YUNUS SONER/MEXICO CITY
Brezilya'da başkanlık seçimlerinin ilk turu tamamlandı ve İşçi Partisi’nin adayı Lula da Silva önde gidiyor. Ekim ayında yapılacak ikinci turda Lula, yalnızca görevdeki Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile yarışacak.
İkinci tur öncesinde İşçi Partisi temsilcileriyle Lula’nın izlemesi beklenen dış politika hakkında konuştuk. İşçi Partisi Ulusal Komisyonu Yedek Üyesi Daniela Matos ve Meksika İşçi Partisi tarafından düzenlenen Partiler ve Yeni Toplum Kongresi’nde partinin elçisi olan Afonso Magalhaes ile görüştük. Röportajlar Mexico City’de yapıldı.
‘ARTIK POLİTİKAMIZ ABD’YE TABİ DEĞİL’
Matos: Dış politikayla ilgili bir deyişimiz vardır. “Dost devletlerle nadiren, düşman devletlerle sık sık konuşmak.” Yani eskiden dış politikamız ABD’ninkine tâbiydi. ABD ile iyi ilişkilerin Latin Amerika ya da Afrika ülkeleriyle ilişkilerden daha önemli olduğu düşünülüyordu. Şimdi bu yönelimimizi değiştiriyoruz.
Magalhaes: Lula, çok kutuplu bir dünyanın inşasının güçlendirilmesi, siyasi ve ekonomik blokların oluşturulması, halk demokrasilerinin kurulması sürecini kesinlikle yeniden ele alacak.
LATİN AMERİKA’NIN ÖRGÜTSEL BÜTÜNLEŞMESİ HIZLANACAK
- Ama bu pratikte ne anlama geliyor? Örneğin, Lula kazanırsa, bu Latin Amerika entegrasyonu için ne anlama gelir?
Matos: Bu, Parlasur veya Unasur gibi bölgesel entegrasyon mekanizmalarının yeniden faaliyete geçmesi anlamına geliyor. Kolombiya'da Gustavo Petro’nun son seçim zaferi de işbirliği için büyük fırsatlar sunuyor.
Ancak Lula'nın seçilmesi aynı zamanda Afrika'ya yönelik aktif bir politikaya geri dönmemiz, daha önce yaptığımız gibi bu kardeş kıtaya yatırımlar yapmamız ve ekonomik ilişkileri güçlendirmemiz anlamına geliyor.
Magalhaes: BRICS ve Mercosur kesinlikle yeniden aktif hale getirilecek. Aynı şey Unasur ve CELAC örgütleri için de geçerli. Tüm bu kurumlar Bolsonaro hükümeti tarafından büyük ölçüde göz ardı edildi.
Lula kendisini aynı zamanda tüm Latin Amerika kıtasının lideri olarak görüyor mu? Kıtayı küresel ölçekte daha aktif bir şekilde temsil edebilecek bir perspektife sahip mi?
Matos: Evet, aslında önceki dönemlerinde kıta için bir liderdi. Ve bugün de bu isteğe sahip. Örneğin Başkan Bolsonaro BRICS ittifakını tamamen bir kenara bıraktı. Lula ise BRICS ülkeleriyle ve özellikle Afrika ülkeleriyle dayanışma ve işbirliğini yeniden harekete geçirecek.
‘NATO'NUN UKRAYNA’DA MAĞLUP EDİLMESİ GEREKLİ’
Dünya çapında çok tartışılan bir diğer konu Ukrayna krizi. Burada ABD, Rusya'ya yaptırımlar uygulayarak bu ülkeyi hem ekonomik hem de siyasi olarak izole etmeye çalışıyor. Washington diğer ülkeleri de bu yaptırımları uygulamaya zorluyor. ABD, Rusya'ya yaptırım uygulaması için Brezilya'ya baskı yaparsa, örneğin ikili ticarette önemli olan gübre sektöründe, Lula ne yapar?
Matos: İşçi Partisi’nin tutumu nettir. Bu savaşın, Rusya’ya karşı Ukrayna topraklarında NATO’nun bir savaşı olduğunu düşünüyoruz. NATO'nun Rusya'ya karşı çok sayıda provokasyon gerçekleştirdiğini biliyoruz ve hepimiz NATO’nun Ukrayna topraklarında yenilgiye uğratılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.
Anayasamız ve Lula’nın tutumu her zaman halkların kendi kaderini tayin etmesine saygıyı içeriyor. Diğer yandan bizim için Çin ve Rusya gibi BRICS ülkeleriyle ekonomik ve siyasi işbirliğini derinleştirmeye geri dönmek elzemdir.
‘LULA ARABULUCU OLMAYI ÖNERECEK’
Magalhaes: Lula müzakerelerden çıkan çözümlere öncelik veren bir siyasetçidir. Rusya hükümetleriyle ve Vladimir Putin'in kendisiyle her zaman iyi bir ilişkisi oldu. Diğer yandan Lula, her zaman barışı savunuyor ve kendisini barışın tesisi için önemli bir etken olarak görüyor. Dolayısıyla bir kenara çekilmeyecek ve tıpkı İranABD arasında önemli bir rol oynadığı İran burada da çatışmayı sonlandırmak için arabuluculuk yapmaya çalışacaktır.
‘RUSYA VE ÇİN’LE İLİŞKİLERİMİZ VAZGEÇİLMEZ BİR ÖNEMDE’
O halde Lula'nın Meksika Devlet Başkanı Lopez Obrador'un ateşkes ve bir diyalog grubu kurulması çağrısında bulunan son girişimini desteklemesini beklemeli miyiz?
Magalhaes: Elbette. Lula bu girişime kesinlikle katılacaktır.
- Daha somut olarak sorarsak: Brezilya ABD baskısına karşı ekonomik egemenliğini savunur ve Rusya ile ekonomik ilişkilerini sürdürür mü?
Matos: Bence evet. ABD ile önemli ekonomik ilişkilerimiz var ama aynı zamanda Rusya ve Çin ile de var. ABD bize yaptırım uygulamamız için baskı yapsa bile Rusya ve Çin ile ilişkilerimizi sürdüreceğimizi düşünüyorum. Rusya ve Çin ile ilişkiler vazgeçemeyeceğimiz denli önemli.
Magalhaes: Bu konuda, Küba ya da Venezuela gibi abluka ya da ambargo altındaki ülkeleri her zaman destekledik. Ablukalara ve yaptırımlara her zaman karşı çıktık. Bunların sınır ötesi uygulanması, yani üçüncü ülkelerin de bunlara tâbi kılınmaya çalışılması etmeye zorlanması teessüf edilecek bir şey. Lula hükümetinin Rusya'yla ekonomik ilişkileri sürdüreceğinden eminim.
Bu makalenin orijinali İngilizce olarak United World International sitesinde yayımlanmıştır. Şafak Erdem tarafından Türkçeye çevrilmiştir.