Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Eskişehir’e Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bir Denizcilik Müzesi açma zamanının geldiğini, Eskişehir’de bunu gözlediğini söyledi.
Gürdeniz’in, Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile Osmangazi Üniversitesi’nde verdiği ‘Mavi Vatan’ konferansları büyük ilgi gördü.
FETÖ kumpasıyla açılan balyoz ve Ergenekon davalarında hapiste yatan emekli Amiral Cem Gürdeniz, eşi Rengin Gürdeniz ile birlikte Eskişehir’i gezdi. Kurtuluş Savaşı Müzesinin, konusunda Türkiye’nin en iyi müzesi olduğunu belirten Gürdeniz, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesi’ni, Sazova Parkı ile Kent Parkı’nı da ziyaret etti. Gürdenizler, Büyükşehir Belediyesi tersanesinde imal edilen tekne ile Porsuk’ta dolaştılar. Gürdeniz, Sazova Parkı’ndaki Korsan Gemisinin, dünya standartlarında olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Gemi var. Optimist ve kano kursları açıldığını öğrendim. Porsuk’ta yüzen araçlar Büyükşehir Belediyesi tersanesinde yapılıyor. Plajı ve yüzme havuzları var. Akvaryum var. Geriye kısa zamanda Denizcilik Müzesini açmak kalıyor. Bozkırdaki gelişmiş bir şehre Denizcilik Müzesi yakışır!”
‘DENİZ TABANLARI ULAŞILMAZ DEĞİLDİR’
Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulüplerinin düzenlediği Konferansın başlığı ‘Mavi Vatan ve Türkiye’nin Jeopolitik Rotası’ biçiminde belirlenmişti.
Emekli Amiral Cem Gürdeniz, ülke güvenliğinin denizlerden başladığını belirtti ve şöyle konuştu: “Türkler tarihleri boyunca, çok büyük yeteneklerine rağmen, denizleşemediler. Bunun en önemli nedenlerinden biri kapitülasyonlar. Venedik, Fransa, İngiltere ve Hollanda başta olmak üzere 10 ülkeye tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları, ülkemize sadece ekonomik zarar vermekle kalmadı. Kapitülasyonlar aynı zamanda Türklerin denizcileşmesini, denizciliğin halk arasında ve devlet aygıtında gelişmesini de engelledi.
“Gelişmiş bir donanmaya sahip olmak jeopolitik bir zorunluluk. Günümüzde deniz sınırları daha da önemli hale gelmiştir. Artık deniz tabanları ulaşılmaz değildir. Denizlerin en derin noktalarından dahi petrol ve doğalgaz çıkarmak mümkündür. Bu durum ülkelerin deniz sınırlarını eskiye nazaran daha önemli hale getiriyor.
“Türkiye’nin güvenlik ve refahı, çevrelendiği denizlerle iç içedir. Bulunduğu yarımada coğrafyası ile Türkiye bir deniz ülkesidir. 21’inci yüzyılın gerektirdiği yetenek ve teknolojiye sahip, dünyanın bütün okyanus ve denizlerinde harekat yapma yeteneğinde ve gücünün temelini ulusal sanayiden alan bir donanmaya sahip olmak, bir seçenek değil jeopolitik bir zorunluluktur.”
‘DONANMAMIZ SAYESİNDE BU KADAR GÜÇLÜYÜZ’
Türkiye’nin 460 bin kilometrekare mavi vatana sahip olduğu belirten Emekli Amiral Cem Gürdeniz, şöyle sürdürdü: “Günümüzde deniz güvenliği eski dönemlere nazaran çok daha önemli olacaktır. Yeraltı kaynakları gibi, deniz ürünleri ve suya olan bağımlılık da aynı şekilde eskiye oranla daha önemli hale gelmiş durumdadır. Hiçbir ulus denizci doğmaz ancak bu alışılacak bir durumdur. Bugün Türk Donanması sayesinde bu kadar güçlüyüz, jeopolitik olarak temel bir aktör olan Türk Donanması ana caydırıcı güç olarak ülkemize yöneltilen tehditlere asla taviz vermemiştir. Türk gemileri tam 400 yıl sonra, 2009’dan itibaren Hint Okyanusuna indi. Kendi savaş gemimiz ‘MİLGEM’ yapıldı.”
Aydınlık