Ürettiler, kazanamadılar… Maliyetler yükseldi ama sattıkları ürün para etmedi. Üretmek için aldıkları kredinin faizleri yüksek olunca faiz ödemeye başladılar ama faizlerin altında ezildiler.

Kimi borç ödemek için başka işe başladı, kimi ürün değiştirmeye… Çaresizce hükümetten istedikleri, ‘faizler silinsin’ taleplerine yanıt bekliyorlar.

Kooperatiflere yeni düzenlemeler getiren kanun teklifinde icralık çiftçilere bir aylık ek süre verilmişti. Üreticilerin, yapılandırma kapsamında borçlarının yüzde otuzunu içeren birinci taksitini 30 Kasım’a kadar ödemeleri gerekiyor. Çiftçiler, bu bir aylık ek sürede borçlarını ödeyebildi mi ya da ödeyebilecek mi? Amasya, Denizli, Bolu ve Uşak’ta görüştüğümüz çiftçiler, “Ekim ayında ödeyemediğimiz borcu bir ay içinde nasıl ödeyelim?” diye soruyorlar.

Kimisi seralarını sökmüş, kimisi tarlasını korumak için başka işte çalışmaya başlamış bile. Kimisi de ata mesleğini, bugüne kadar gözü gibi baktığı toprağını terk etmek zorunda kalmış. Yıllardır hem kazanmış hem de ülke ekonomisine katkı sağlamışlar. Son yıllarda yaşananlara anlam veremiyorlar. Kredi aldıkları, alışveriş yaptıkları Tarım Kredi Kooperatifleri onlar için çiftçi dostu bir kurumdu. O kadar güvenmişler ki önlerine konulan boş kâğıtları imzalayanlar bile var aralarında. 3 yıl öncesine kadar borçlarını rahatlıkla ödeyebiliyorlardı. Son yıllarda ise maliyet arttı, sattıkları ürünün fiyatı aynı kaldı. Kazanamadılar, yüzde 40’ların üzerindeki faizlerin altında kaldılar. Ödeme yaptılar ama ödedikleri her bir kuruş, faizden düştü.

Para yardımı ya da borçlarının silinmesini istemiyorlar. Üretmek için ihtiyaçları olan gübreyi, mazotu ucuza mal etmek istiyorlar. Ancak bu şekilde üretim olacağını ve kazanabileceklerini belirtiyorlar.

‘İŞİMİ SEVİYORUM’

Salih Bahçıvan, 30 yaşında. Amasya Büyükkızılca köyünde domates üreticiliği yapıyor. Gençler çalışmak için şehre göç ederken o köyünü, toprağını bırakmamış. Neden diye soruyoruz. “İşimi çok severek yapıyorum. Ekiyoruz, nasıl büyüdüğünü mutlulukla izliyoruz. Kaliteli ürünler yetiştiriyoruz. Ama maliyetin altında satıyoruz. 15 dönüm ekiyorum. Artık soğudum bu işten.” diyor.

Genç çiftçi, fide, gübre, ilaç, mazot fiyatlarının çok arttığını belirterek, “Tarım Kredi’ye 1,5 milyon borcum var. Bu borç 3 yıl önce 600 liraydı. Her yıl yatırıyoruz. Hayvancılıktan kazandığımı borçlara yatırdım. Bu kadar nasıl oldu bu borç, anlamıyoruz. Herkes aynı, sadece ben değil. Bu borcu kasım ayında ödeme şansımız yok. Artık kış ayına girdik. Yeşilliklerimiz var ama borç ödeyecek kadar kazanabilmemiz mümkün değil.” diyor.

Köyde herkes birbirine kefil olmuş. Korkuları kefillerin birbirine düşmesi. Bahçıvan şöyle devam ediyor: “Ben amcama amcam bana kefil. Eskiden sezon sonu borcumuzu ödeyebiliyorduk. Ödediklerimizi ana paradan düşmüyorlar. Ödediğimizi faizden düşüyorlar. Sene atlatıp düşüyorlar. Borç iki katına çıkıyor. Müdürler de doğru dürüst yanıt vermiyor. Ürün alırken boş bir kâğıda imza attırıyorlar bize. Sonrasında ne oluyor bilmiyoruz. 3 senedir alışveriş yapmadığım halde borç katlandı.”

Bahçıvan’ın Cumhurbaşkanı’na da çağrısı var: “Ben genç bir çiftçi olarak Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Üretmek istiyoruz ama geçinmemiz de lazım. Biz faiz ödeyerek bu işin altından kalkamıyoruz. 3 yıldır çile çekiyoruz. Artık kimse bu işi severek yapmıyor. Hakkımızı alırsak çok güzel bir iş. Emek veriyoruz emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.”

‘SANAYİDE ÇALIŞMAYA BAŞLADIM’

Uşak’tan Ecevit Cabar da tarım kredi borçlusu. Yapılandırdı ama borcunu ödeyemedi. Borçlarını ödeyebilmek için çiftçiliği bırakarak çalışmaya başlamış. “Çiftçiliği bıraktım borcumu ödemek için Organize Sanayi’de tabakhanede çalışıyorum. Arpa, buğday ekiyorum ama bu yıl kuraklık nedeniyle kazanamadık. Şu anda gübre alamıyoruz. Üretici yarı gübre kullanacak bu yıl. Artık gübre atmadan ekiyor vatandaş. Gübre ve mazota çalışıyoruz. Borçları üreticilik yaparak ödeme şansımız kalmadı artık. Geçinebilmek için de işe girdim. Destek istemiyoruz, girdilerimiz düşürülsün. Ucuz mazot, ucuz gübre istiyoruz.”

Cabar, yetkililere şöyle sitem etti: “Gelsinler köylünün sofrasında oturup her gün tarhana her gün bulgur yesinler. Kazanıp kazanamadığımızı görsünler. Traktörümü bağladılar, satamıyorum. 3 evladım var onları nasıl doyuracağım. Ne olduysa Fahrettin Poyraz geldikten sonra oldu. Tefeci gibi çalışıyorlar, çiftçilerden borç adı altında para topluyorlar. Üreticiye yüzde 40 faiz konulur mu? 20 yıldır hep borcumu ödedim. 2018’den sonra ne oldu?”

‘OVALARDAN KAR MI

KAZIYIP ÖDEYECEĞİZ’

Çiftçi Dayanışma Platformu Başkanı Ömer Sarı da bir aylık borç ertelemenin çiftçiye hiçbir faydası olmadığını belirterek, “Çiftçinin sezonu Haziran’da başlar, Ağustos’ta biter. Bunu buralarda küçük çocuk bile bilir. Yetkililer bilmiyor mu? Ekim ayında ödeyemediğimizi kasımda mı ödeyeceğiz? Ovalardan kar mı kazıyıp ödeyeceğiz? Bizimle dalga geçiyorlar.” diye konuştu.

Çiftçinin öksüz kaldığını ifade eden Sarı, şöyle devam etti: “Traktörümü satsam ben borcumu ödeyemem. Keşke yetse. 300 bin lira peşinat ödemem var. Traktörüm 80 bin lira ediyor. Sadece ben değil köyümüzde herkes perişan. Çiftçi kömür alamıyor şu anda. Artık çiftçilerin çarşıda itibarı kalmamış. Hiçbir sistem, çiftçiyi onaylamıyor. Beyaz eşyacılar çiftçiye borç ürün vermiyor çünkü sistemde borçlu görünüyor. Bir elektrik süpürgesi alamayacaksam neden bu işi yapalım artık.”

‘DOMATES FİDESİ 5 LİRA’

Sarı, Amasya Büyükkızılca köyünün domates üretimi yaptığını, girdi maliyetleri yüzünden bu yıl zarar ettiklerini söyledi. Köylünün artık domates ekmeyeceğini belirterek şöyle devam etti: “Domatese artık gücümüz yetmiyor. Buranın ana ürünü domates. Ama artık ekmeyeceğiz, yeşillik ekecek çiftçiler artık. Masrafı az çünkü. Domatesin fidesi 5 lira olmuş. 1 dönüme 3 bin fide ekmek lazım. Bu da 15 bin lira eder. Bunun gübresi, ilacı, işçisi bir de hasat kaybı var. Bu maliyetle nasıl eksin bizim gibi çiftçiler? Büyük üreticiler yapar artık domates işini de.” Ömer Sarı, Ankara’da çok sayıda görüşme yaptığını ve her defasında sözler verildiğini belirterek, taleplerini yineledi: “Faizler silinsin, ana para 5 eşit parçaya bölünsün, ödemeler bir yıl ertelensin.”

SERALARINI SÖKTÜLER DOMATES EKMEKTEN VAZGEÇTİLER

Amasya’nın Büyükkızılca köylüleri, yıllardır ektikleri domatesi bir daha ekmeyeceklerini söylediler.

Yaşar Göçen: 17 sene önce emekli oldum, emekli parası, olduğu gibi borçlara gidiyor. Tarım Kredi Kooperatifi’nden 4 yıl önce 90 bin lira kredi aldım, şu anda borcum 600 bin lira. Ay sonunda 180 bin lira ödemem gerekiyor. Bu parayı kazanamadım ki nasıl ödeyeyim? Seracılık yapıyorum, gübre alamadım. Sadece tarım kredi değil ki, özel bankalara da borcumuz var. Borcumuzu mu ödeyeceğiz, karnımızı mı doyuracağız? İşimiz zorun ötesinde. İdam mı ederler, bilmiyorum. Kışın ne yakacağız ne yiyeceğiz, bilmiyoruz. Kömürü olan yakıyor, olmayan yorganların altında oturuyor. Bizim köyümüz tertemiz bir köydür, hiç küslük olmaz bu köyde. Aileler kefillik yüzünden birbirine girdi. Millet birbirini kıracak.

Elehattin Şeker: İflas ettim, serayı söktüm. Tarım kredi yüzde 36 faiz yüzde 50 katkı payı alıyor. ‘Nedir bu katkı payı?’ diyoruz, bunu bize kimse açıklayamıyor. Faiz gibi bir şey. Kimsenin bu borçları ödeme şansı yok. Üretici artık ‘domates ekmeyeceğiz’ diyor. Gübre alamıyoruz, fide alamıyoruz, mazot alamıyoruz. Devlet yavrusunu ezmesin, silsin bu faizleri. Borca itirazımız yok, itirazımız faize.

Kamil Yüce: Alamıyoruz, satamıyoruz, üretemiyoruz. 7 dönüm seram var. Seneye ne yapacağımı bilmiyorum. Fasulyeyi borçla ektim, şu anda para etmiyor. 3 liraya mal ettim 1 lira para kazanamadım. Ailecek Tarım Kredi’ye borçlandık. 1 milyon borcum var. Nasıl ödeyeceğiz, bu işin altından nasıl kalkacağız, bilmiyoruz. Zarar ettiğimizden devlet yetkililerinin haberi yok mu, anlamıyoruz. 82 model arabam var, ipotekli. Kredi kullanamıyorum, 1 kuruş destek de alamıyoruz. Ama biz destek istemiyoruz zaten. Bize para değil, gübre, fide desteği lazım. Kazanalım, borçlarımızı öderiz zaten. Biz tek mahsul bekleyen çiftçileriz. Borçla ekiyoruz, satamayınca da borçlarımızı ödeyemiyoruz.

ÜRETİM DE SİHA’LAR KADAR ÖNEMLİ

Bolu’dan Sadık Uçar 40 yaşında bir çiftçi. 70 bin lira hayvan kredisi çekmiş, 100 bin lira ödemiş, hâlâ 130 bin lira borcu olduğunu belirtti. Uçar şunları söyledi: “Nasıl bir sistem, anlayamadık? Mantıklı bir açıklama istiyoruz artık. 2 yıldır ben ve birçok üretici cebelleşiyoruz. Bu yıl hayvancılıktan da ektiğimiz üründen de zarar ettik. Yem olmuş 200 lira ama sütü 3 liraya satıyoruz. Direnecek gücümüz kalmadı. Arazilerim ipotekli, satışa çıkacak. Domates ektik, fide parasını bile çıkaramadık. Önümüzdeki yıl kıtlık yaşanacak böyle giderse. Tarlalara hayvan gübresi attık, ürün çıkacak mı onu da bilmiyoruz. O kadar yüksek faizi nasıl ödesin bu millet? Ödüyorum ödüyorum hâlâ borç çıkıyor. Üretim, ülke için çok önemli, İHA’lar, SİHA’lar kadar önemli. Önce tarımı güçlendirsin devlet, üreticisini güçlendirsin.”

‘GÜBRE FABRİKALARI SATILMASIN’

Yavuz Tektaş (Denizli): Kuraklıktan ve salgından dolayı sıkıntı var. Bu yıl verim kaybı yaşadık. Yem pahalı ama süte zam yok. Krediyle kredi kapatır duruma geldik. Traktörler umurumuzda değil artık. Tarlalar giderse ne yaparız, bilmiyorum. Millet bu yıl ekim yapamadı. Ya alta ya üste gübre atacağız. Ekmemiz de lazım, tarlayı boş bırakamayız. Küçük çiftçi hibelerden yararlanamıyor. Hayvancılık para etmeyince ahırları kapatıyoruz. Geçen yıl 80 liraya aldığımız yem bu yıl 150 lira oldu. Çiftçinin derdi, girdi fiyatlarının düşmesi. Gübre fabrikaları satılmasın, devlet kendi üretsin. 72 model bir traktörüm var. Herşey destekleniyor ama biz yararlanamıyoruz. Derdimiz üretim, üretmek için de kazanmamız lazım.

Aydınlık