‘Belgeleri okudum senaryo sağlam’
'Bazı noktalardan uzak durulmaya çalışılıyorsa da dizi şu üç haftalık hali ile bilimsel olarak sağlam temellere oturtulmuş ve son dönemdeki diziler içinde otantikliği ile önem kazanmış durumda.'


DOÇ. DR. MEHMET EMİN ELMACI
TRT'nin 'Ya İstiklal Ya Ölüm' dizisine ilişkin değerlendirmelere, bugün Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünden Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı ile devam ediyoruz. Doç. Dr. Elmacı, "Dönemin iç ve dış belgelerini görmüş ve Osmanlıca gazetelerini hem de gün gün okumuş bir tarihçi olarak, dizinin sağlam bir temele oturtulduğu söylenebilir" diyor. İşte sorularımız ve Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı'nın verdiği yanıtlar:

'KOCAGÖZ'ÜN KALPAKLILAR ROMANININ KOKUSU...'
Dizi gerçekleri yansıtıyor mu?
Maalesef ki devletimin ve bizlerin olması gereken TRT’si, son dönemlerde, dizilerinde tarihi siyaset gözüyle verdiği için biz akademik tarihçilerin güvenini kaybetmiş durumdaydı. Açık söylemek gerekirse tam da bu nedenle, TRT'de ülkenin kuruluşunu ve onda emeği geçenleri, omurgası sağlam bir projeksiyon içinde veren bir dizi görmek beni şaşırtmadı desem yalan olur.

Bir kere dizide, Samim Kocagöz'ün o muhteşem eseri 'Kalpaklılar' romanının epey bir kokusu var... Damat Ferid Paşa’nın sır katibinin Amerikan kolejli kızı ile millici genç ilişkisi romandan verilmiş. Ayrıca diziye yayın öncesinden çok emek verildiği görülüyor. Akademisyenlerin de katıldığı bir internet sayfasında tarihi kişilikler ve belgelere yer verilmiş. Senarist bir hukukçu ama Veda ve Fatih gibi tarihi dizilerin de senaristliğini üstlenerek kendini kanıtlamış.

Dizide 'Atatürk, Sultan Vahdeddin ile değil Damat Ferit ile sıkıntı yaşamıştır' şeklindeki yorum şu ana kadar işlenmiş. Ayrıca engellemeler sadece İngilizler ve Damat Ferid üzerinden verilmiş. Ancak şunu belirtmeliyiz ki dizideki olayların devamında, Nisan ayı başında Vahdettin’in, İngilizlerin istediği ve 'hainliği' ortaya çıkmış bir kişi olan Damat Ferid Paşa’yı tekrar Sadrazam yapması gerçekleşecek. Ayrıca 11 Nisan 1920’de yine Vahdettin’in bildirisi ve Damat Ferid hükümetinin de Dürrizade fetvası da yayınlanacak ve Ankara’daki milli teşkilatı 'dinsiz, vatan haini, asi' olarak niteledikleri ve halkı da halifeye karşı gelen 'asilerle, dinsizlerle' savaşmaya çağırmaları ve ardından da 'Halifelik ordusu' ile kardeşi kardeşe düşürtecek bir girişim gelecek.

Bunların dizide nasıl verileceği şimdilik muamma. Ama bunları dizide bulmanın imkanı olmayacak diye düşünüyorum. Buna rağmen bazı noktalardan uzak durulmaya çalışılıyorsa da dizi şu üç haftalık hali ile, bilimsel olarak sağlam temellere oturtulmuş ve son dönemdeki diziler içinde otantikliği ile önem kazanmış durumda.

'MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN LİDERLİĞİNİ GÖRMEK'
Mustafa Kemal Paşa karakteri tarihsel rolüne ve kişiliğine uygun işleniyor mu?
Görüldüğü üzere dizi tarihi belgelere dayanıyor ve omurgası sağlam kurulmuş. Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’dan yazdığı ve Anadolu’ya duyurduğu bildiriler zaten en başından beri Osmanlıcaları da olan otantik bildiriler. Verilen İstiklal Savaşı’nı cümleleriyle yönlendiren, emirleriyle yöneten hatta İstanbul’dan kaçanların takip edecekleri yolları bile önceden belirleyen bir Mustafa Kemal Paşa’nın varlığı ve liderliği, taraflı tarafsız belgelerde ve anılarda zaten biz akademisyenlerin bildiği bir şeydi. Bunu dizide görmek bizler için önemli.

'VAHDETTİN KARIŞMIYOR GİBİ GÖSTERİLSE DE...'
Dizide öne çıkarılan vurgulardan günümüze çıkan sonuçlar nelerdir?
Dizinin, 1950’lerde DP tarafından yasaklanana kadar, orada verilen şehitlerimiz için İstanbul merkezli anması yapılan '16 Mart işgali' ile başlaması ve İngiltere’nin hedef alınması önemli. Bundan çekinilmemiş.

Dönemin iç ve dış belgelerini görmüş ve Osmanlıca gazetelerini hem de gün gün okumuş bir tarihçi olarak dizinin, sağlam bir temele oturtulduğu söylenebilir. O temel, hem iç hem dış belge ve gazetelerden de takip edilebilen, dönemin tüm Atatürk’e karşı olanlarının bile anılarında kabul ettiklerine dayanıyor, yani gerçeklere…

Her ne kadar dizide Vahdettin hâlâ sessiz ve tepkisiz, sanki hiçbir şeye karışmıyor gibi gösteriliyorsa da, sağlam tarihi bilgilerle dizinin, gençlerimiz için, yıllardır atılan tarihi yalanlardan daha katkılı olacağını, gençlerin liderini ve mücadelesini daha iyi tanıyacağını düşünüyorum.

(*) Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı: Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü.