Daha önce “İŞİD Kamplarında 10 Gün” isimli kitabı yazan Todenhofer, “Batı’nın büyük ikiyüzlülüğü Siyaset ve Medya evrensel değerlerimizi nasıl ayaklar altına alıyor” isimli yeni kitabını Köln’de tanıttı. Okurlarıyla buluşan Todenhöfer Aydınlık’ın da sorularını yanıtladı.
‘BATI’NIN ELİNDE MASUMLARIN KANI VAR’
Sayın Todenhöfer, son aylarda Yemen’de, Suriye’de, Irak’ta bulundunuz ve bölgede bizzat araştırmalar yaptınız. İzlenimleriniz nasıl?
Ne Yemen’de ne de Suriye ve Irak’ta Batı devletleri asla gerçek anlamda insan hakları için mücadele etmek üzere bulunmadılar, bulunmayacaklar.
Batı olarak Suudi Arabistana silahları veren, savaş uçaklarına benzini dolduran biziz, diğer taraftan o gönderdiğimiz silah ve bombalar ile vurulan Yemen halkına yara bantlarını gönderen de biziz. Batı iki tarafta da iyi ticaret yapıyor. Bugün Yemende açlıktan ölen çocuklar var. Suudi Arabistan, Batı’nın lojistik desteği ile orada bir katliam yapıyor. Ve ne yazıkki, Batı bu ülkelerin hepsini yağmalayıp bombalarken, insanları katlederken, bu suçları “demokrasi, özgürlük ve insan hakları” kılıflarıyla işliyor.
Batı suçludur. Batının ellerinde masum insanların kanı vardır. Petrol için, su için, doğal kaynaklar için dünya çapında milyonlarca masum insan katlediliyor. Sadece ABD değil, Almanya, Fransa gibi Avrupa devletleri de bu konuda bizzat pay sahibidir.
‘AMERİKAN ÇIKARLARI’
Batı ve ABD neyi amaçlıyor?
Amerika’nın tam olarak neyi amaçladığını anlamak için sözlü ve yazılı olarak “evrensel değerler” gibi sıkça kullandığı ifadelerin yerini “Amerikan çıkarları” ile değiştirmemiz gerekir. Amerika’nın tek amacı kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını korumaktır ve genişletmektir. ABD kendisini bütün dünya devlet ve milletlerinden daha değerli ve üstün görüyor. Emperyalizmin bizzat kendisi olarak bütün dünyayı silah zoruyla dize getirmeye çalışıyor. Amerikan öncülüğünde Batı hangi ülkelere girdiyse, orada tecavüzler, katliamlar, yağmalamalar var. Demokrat Parti veya Cumhuriyetçi Parti, ABD’de kim gelirse gelsin bu politika değişmeyecektir. Dünya milletleri ise olan bitene artık sessiz kalmıyor.
'TEK KUTUPLU DÜNYANIN SONU'
Son zamanlarda Rusya ve Çin gibi devletlerin aktif bir şekilde sahneye çıkması ile tek kutuplu dünya düzeninden çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş yaptığımız konuşuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Çok kutuplu dünya mümkün mü?
Evet, kesinlikle. ABD bu durumdan çok rahatsız. Rusya ve Çin gibi devletler ABD’yi dünyanın tek gücü olarak tanımıyor ve baş kaldırıyor. Dünya tek kutuplu çağı geride bırakıp çok kutuplu bir çağa girdi. ABD bu duyduğu büyük rahatsızlıktan ötürü “evrensel değerler” bahanesiyle önümüzdeki zamanlarda daha da çok saldırganlaşacaktır.
Yakın bir tehlike olarak ABD’nin bu anlamda İran’a müdahale etmek istediği görülüyor. ABD’nin İsrail desteği ile İran’a saldırması kesinlikle önlenmelidir. Batı böyle bir akılalmaz yeni savaşa her halükarda karşı çıkmalıdır. Savaş bir bumerang gibidir er yada geç size faturası kesilir.
‘BATI MEDYASI HALKI ALDATIYOR’
Sizce Avrupa medyasının bu olaylarda rolü nedir?
Avrupa medyasını maalesef sert bir dille eleştirmek mecburiyetindeyim. Avrupa’nın önde gelen neredeyse bütün medya organları, gazeteleri savaş çığırtkanlığı yapmak ve yalan haberler yayınlamakla meşguller.
Onlar da toplumu yapılan savaşların “demokrasi ve insan hakları” için yapıldığı yalanı ile zehirliyorlar. Yalan haberlerle, taraflı haberlerle toplumu aldatıyorlar. Oysa ki medyanın görevi topluma gerçekleri söylemek olmalı, siyasetin ikiyüzlülüğüne ortak olmak değil. Medya bağımsız olmazsa, cesur olmazsa gerçek anlamda demokrasiyi nasıl elde edebiliriz? Cesaretleri varsa, bu gazetecileri benimle birlikte Suriye’ye, Irak’a, Afganistan’a, Yemen’e gelmeye ve gerçekleri kendi gözleriyle görmeye davet ediyorum. Medya bu şekilde tamamıyla “Kral Çıplak” öyküsündeki gibi hareket ediyor, bu kesinlikle kabul edilemez.
ORTADOĞU'DA BİR ALMAN VEKİL
Münih, Paris, Bonn ve Freiburg Üniversitelerinde Hukuk ve Siyasal Bilimler okudu. Freiburg Üniversitesinde mastırını tamamlayan Todenhöfer bir süre üniversitede görev yaptı. 1972 yılında Kaiserlautern Asliye mahkemesine hakim olarak atanan yazar, 1980 yılında Alman Hıristiyan Demokrat Partiden (CDU) TübingenHechingen temsilcisi olarak Parlamentoya girdi. Parlamentoda ilerleme politikaları sözcüsü olarak görev yapan Todenhöfer,1987 yılında Almanya’nın dev yayınevlerinden Burda yayınevinin yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevine getirildi. Halen yayınevinin finans ve yönetiminden sorumlu olan yazar, ABD ve Batı’nın Afganistan, Irak ve Libya politikasına karşı tutumuyla ve mücadeleleriyle tanınıyor. Suriye, Afganistan, Irak ve pek çok savaş bölgesinde bulunan Todenhöfer, Halep’te IŞİD kamplarını da gözlemleyerek kitap yazdı.