi) ve terörizm’ isimli belgeseller yapılmıştı. Belgesel Çin'in en batısında kalan Sinciang’ı saran şiddete ışık tutmayı, terör eylemlerine karşı devam eden mücadelede hem bugüne kadar hayatını kaybedenleri hatırlatmayı hem de hayatta kalanların anılarını izleyiciyle buluşturmayı amaçlamıştır.
ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
Belgesel üç bölümden oluşuyor: teröristlerle mücadelede kendilerini feda eden güvenlik görevlilerinin deneyimleri, terörist saldırılardan kurtulan sivillerin anıları ve bölgenin terörle mücadelede ön hatları savunan görevlilerin anıları ve görevleri.
Terörün kurbanı olan ya da terörle mücadele eden kişilerin Çince, Uygurca ve Tacikçe konuşmaları belgeseli daha çekici kılmaktadır. Kendi adıma konuşursam Uygurca birçok cümleyi altyazıları okumadan anladığımı söyleyebilirim. Belgeselin Çin’in Weibo sosyal medya hesabında #Xinjiang antiterörizm anıları etiketi ile bir günde 55 milyon kişi tarafından izlendiğini de belirtelim.
Her üç belgesel 1990 ve 2016 yılları arasında binlerce terörist saldırının Sinicang'a nasıl zarar verdiğini ve terör nedeniyle halkın yaşadığı korkuyu, kronikleşen travmaları ve değişen hayatları anlatıyor.
Son belgeselde Urumçi’de (Sinciang eyaletinin başkenti) travmaları tedavi etmek için çalışan psikolog Şia Yeling terör mağduru kişilerle karşılaştığı vakaları anlatıyor. 5 Temmuz 2009'daki kalkışmadan bu yana travma sonrası stres düzeninden (TSSB) muzdarip yüzlerce hastayı tedavi ettiğini söylüyor. Şia, belgeselde TSSB'den etkilenenlerin ortaokul öğrencilerinden 80 yaşın üzerindeki yaşlılara kadar değiştiğini vurguluyor.
OLAYIN ŞAHİTLERİ ANLATIYOR
Belgeselde hem terör eylemine katılan kişiler hem de terör eyleminden etkilenen siviller konuşturulmuş. Teröristlerin evlerine yaptığı baskında polis olan babasının ve kardeşinin kulakları ve kafaları parçalara ayrılarak öldürülen ve olayın şahidi olan Feridem Hüdaverdi olanları hala unutamıyor ve teröristlerden nefret ediyor.
Dilşemer Tursun ise bombalı saldırı sonucu iki ayağını da kaybetmiş ve protezlerle yürüyor. Hayatının tümüyle değiştiğini söyleyen Tursun bazen hala rüyalarında o anı yaşadığını, aylarca uyuyamadığını söylüyor. Hayata yeniden tutunduğu için çok mutlu ancak bir daha dans edemeyeceği için çok üzgün. Tek dileği ailesinin hayat koşullarını iyileştirmek ve birlikte yaşayabilecekleri bir ev satın almak. Babası, Dilşemer’in başına gelenlerden bir ay sonra bütün saçlarının beyazladığını teröristleri asla affetmeyeceğini söylüyor. Fakat Dilşemer daha bağışlayıcı. Terör eylemine katılan bazı kişilerin kandırıldığını ve cennete gidecekleri masalına inandıkları için terör propagandaları ile beyinlerinin yıkandığı görüşünde. Bazılarının kendisi gibi kurban olduklarını düşünüyor.
Id Kah Camii İmamı Mehmet Jume ise teröristlerin uzun zamandır hedefinde. Çünkü İslam dininin aşırıcılığa ve insan hayatına zarar veren bütün eylemlerin karşısında olduğunu her fırsatta dile getiriyor ve halkı teröre karşı mücadeleye çağırıyor. Teröristlerin 76 yaşındaki hasta babasına bile merhamet göstermeyen vicdansız insanlar olduğunu söylüyor.
YURTDIŞINDAN 15 BİN SİLAH KAÇIRILMIŞ
Belgeselde Sinciang Kamu Güvenliği Departmanı genel müdür yardımcısı Yalkun Yakup, teröristlerin terör eylemlerinde bıçaklardan, ateşli silahlara ve intihar bombalamalarına kadar geniş yelpazede silahlara sahip olduklarını ve her eylemlerinde daha acımasız olduklarını söylüyor.
1999'da terörist grup "Kuresh" den ele geçirilen 5 bin ev yapımı el bombanın yanı sıra 2006 yılında bazıları yurt dışından kaçırılan 15 bin silah ilk kez bu belgeselde gösteriliyor.
Sıradan insanlara ve güvenlik görevlilerine yapılan şiddetli saldırılar bölgede güvenlik anlayışını değiştirdi. Terör eylemlerinin artması ve toplumda korkunun artması üzerine Çin Halk Cumhuriyeti merkezi yönetimi, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi ile teröre karşı halkı koruyan ve terör eylemlerini ortaya çıkmadan engelleyen ve terörü kaynağında yok etmeye çalışan bir strateji benimsedi.
Belgeselde teröre karşı geliştirilen yeni stratejinin en önemli ayağı terör unsurlarının teknoloji kullanımı ile güvenlik güçleri tarafından yok edilmesi ve eğitim sisteminin geliştirilip bütün halka yayılması ile terörün kaynağı olan cehaleti bitirmek olarak gösteriliyor. Belgeselde hem teröre karşı güvenlik güçlerinin geliştirdiği önlemler ve takım ruhu hem de eğitim seferberliği ile halkın terörden korunduğu ve iş bulma imkanlarının artırıldığı gösteriliyor.
Belgeselde Sinciang’ın güvenliği için terörle mücadelede hayatını kaybeden güvenlik görevlilerine minnet gösterilmekte ve onların mücadelesi sonucu 3 yıldan fazla bir süredir bölgede tek bir terör eyleminin görülmediği vurgulanmaktadır.
BATI GÖRMEZDEN GELDİ
Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nde uzman olan LiWeijiang, Global Times'a Batı medyasının üçüncü belgesel konusundaki sessizliğinin değişmeyebileceğini ve sessizliklerinin "basın özgürlüğü" ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardığını söyledi.
Modern Çin Uluslararası İlişkiler Enstitü uzmanı JiaChunyang Global Times'a, "Batı uzun süredir terörle mücadele konusundaki çifte standartları ile tanınıyor ve terörizm yalnızca kendi güvenliklerini ve çıkarlarını tehdit ettiğinde harekete geçiyorlar" dedi. Jia, bazı Çin karşıtı güçlerin belgeselin etkisini kırmak için sahte videolar veya belgeler yaratabileceklerini de ekledi.