Yüzlerce alanda kullanılan bor madeninin yüzde 72,8’i ülkemizde bulunuyor. Stratejik maden olarak tanımlanan bor, uzun süredir Eti Maden işletmeleri tarafından çıkarılıyor. Tarımdan, savunma sanayine, sağlığa kadar çeşitli alanlarda kullanılan bor madeni, gelecek yıllarda daha da konuşulacağa benziyor... Yazı dizimizin ilk bölümünde, borun kullanımının gelişimi için yapılması gerekenler üzerinde duruyoruz.
Uzmanlar, yerli deterjan BORON gibi iç piyasada kullanılacak borlu ürünler üretilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Gerekli olan teknolojinin yaygınlaştırılması ve ekonomik destek paketleriyle sektörün daha çok teşvik edilmesi talep ediliyor.
Alev geciktirici olarak kullanılan çinko borat üretimi ile beraber borlu çimento ve borlu çelik üretimlerini yapacak olan tesislerin de en kısa zamanda kurularak işletilebilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bor madeninin diğer yakıtlara alternatif enerji ve yakıt kaynağı olduğunu vurguluyor.
Maden açısından geniş bir coğrafyada bulunan ülkemizde, madenciliğin GSMH içindeki payı yüzde 1’ler düzeyinde. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 4 ile yüzde 8 arasında değişiyor. Bor madeninin diğer yakıtlara alternatif enerji ve yakıt kaynağı olabileceği belirtiliyor. Madenlerin devlet tarafından çıkartılıp, işlenerek piyasaya sürülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Türkiye enerjide yüzde 70 dışarı bağlı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Abalı, ülke genelinde yaklaşık 30 milyar dolarlık enerji üretimi yapıldığını, yaklaşık 100 milyar dolar da dışarıdan enerji aldığımızı söyledi. Ülkemizin kalkınmasının dışarı bağlılığı azaltmaktan geçtiğini söyleyen Abalı, “Kendi kaynaklarımızdan, yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan karşılarsak o zaman ülkemizin ekonomisinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
YERİN ALTINDAYSA ANLAMI YOK!
Türkiye’de yıllık 22 milyon ton maden çıkarıldığını, en önemlisinin de bor olduğunu vurgulayan Abalı, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.
Ülkemizde yıllık 1 milyon 200 bin ton bor madeni ürettiğimizi söyleyen Abalı, şunları kaydetti:
“Üretilen borun büyük bölümü ham olarak satılıyor. Bor madenini ülkemizin işler hale gelmesi lazım. Bor alternatif bir enerji kaynağıdır. En temiz yakıt ise bordan üretilen hidrojen yakıtı. Bordan elde edilen yakıt termik fırınlarda üretildiği için günümüz şartlarında benzine göre en az 10 kat daha pahalıya geliyor. İleriki yıllarda yapılacak çalışmalarla belki yakıt olarak kullanılan bu bor bileşiği daha ucuza mal edilir duruma geldiği zaman iddialı duruma gelebiliriz.”
‘FARKLI KULLANIM ALANLARI BULUNMALI’
Teknolojinin ilerlemesiyle madenlerin daha işlevli hale geleceğini söyleyen Prof. Dr. Abalı, yakın zamanda piyasaya çıkan bor esaslı deterjanının ülke ekonomisine katkı açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı. Prof. Abalı yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Gerekli olan teknoloji yaygınlaştırılmalı, ve ekonomik destek paketleriyle sektör daha çok desteklenmeli, üniversite ve hatta lise dengi eğitim kurumlarında gençlerimize tanıtılmalıdır. Bugün dünya bor pazarı 2 milyar dolar civarinda olup son yıllarda Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün ve Bor Araştırma Enstitüsünün (BOREN) çalışmaları ve ArGe destekleriyle ülkemizin bu pastadan payı yüzde 57’lere yükselmiştir. Ancak ülke ekonomisine daha çok katkı sağlayabilmek için bu pastayı artırmak ve borlu çimento ve borlu çelik gibi yeni kullanım alanlarını artırıp bu tür ürünlerin dünya piyasalarında kullanımını artırmak gerekmektedir.”
‘ÇİNKO BORAT TESİSİ KURULMALI’
Prof. Dr. Yüksel Abalı, Balıkesir’de 25 Ekim 2019’da temeli atılan ve 24 ay sonra devreye girecek olan bor karbür üretim tesisinin önemli bir gelişme olduğunu düşündüğünü söyledi. Bor karbürün zırh yapımında kullanıldığını ve çeliğe göre 3 kat daha hafif olan bir malzeme olduğunu, yurtiçi bor kullanımımızın oldukça sınırlı olduğunu ve artırılması gerektiğini belirten Abalı, “Alev geciktirici olarak kullanılan çinko borat üretimi ile beraber borlu çimento ve borlu çelik üretimlerini yapacak olan tesisleri de en kısa zamanda kurup işletebilirsek borun bir modernizasyon geçirdiğini gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz” dedi.
BİYODİZEL ÜRETİMİNDE REKOR BEKLENTİSİ
Biyodizel Sanayi Derneği verilerine göre, Türkiye’de 2018 yılında 108 bin 609 ton biyodizel üretimi yapıldı. Bu yıl ise yılın 8 ayında 78 bin tonluk üretim yapan biyodizel sektörü, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artış yakaladı. Dernek Başkanı Selçuk Borovalı, yılın 8 ayında gösterilen artışın devam edeceğini belirtti. Türkiye’nin motorin açısından çok büyük bir pazar olduğuna vurgu yapan Borovalı, ülkede yaklaşık 25 milyon ton motorin tüketimi olduğunu kaydetti.
Aydınlık