ESKİ MİT’çi Enver Altaylı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede çarpıcı tespitlere yer verildi. İddianamede Altaylı’nın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e yazdığı mektupta Kaşif Kozinoğlu’nun MİT içerisinde yükselmesi konusunda, “Eğer böyle bir şey olursa, Allah memleketi, devleti, Fethullah Hoca Efendiyi, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur” dediği aktarıldı. İddianamede ayrıca Altaylı’dan, Türkiye’nin batıdan (ABD ve Avrupa) koparılarak Rusya, İran ve Çin’in yer aldığı bir gruba monte edilmeye çalışılmasının ABD açısından felaket olacağı, Türkiye’nin ABD ile yakın işbirliği yapması gerektiği yönünde notlar ele geçirildiği kaydedildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından, Ağustos 2017’de saklandığı köyde yakalanarak tutuklanan eski MİT’çi Enver Altaylı hakkında iddianame hazırlandı. “Casusluk ve silahlı örgüt yöneticisi olmak” suçundan 35 yıla kadar hapis istenen Altaylı hakkındaki iddianamede çarpıcı ayrıntılara yer verildi. İddianamedeki dijital materyal inceleme raporuna göre; şüpheli Enver Altaylı’dan ele geçirilen dijital materyallerde birçok özel ve istihbari bilgiler ile raporlar yer aldı. Dijital metaryallerdeki resimlerde CIA görevlileri, bazı uluslararası kişilerle fotoğraflarının görüldüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notların bulunduğu kaydedildi.
‘GENÇLERİN DEVLETE ÖFKESİNİ ARTIRALIM’
18 Şubat tarihli bu notta yer alan şu ifadeler dikkat çekti: “Devlete ve devlet yönetimine karşı adımadım ve planlı olarak kamuoyunu yaratmak ve miting hazırlıklarını yapmak, bu arada da, bizimle işbirliği içinde olan İçişleri Bakanlığı bünyesindeki ajanlarımızı kullanarak, önümüzdeki dönemde mitinglerde ve gösterilerde, polise maksimum yetki vererek, aşırı kaba kuvvet kullanmasını temin etmek, böylece milletin ve en önemlisi gençlerin, devlete ve polisine karşı öfkesini artırmak.”
ŞANGHAY İTTİFAKI’NA KARŞI
İddianamede şüpheli Altaylı tarafından yazıldığı, Afganistan ve Pakistan uzmanı Michael Semple tarafından özetlendiği değerlendirilen raporun metin içeriğinde, Türkiye’nin ABD için etkili müttefiklik durumunu muhafaza etmesi gerektiği, bu durumun ABD güvenliği için önem arz ettiği, bu yakınlığa zarar verecek unsurları ortadan kaldıracak tedbirler geliştirilmesi gerektiği yönünde ifadelerin yer aldığı kaydedildi. İddianamede şüpheliden ele geçirilen dizüstü bilgisayara ait klasörler içerisinde Microsoft Word belgesinin tespit edildiği, İngilizce olan metnin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türkçeye çevrildiği belirtildi. Türkçe tercümesinde şüpheli Altaylı’nın, şunları söylediği aktarıldı: “Türkiye’nin neredeyse 200 senedir kendine Batı’dan başka bir yaşam alanı benimsememiş olduğunu, ulusal bağımsızlık savaşında dahi İngiliz ya da Amerikan mandasını bağımsızlığının teminatı olarak gördüğünü, yakın zamana kadar ABD’nin kayıtsız şartsız müttefiki ve dostu olduğunu düşününce, Türk toplumunun tek taraflı ve dev bir propaganda aracı vasıtasıyla Şanghay ittifakına yönlendirilmesinin bile Batı için telafisi olanaksız bir kayıp olduğu kanaatindeyim. Biricik dostlarımı mevcut durumun ihtiva ettiği büyük tehlikeler konusunda uyarmayı borç bilirim.”
‘DİKTATÖR TARAFINDAN YÖNETİLİYORUZ’
İddianamede Altaylı tarafından oluşturulan bir eposta içeriğine de yer verildi. “Dear Mike biz şimdi Türkiye’de güvenilmez, çoğulcu demokratik sisteme, hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne düşman bir diktatör tarafından yönetiliyoruz” cümlesiyle başlayan epostada Altaylı’nın muhatabına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, ‘Düşman ve diktatör’ olarak tanıttığı görüldü. İddianamede Altaylı’nın “Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Kurnazca ve sinsice yürütülen bir plan doğrultusunda batıdan (ABD ve Avrupa) koparılarak Rusya, İran ve Çin’in yer aldığı bir gruba monte edilmeye çalışıldığından’ bahsederek, Türkiye’nin çıkarının batı ittifakı içinde kalmasını ve ABD ile yakın işbirliği yapması gerektiğini belirttiği, Rusya, İran ve Çin ile bir blok oluşturmuş batıdan kopmuş Türkiye’nin ABD dış politikasına bir felaket olacağını düşündüğünü vurguladığı” tespitlerine yer verildi.
ÖNCELİĞİ TÜRKİYE’NİN DEĞİL ABD’NİN ÇIKARLARI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede şüpheliden, “Rus emperyalizmine karşı mücadeleyle geçirmiş bir kişi olarak, saygıdeğer büyüklerim Ruzi Nazar ve Duane Clarridge’e (ruhları şad olsun) karşı taşıdığım ahlaki sorumluluğun bilinciyle biricik dostlarımı mevcut durumun ihtiva ettiği büyük tehlikeler konusunda uyarmayı borç bilirim” şeklinde notların ele geçtiği bildirildi. Bu ifadelerle Altaylı’nın ABD’li muhatabına Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu’nun önderliğinde oluşacak bir yapılanma içerisinde yer almasının ABD için tehlike arz ettiğini dile getirdiği kaydedildi.
TRUMP’IN GÜVENLİK DANIŞMAN VEKİLİNE MEKTUP
İddianamede Altaylı’nın, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e hitaben yazmış olduğu mektuba da yer verildi. Altaylı’nın mektubunun sonunda, “Muhterem Efendim, lütfen bizi dualarınızdan mahrum bırakmayınız. Burada şu hususu tekrar ifade etmek isterim. Gönlümde zatıalilerinize karşı garazsız ve coşkun bir sevgi kaynaması var. Efendim ellerinizden öper huzurunuzda saygı ile eğilirim....” dediği ifade edildi. Altaylı, Gülen’e yazdığı notlarda Kaşif Kozinoğlu’nun MİT Müsteşarı, Müsteşar Yardımcısı ya da Daire Başkanı olmasının tehlikeli olacağını kaydederek “...Eğer böyle bir şey olursa, Allah memleketi, devleti, Fethullah Hoca Efendiyi, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur” sözlerini kullandığı aktarıldı. İddianamede Altaylı’nın, ABD Başkanı Donald J. Trump’ın Milli Güvenlik Danışman Vekili olarak görev yapmış (Emekli) Korgeneral Michael Flynn’a hitaben mektup yazdığı da belirtildi.
Aydınlık