VATANSEVER FEDAİ RUHU,DİZİNİN ALTIN CÜMLESİ,İÇ CEPHEDEKİ SAVAŞ
Bugün Pazartesi değil mi, akşam saat 20.00’de TRT 1 ekranının başındayız. Ya İstiklâl Ya Ölüm dizisinin yeni bölümünü izleyeceğiz.

İki haftadır yayımlanan bölümleri izlemediyseniz, başta özetler veriliyor. Ayrıca TRT 1 sitesinde eski bölümleri de bulabilirsiniz.

TARİHE YÖN VEREN KIRK GÜN

Kemalist Devrimin 100. yıldönümünün eşiğinde işlenecek konu tam da buydu. 16 Mart 1920 – 23 Nisan 1920 arasındaki kırk günden söz ediyoruz. Özenli okuyucularımız, sağ olsunlar hesabı yapıp 38 gün diyecekler. Önden arkadan birer günü eklersek, 15 Marttan 24 Nisana kırk gün eder.

TRT 1’deki dizi, senaryosuyla, yönetimiyle, oyuncularıyla o kırk günü ustaca ve coşkuyla anlatıyor.

İKİ İKTİDAR ODAĞI ARASINDA HESAPLAŞMA

O kırk gün, Rotaları izleyen okuyucularımız hatırlayacaklar, Anadolu’daki Devrimci Hükümet odağı ile İstanbul’daki Saray Hükümeti arasındaki iktidar mücadelesinin iyice kızıştığı günler.

Yalnız Anadolu Devrimcileri ile İstanbul Hükümeti arasında değil, her iki iktidar odağının kendi içindeki çelişmelerin de alevli olduğu bir dönem.

Kırk günün hemen öncesine göz atacak olursak:

Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkarken yöneldiği hedef, Anadolu’da İstiklâl Savaşını yönetecek Millî Hükümeti kurmaktı. Nutuk’un başlarında bu görevi şöyle özetler: “Osmanlı hükümetine, Osmanlı padişahına ve Müslümanların halifesine isyan etmek ve bütün milleti isyan ettirmek lâzım geliyordu.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.19 –Nutuk- , s.31)

'İSTANBUL ANADOLU’YA TABİ OLACAK!'

18 – 22 Haziran 1919 günleri arasında Amasya’da yapılan Komutanlar Toplantısında tartışılan asıl konu, hükümet sorunudur. Mustafa Kemal Paşa’nın ısrarı üzerine alınan gizli kararda, Anadolu’da “gereğinde geçici idare kurulması” kabul edilir. “Gereğinde” sözcüğü Millici komutanlar arasındaki uzlaşmayı ifade ediyordu.

21-22 Haziran 1919 günü yayımlanan Amasya Genelgesi’nde bu gizli karar yer almaz. Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın 22 Haziran günü İstanbul’daki bazı önemli şahsiyetlere yolladığı özel mektupta, yeni koşulların işareti verilir: “Artık İstanbul Anadolu’ya hakim değil, tâbi olmak mecburiyetindedir.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.19 –Nutuk- , s.44; c.21 –Nutuk III- , s.33-34 ) Anadolu, Saray Hükümetine Atatürk’ün ifadesiyle asî olmuştur.

İÇ CEPHEDEKİ SAVAŞ

Erzurum ve Sivas Kongrelerinde kurulan Heyeti Temsiliye, aslında Anadolu’daki Devrimci Hükümetin kendisidir. İktidar Savaşında artık Anadolu’nun bir Hükümeti vardır. O hükümetin başında bulunan Mustafa Kemal Paşa, öncelikle Padişahı değil, İstanbul’daki Damat Ferit Paşa Hükümetini hedef alır. Damat Ferit, Anadolu’nun üzerine silahla yürümeye kalkınca, İstanbul hükümeti bölünür ve 2 Ekim 1919 günü düşürülür. Böylece Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulur. İngilizler bu olaya “Küçük İhtilal” adını vermişlerdir. Küçük İhtilali başaran siyaseti yöneten Mustafa Kemal Paşa’dır.

İSTANBUL’DAKİ BÖLÜNME

TRT 1’deki dizide, bu yazdığımız 16 Mart öncesi yer almıyor. Ancak 16 Mart’a giden ve sonrasındaki süreçte İstanbul’daki bölünmenin altını çizerek tarihsel gerçeği yansıtıyor. Diziyi bu açıdan eleştirenler, Mustafa Kemal Paşa’nın başarılı siyasetini anlamayanlardır.

İstanbul’daki Ali Rıza Paşa Hükümeti, Anadolu’daki Millî Hareketi ve Teşkilatı tanır. Mustafa Kemal Paşa ise, Ali Rıza Paşa Hükümetini destekler, ancak Millî Teşkilatı korur.

Ali Rıza Paşa Hükümetinin Bahriye Nazırı Salih Hulusi Paşa, 20-22 Ekim 1919 günlerinde Amasya’da Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey ve Beki Sami Bey ile görüşür ve Millî Mücadelenin amaçlarını kabul eden Amasya Tutanağını imzalar.

Ne var ki, 1920 yılının Mart ayı başında Ali Rıza Paşa, İngiliz baskısına dayanamaz ve hükümetten çekilir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, bir telgraf fırtınası örgütleyerek, Padişah Vahdettin’den “Millî emelleri hakkıyla tatmin edebilecek saygın bir hükümet kurulmasını” talep eder. 8 Mart 1920 günü Salih Hulusi Paşa sadrazamlığa atanır. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.19 –Nutuk- , s.298 vd.)

Bu olayları bilirsek, Dizideki Salih Hulusi Paşa, Fevzi Paşa (Çakmak), Çobanlı Cevat Paşa karakterlerini de anlarız. Onlar, İstanbul’daki Millicilerdir.

DİZİNİN ALTIN CÜMLESİ: ‘İSTANBUL BİTMİŞTİR’

Sivas Kongresi sonrasında 16-29 Kasım 1919 günleri arasında toplanan Heyeti Temsiliye de kendi içinde faklı eğilimleri içermektedir. “İkinci Komutanlar Toplantısı” diye de anılan, 13 gün süren o hararetli tartışmaların tutanağı Atatürk’ün Bütün Eserleri’nin 5. cildinde yer alıyor. İstiklal Savaşının stratejisini anlamak isteyen herkes okumalıdır.

Mustafa Kemal Paşa, Meclisi Mebusan’ın Anadolu’da toplanmasını arkadaşlarına kabul ettiremez. Kendisi Erzurum Mebusu seçildiği halde, İstanbul’daki Meclisi Mebusan toplantısına katılmaz. 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya gelir ve karargâhını örgütler. TRT 1 Dizisi, o karargâhın mücadelesini çok iyi canlandırıyor.

İşte Dizi bu gelişmelerden sonrasını önümüze getiriyor. Sürecin 16 Mart 1920’ye uzanan gelişmeleri Kemalist Devrim – 4 Kurtuluş Savaşında Kürt Politikası başlıklı kitabımızın 174-215. sayfalarında inceleniyor.

İngilizlerin 16 Mart 1920 günü İstanbul’u işgal etmesi ve arkasından Meclisi Mebusan’ı basması, Devrimci Mustafa Kemal Paşa’nın önceden gördüğü olaydır. Bu olayı TRT 1 Dizisi, Atatürk’ün ağzından “İstanbul bitmiştir” diye yansıttı. Dizinin altın cümlesidir. Çünkü iç cephedeki savaşta Ankara galip gelmiştir. 23 Nisan’a giden süreç başlamıştır.

ATATÜRK’ÜN STRATEJİK DOĞRULUĞU VE TAKTİK YETENEĞİ

İki haftadır izlediğimiz bölümler, Dizinin senaryosunun tarihsel gerçeklere göre yazıldığını gösteriyor. Merkezde Mustafa Kemal Paşa var. Dizi, onun stratejik doğruluğunu işliyor. Ayrıca İstanbul’daki bölünmeyi değerlendiren taktik yeteneğini de ortaya koyuyor ve sanırım koymaya devam edecek.

Dizi, Millici Devrimcilerin yanındadır. İttihat Terakki düşmanlığının haksızlığını ve yanlışlığını da vurguluyor. Milletin bütün güçlerinin ve özellikle öncülerin Mustafa Kemal Paşa önderliğinde birleşmesi sürecini çok iyi veriyor.

TECRÜBELERİN ÖĞRETMENLİĞİ

Sarayın yakınlarındaki insanlar da kendi tecrübeleriyle Millici kampa katılıyorlar. Damat Ferit Paşa’nın Sır Katibi Hikmet Efendinin kızı Nazan örneğinde yalnız gençlik aşkını değil, vatan aşkını görüyoruz. Bu akşam, öyle gözüküyor ki devamı gelecek. Tecrübeler, yalnız o günlerde değil bugün için de en iyi öğretmendir.

VATANSEVER FEDAİ RUHU

Paşalar ve memurlardan telgrafçılara ve esnafa, kabadayılardan din adamlarına kadar İstanbul’un bütün millicileri, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Millî Hareketin başarısı için fedaî ruhuyla çalışmaktadır. İngiliz işgaline, işbirlikçilere ve düşman istihbarat ağına karşı gizli örgütlenme, izleyenlere heyecan veriyor.

Dizi, işgalin yaşattığı ıstıraplar ve utançlar yanında vatansever coşkuları, duygularımızı ateşleyerek yansıtıyor. O günlerin acılarını ve sevinçlerini paylaşan gözyaşları birbirine karışıyor. Bu açıdan drama bizim insanımıza etkileyen sahnelerden oluşuyor.

TARİHSEL GERÇEKLERE UYAN İÇTEN OYUNCULUK VE BAŞARILI YÖNETİM

Dizide İlker Kızmaz’ın oyunuyla gerçeğe uygun, zarif olduğu kadar kararlı bir Mustafa Kemal Paşa canlandırılıyor.

Topkapılı kabadayı Cambaz Mehmet karakterine hayat veren Birkan Sokullu, Telgraf Memuru İhsan Bey rolünde Rıza Kocaoğlu, Halide Edip’i yaşatan Dolunay Soysert, Mehmet Akif’i bugüne taşıyan Mehmet Özgür, ilk bakışta birbirlerine aşık olan Darülfünun talebesi Galip ile Sır Kâtibinin kızı Nazan rollerinde Hilmi Cem İntepe ile Melis Sezen ve paşalardan tekke şeyhlerine kadar bütün karakterler, usta işi bir yönetim altında tarihsel kişiliklerine uyan, abartısız ve içten gelen oyunculukla canlandırılmış.

23 Nisan’ın 100. Yılını selamlayan güzel bir dizi. Yönetmenimiz ve sanatçılarımız başta olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyoruz.