BUÇA KATLİAMI
73 izlenme 08 Nisan 2022
Leyla Düzel yazdı
Savaşları niye istemeyiz? İşte bu
gibi sonuçları olabileceğini öngördüğümüz için.
İnsani yönü nedeni ile
yazmayacaktım. İç sızlatan durumlar yaşanıyor. Anlaşma olmazsa
daha da kötü şeyler yaşanabilir. Bir de ABD ve NATO yanlısı
olmayınca Rusçu diye damgalanmak da var.
Bu olayı ilk duyduğumda dahi Putin'in
böyle bir emir vermeyeceğini düşünmüştüm. Kiev'i yıkmaktan
bile imtina edenler, 3 günde Ukrayna'yı yerle bir edecek güce
sahip olanlar kardeşlerine en az zararı vermek için yoğun çaba
harcıyor. Uyarıları dinlemeyen Amerika'nın gazı ile hareket eden
Zelensky boş bir NATO inadı uğruna akan kanın baş sorumlusudur.
Savaşlar katliamlara neden olur. Bunu
Bosna, Azerbaycan, Afganistan, Cezair, Ruanda, Irak ve Suriye’de
gördük. Yani yakın geçmişte Avrupa, Kafkaslar, Afrika ve
Ortadoğu'da defalarca katliam yapıldı. Uzak geçmişte ise
Kızılderililer, Vietnam, Kore, Yahudiler, Kanada yerli halkı,
Aborjinler ve sayısız coğrafyada Türklere uygulanan soykırımlar.
Velhasıl saymakla bitmiyor. Yüzde doksan dokuzu da Amerika'yı
oluşturan milletlerin hastalıklı barbarlığı ile bu katliamlar
olmuştur. Türk tarihinde böyle bir leke yok. Demek ki
kültürlerinde kendilerini yaşatmak için gözünü kırpmadan
vahşice öldürmek var. Burada şahit olduğum bir konuyu da yeri
gelmiş iken yazayım. İngiliz Parlamentosu'nun koridorlarında,
Dünya'da yaptıkları İngiliz vahşetinin tabloları asılıdır.
Kendi geçmişleri ile utanmaz aksine övünürler. Sonra da aynadaki
aksine bakarak Barbar Türkler derler. Trajikomik değil mi?
Gelelim Buça Katliamı diye
adlandırılan olaya. 410450 sivilin katledildiğini medyada
söyleniyor. Ukrayna'nın iddiası bu yönde. Rusya reddediyor. Tam
barış görüşmeleri yaparken bu olayın olması manidar. Rusya'yı
suçlayan Bellingcat, Deutsche Welle,The Economist, BBC ve The New
York Times olaya ait olduklarını iddia ettikleri fotoğraf ve
görüntüleri paylaşıyor. Yoğun bir Rusya'yı baskılama
politikası sürdürülüyor.
Buça Belediye Başkanı Anatoliy
Fedoruk, şehirden en az 280 kişinin toplu mezarlara gömülmesi
gerektiğini söylemiş. Yerel sakinler 57 cesedi başka bir toplu
mezara gömmüş. Lakin bunların hepsinin katliam sonucu öldürüldüğü
sadece iddia.
Bölgeden kaçan ancak daha sonra geri
dönen yerel bir adli tabip olan Serhiy Kaplişni'nin açıklamaları
ise katliam iddiasının provokasyon olabileceğini gösteriyor. "3
Nisan itibarıyla ekibim çatışmalar sırasında ve sonrasında
(asker ölümleri ve doğal sebeplerden ölümler dahil) 100'den
fazla ceset topladık. Ayrılmadan önce, elektrik olmaması
nedeniyle morg cesetleri soğutamadığı için kilisenin yakınında
toplu bir mezar kazması için bir beko operatörü tuttuk ayrıca
geri döndüğümden beri, kolları bağlı ve yakın mesafeden
vurulmuş 13 sivilin cesedini aldım. 410 sayısı çevre yerleşim
yerlerini de içeriyor."
Öldürülenlerin kesin sayısı
bilinmiyor. Buça Belediye Başkanı Fedoruk, katliamın hemen
ardından en az 300 kişinin ölü bulunduğunu açıklamış.
Belediye Başkan Yardımcısı Taras Şapravskyi Reuters'a verdiği
röportajda ise kurbanlardan sadece 50'sinin elleri arkadan bağlanmış
yargısız infaz edildiğini açıklamış.
Savaş böyle bir şey...
Hiçbirimiz orada değildik. Neler
yaşandığını bilmiyoruz. Lakin olayın olduğu gün dahi kesin
değil. Bölgeden anlaşma gereği Rus Askeri çekildikten sonra bu
haber medyaya yansıtıldı. Rus askeri bölgede çatıştığı
kişileri sorgulayıp öldürdü ise buna savaşın olağan şartları
içinde katliam denilemez. Katliam vicdani olarak vahşete eşdeğer
kullandığımız bir kelimenin ötesinde ulusları sanık
sandalyesine oturtan, İnsan Hakları İhlalleri içinde suçlu
bulunduğu takdirde ağır yaptırımları vardır.
Diyelim ki iddialar gerçek ve Rusya
yaptı . Bugüne kadar Amerika, Kanada, Fransa, Avustralya sanık
sandalyesine oturtuldu mu ki Rusya oturtulsun?
Ukrayna savaşı kaybederse Dünya
gözünde Amerika'nın düşeceği prestiji kurtarma çabası. Amaç,
savaş sırasında olan doğal yolla, bombalar ve çatışma ölümleri
üzerinden katliam kılıfına sokarak Rusya'nın elini zayıflatmak
ve masaya önşartsız oturmaya mecbur bırakmak. Her türlü senaryo
ile Rusya’nın itibarını Amerika'nın alt seviyesine sabitlemek.
Peki bu güç üstünlüğünün
ülkemize yansıması nasıl olur?
Tarafsızlık politikasını başarı
ile yürüten Türkiye'yi malesef istemesek de Amerika safına çeker.
Eşit güce gelene kadar işbirliği yapmak zorunda kalabiliriz. Bu
yüzden Rusya’nın kaybı olsa da yenilmemesi gerekiyor.
Amerika'nın ve Rusya’nın Ukrayna üzerinden eşit zararla çıkması
Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatinedir.
Bu konuda siyasilerden tek ve doğru
açıklamayı ise MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli
yapmıştır.
"Tarih boyunca değişmeyen
kural şudur; bir devletin rakiplerine karşı aşırı derecede
silahlanması savaş riskini de beraberinde getirmiştir. Hiçbir
mağlubiyetin, hiçbir yanlış kararın bahanesi olamaz.
Öyle bir dönemdeyiz ki kara
propagandalar çatışmanın önündedir. RusyaUkrayna savaşında
bunu çok açık görmek mümkündür. Yalan haberler, siber
müdahaleler, ekonomik manipülasyonlar, diğer araçların tümü
devreye alınmaktadır.
Buça şehrinde yaşandığı
iddia edilen sivil ve masum insanların katledilmesiyle ilgili
haberlerin gündeme yansıması her açıdan incelenmeye muhtaç bir
meseledir. Mesele ciddi tepkilere neden olmuştur, ayrıca elleri
arkadan bağlanarak katledilen sivillerin paylaşılan görüntüleri
ilk bakışta insanlık vicdanında infiale yol açmıştır.
Karşılaşılan trajik sahnelerin düzmece bir olay mı veya
gerçekten bir katliam mı olduğu henüz açıklığa kavuşmamıştır.
Biz kimsenin sefil propagandasına refakat edemeyiz. Şuurlu ve
uyanık hareket etmek, önümüzdeki sis bulutunun içinde güvenli
yol bulmamızı temin edecektir.
Burada asıl can alıcı husus
Rusya ile Ukrayna arasında süren barış görüşmeleri sırasında
sivil katliamların dünya kamuoyuna bomba gibi düşmesidir. Rusya
yönetimi Buça'daki katliam iddialarının kurgu ve yalan olduğunu
açıklamıştır ancak ABD'den Fransa'ya kadar niyeti bildik ülkeler
Buça'da savaş suçunun işlendiğini duyurmuşlardır.
Savaşın bitmesine tahammülü
olmayan ülkeler iğrenç bir yola başvurmuşlardır. Irak işgalinde
kimyasal silahlar gerekçe gösterilmişti. İddiası asılsızdı,
bu nedenle süreç kariyerinin kara bir lekesi olarak işaretlenmişti.
Irak ordusunun petrol kuyularını bombalayarak çevre yıkımına
yol açtığı devamlı gündemde tutulmuştu. Sonraki yıllarda
fotoğrafların Fransa sahillerinde çekildiği anlaşılmıştı.
Elbette katliam varsa bu kanlı Hadise herhangi bir şaibeye açık
kapı bırakmadan tespit edilmişse, sorumlularından hesap sorulması
insanlık görevidir. Üzerinde durulması gereken konu neden böyle
bir zamanda bu katliam iddiasının gündeme taşınmasıdır. Buna
kimler gerek duymuştur? Savaşın şiddet dozajının artışını
hedefleyenler vardır ve açıktadır."
Son bir güncel bilgi ise Rusya
Birleşmiş Milletler'de bu olayın incelenmesini istedi. Güvenlik
Konseyi'ne başkanlık eden İngiltere reddetti. Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu, Rusya’nın 47 üyeli BM İnsan Haklar
Konseyi üyeliğinden çıkarılması için hazırlanan karar
tasarısını görüşmek için 11’inci Olağanüstü Oturumu’nu
yeniden topladı.
Oylama öncesi Ukrayna ve Rusya
temsilcileriyle karar tasarısına karşı oy kullanacak üye
ülkelerin temsilcileri konuştu.
Oylamaya, BM’ye üye 193 devletten
172’si katıldı. Aralarında Türkiye’nin olduğu 93 ülke
tasarıya “Evet”, 24 ülke “Hayır” oyu verirken, 55 ülke de
çekimser oy kullandı.
Oylamanın ardından konuşan Rusya'nın
BM Büyükelçisi Gennady Kuzmin, hareketi "gayrimeşru ve
siyasi amaçlı bir adım" olarak nitelendirdi ve ardından
Rusya'nın İnsan Hakları Konseyi'nden tamamen ayrılmaya karar
verdiğini açıkladı.