MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Mustafa İlker Yücel: Kılıçdaroğlu’nun siyasi iktidarı, Anayasa'yı ve seçimleri gayrimeşru ilan etmesi hangi adımların habercisi?

Ceyhan Mumcu: Seçimler ve Anayasa gayrimeşru ise Kemal Bey ve CHP milletvekilleri Meclis’te ne arıyorlar? Anayasa'ya sadakat yemini ettiler. Niye o zaman yemin ettiniz? Kemal Kılıçdaroğlu meşru mu? Nasıl seçildi? Kendisinin genel başkanlığa seçilme sürecini tartışalım o zaman? Kasetle gelmek meşru mu?

  • 18 Ekim’den önce kanunsuz emri dinlemek meşru mu?

Ona ben de şaşırdım. 18 Ekim'den önce sonra ayırdı. Bu bir af hazırlığının göstergesi olabilir. Acaba bir af kanunu mu geliyor? Cezaevindekiler böyle düşünür. Tarih koyuyor. Bu çok önemli. Bu verdiği tarih KHK çalışmasıyla birlikte değerlendirilmeli. FETÖ ve PKK’yı düşünerek mi bu tarihi verdi? Selahattin Demirtaş’ı serbest bıraktırma çalışması da bununla bağlantılı. Demirtaş'ın nihai amacı PKK’nın güçlenmesi. Osman Kavala’nın ne yaptığı hiç belli bile değil.

  • Uzun tutukluluk sürelerine de itiraz ediliyor...

Ona ben de karşıyım. Bir hukukçu olarak söylüyorum, asıl olan tutuksuz yargılamaktır. Kaçma şüphesi varsa veya veri toplamaya engel olan durumlar varsa tutuklanabilir biri. Bizde tutuklama olayı biraz geniş uygulanıyor. Hâkimlerin takdirlerine bırakıyorlar. Bu tartışmaları büyütüyor. Tabi bu Osman Kavala ısrarının üzerinde durmak gerekir. Kavala’yı İçişleri Bakanı mı yapmak istiyorlar?

  • 10 ülkenin büyükelçisi buna itiraz etmez...

Sefirlerin keyfine bağlıysa olur bu iş. Osmanlı Devleti'nin son döneminde Ali Paşa, Fuat Paşa ülkelerin etkisi altına giriyordu rahatlıkla. Osmanlı Devleti'nin çökme sebeplerinden biri budur.

  • Ak Parti süreci böyle mi değerlendiriyor?

Ak Parti gelen tehdidi biraz hafife alıyor. Sorunları çözme konusunda yavaş. Ekibi zayıf. Bakıyorum Vatan Partisi gibi kararlı görünmüyor. Ak Parti’nin Mustafa Kemal’in yaptığı gibi emperyalist baskılara karşı milletin geniş kesimlerini birleştiren bir çizgi izlemesi gerekir.

  • Milli mutabakat mı istiyorsunuz?

Milli mutabakatın örneği Kurtuluş Savaşı. Hürriyet ve İtilaf mensubu Rıza Nur var, muhafazakar Mehmet Akif var. Tevfik Fikret yaşasaydı o da olurdu. Ona benzer Abdullah Cevdet planlara girmiştir.

  • Bunu tam da Ahmet Taner Kışlalı’nın katledildiği gün hatırlatıyorsunuz...

Kışlalı benim siyasaldan devre arkadaşımdır. Siyasala aynı sene girdik, aynı zamanda da mezun olduk. Gazeteciliğe hevesliydi. Zaten abisi de gazetecilik yapıyordu. Onlar bir dergi de çıkardılar. Ben onunla ilgili bir anımı yazmıştım Aydınlık’ta çıkmıştı. Deniz Gezmişlerin idam kararı çıkıp da Meclis'e tasdike gidince biz bir eylem başlattık, Meclis'e dilekçe vererek bu ilanları onaylamayın geri çevirin diye. O hareketi birlikte yapalım diye beni aramıştı. Daha sonra Kışlalı’yla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği’nde beraber olduk. Birlikte yönetim kurulunda görev yaptık. O zaman da dernek yöneticisi Yekta Güngör Özden ile birlikte Uğur Mumcu cinayetini araştıralım diye bir komisyon oluşturmuştuk dernek içinde. O komisyon Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Bahriye Üçok’un cinayetlerinin detaylı araştırmasını yapıp çözüm önerilerimizi bildiren bir rapor hazırladı. Yekta Güngör bu raporu Kışlalı’ya havale etmişti yönetim kurulu üyesi olarak. Kışlalı beni aradı, raporu çok beğendik başbakanlığa göndereceğiz diye ve o gün o suikast gerçekleşti. Tabi cinayetin doğrudan bu raporla bağı olduğunu iddia etmiyorum. Fakat ADD'de çok etkindi. ADD’nin yurt dışındakindeki işlerinin de örgütlenmesi için orduyla birlikte üst çalışma içerisindeydiler. Almanya’da, Hollanda’da, İsviçre’de ADD kurma çalışmaları vardı. Bu yüzden rahatsızlık verdiler. O da emperyalist bir şeydir. Kemalist, ulusalcı önderlerinden sayılarak bir suikasta kurban gitti.

  • Siyasi cinayet iddiasının gündemde tutulduğu günlerde konuşuyoruz bunları…

Böyle cinayetler olduğu zaman iktidar yıpranır. Neden yıpranır? Milli istihbarat size bağlı. Neden korumadınız, neden koruma polisi vermediniz? İçişleri Bakanı perişan edilir. Siyası cinayet işleyerek hiçbir zaman iktidar ayakta kalamaz. Tarihte böyle bir geleneğimiz yoktur. İktidarın bu işine gelmez. Bunun hesabını bütün toplum o iktidardan sorar. CHP lideri bunların farkında değil mi? Ben bu dönemi CHP için Genel Başkan'ın özensiz beyanatlar dönemi olarak adlandırıyorum.

  • Gazete ve televizyonlar özensiz beyanların arkasına mı takılıyor?

Öyle, yani düşün her gün efendim Ekrem İmamoğlu mu olsun Mansur Yavaş mı olsun? Öbür tarafın adayı belli Tayyip Erdoğan olacak. Efendim acaba İmamoğlu bugün izin aldı mı, almadı mı? Yani her gün televizyonları açarsan görürsün CHP isminden televizyonlarda bahsediliyor. Onların da hoşuna gidiyor.

  • Peki hocam son cümlelerinizi alalım süremiz bitiyor...

Görev Vakfı’nın atağını destekliyorum. Bağımsız ve üreten Türkiye hedefi için Vakfın koyduğu hedefler doğru.


Aydınlık