Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyetle birlikte her yıl Ramazan ve Kurban Bayramlarında halkın ve çalışma arkadaşlarının bayramlarını kutlamak ve bayramlaşmak için özellikle Ramazan Bayramlarında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kurban Bayramlarında ise Çankaya Köşkü’nde tebrikleri kabul ederdi. Atatürk, bu konulara çok dikkat ederdi. Bu konuda belgelere dayanarak bazı örnekler verelim. 1926 yılındaki Ramazan Bayramı için Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nden Başbakanlığa bayramlaşma için yazılan bir yazıda Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin saat 15.00 16.00 arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olacağı belirtiliyordu.1929 yılı Ramazan ayın Şubat ayında başlamış ve Ramazan Bayramı 14 Mart Perşembe günüydü. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ramazan Bayramını bu yıl Ankara’da geçirecekti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ramazan Bayramı tebriklerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edecekti. Atatürk, bayramın ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelerek saat 15.00 saat 17.00 arasında tebrikleri kabul etmiş daha sonra Çankaya Köşkü’ne yakın dostları ile vakit geçirmişti. Bir yıl sonra, 1930 yılında Ramazan ayı 4 Şubat Pazartesi günü başlamıştı. Ankara’da Ramazan ayında pek çok faaliyet gerçekleştirilmişti. Özellikle camiler çok kalabalıktı. Camilerde yer bulamayanlar sokakta namazlarını kılmışlardı. Tam olarak bahar mevsimi gelmediğinden havalar biraz güneşli olduğunda hanımlar güneşi sırtlarına alarak Kuranı Kerim okuyorlardı. Ankara’da en meşhur şey Ramazan’da cami önlerinde satıcıların “hacı yağı” satmalarıydı. Bu gelenek 1930 yılı Ramazan ayında da değişmemişti. 1930 yılında Ramazan Bayramı 3 Mart’ta başlayıp 4 ve 5 Mart günleri de bayramın ikinci ve üçüncü günüydü. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri 1930 yılı Ramazan Bayramı için İzmir’e gitmişti. Orada bayram tatilini geçirecekti. Gazi Paşa tatil boyunca Naimpalas’ta kaldılar. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’yı görmek için halk otelin önüne toplanmıştı. Gazi, balkona çıkınca halk “Yaşa!” diye bağırıyor, büyük kurtarıcıyı alkışlıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, saat 16.30 otelden çıktı ve otomobiline bindi. Refakatindeki diğer kimseler de otomobille Mustafa Kemal Paşa’yı takip ettiler. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa Karantina, Reşadiye tramvay hattını takip ederek Balçova’ya gittiler ve dolaşarak Kemeraltı, Basmane, Gazi Bulvarı güzergâhını takip ederek saat 17.30’da Naimpalas’a geldiler. Yol boyunca iki tarafa toplanmış ola halk Mustafa Kemal Paşa’yı şiddetle alkışladılar. Naimpalas önünde gece yarısına kadar kalabalık vardı. İzmir büyük bir sevinç içindeydi. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa ertesi günü 14 Mart’ta annesinin mezarının başına gitti ve ona dua etti. 1930 yılı Ramazan Bayramı’nda Başbakan İsmet Paşa ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kazım (Özalp) Paşa Ankara’da kalmışlardı. İsmet Paşa ve Kazım (Özalp) Paşa Ramazan Bayramının ikinci günü saat 14.00’de saat 15.00’e kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde özel surette bayram tebriklerini kabul edeceklerdi.
O yıllarda da bayram tebrikleri yayınlanırdı. Bu tebrikler, hiç bugünkü tebriklere benzemese bazı bayram tebriklerinin hatırlatalım:
Kamış Kalemle yazılmış bir tebrik; “İdiniz (Bayramınız) Sait, ömrünüz mezit olsun, efendim.”
Mavi büyük ve fantezi bir zarf… Bir kenarına çiçekler kondurulmuş ve “Ben Fransızca biliyorum” diye bağıran bir yazı ile: “Bon féte”
Bir başka kutlama; “Bayramınızı kotlularım!”
Bir başkası; “İdi (Bayramınız) saidi fitriniz mübarek olsun, efendi oğlum”
1932 yılı Ramazan ayında en önemli olay, Kadir gecesinde radyodan Türkçe Kuran okunması oldu. Radyo olan yerler, gazinolar erkenden doldu. Bazı gazinolar aşırı kalabalık olduğu için camlar kırıldı. Evler özel davetlilerle doldu taştı. İstanbul Altıparmak Caddesi’nde bir Musevi’nin evinin köşesine koyduğu radyoyu dinlemek için toplana halk o kadar çoktu ki, yoldan geçmek isteyen arabalar halkı yarıp geçemediler. O nedenle yan yollara sapıp oralardan gidecekleri yerlere ulaşmaya çalıştılar.
Atatürk Ramazan ayına büyük önem verirdi. Kız kardeşi Makbule Atadan Hanım anılarında şunları anlatmaktadır: “Her Ramazanın bir günü ve ekseriyetle Kadir Gecesi bana iftara gelirdi. O gün imkân bulabilirse, oruç tutardı. İftar sofrasını eski tarzda isterdi. Oruçlu olduğu zaman iftara başlarken dua ederdi. Kur’an dinlemeyi sever, Kur’an yüksek sesle ancak makama aşina olanlar ve güzel sesliler okumalı derdi. Annemin ölümünden sonra ruhuna hatim okutmak istemiştim. Bu arzumu kendisine söylediğim zaman bana, “Çok iyi edersin. Benim için de okut” demişti.
Atatürk, yaşamı boyunca milli ve dini değerlere büyük önem vermiş, onların yozlaştırılmasına, kişisel çıkar ve amaçlar için kullanılmasına izin vermemişti. Türk toplumunun bir kaynaşma, bütünleşme ve birlik olma duygularını kuvvetlendiren bayramlara özel bir önem vermişti.
Feza Tiryaki'nin aylar öncesinde yazdığı yazı bugünkü tartışmalara ışık tutuyor: Büyük tanıtımlarla, övgülerle, TV yayınlarıyla, söyleşilerle, alışılmışın ötesinde milyonluk toplu baskı sayısıyla bir
Abdullah Gül, 27 Kasım 1995'te İngiliz The Guardian gazetesinden Jonathan Rugman'a Refah Partisi yöneticisiyken röportaj vermiş, röportaj 28 Kasım'da Posta gazetesinde 'İşte Refah'ın gerçek niyeti: Ür
Oyuncu Mert Fırat, 2013 yılında verdiği bir röportajla yeniden gündemde. Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Mert Fırat, o zamanki röportajında siyasi mesajlarıyla dikkat çekiyor. 5 yıl önce verdiği cev