SİBEL KOÇ GÜVEN

Biga Ziraat Odası Başkanı Güray Ergün, tarımın alternatifinin olmadığını belirterek, “Tarımı ve çiftçilerimizi desteklemek çoğu kişinin yanlış bildiği üzere yardım etmek değil, halkımızın karnını doyurmak için yapılan zorunlu bir uygulamadır” dedi. Ergün, çiftçinin ve tarımın yaşadığı sorunları değerlendirdi, “Bugün üreticilerimizden esirgenen desteklerin çok daha fazlasını yarın ithalatla dış ülkelerin üreticilerine vermek zorunda kalacağız” dedi.

“Büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi ve kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün istikrarlı ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür” diyen Ergün, 2008 yılının süt hayvancılığı için kötü bir yıl olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: “Bugün de aynı tablonun daha ağırıyla karşı karşıyayız; zira yemin çuvalı 300 lirayı geçti, süt yem paritesi birin altında. Bu oranın en az 1.3 olması gerek, kısacası süt fiyatımızın en az 7 lira 80 kuruş olması gerekiyor. Ancak verileceği açıklanan 1 liralık destekle ve geçtiğimiz günlerde açıklanan son fiyatla birlikte çiğ süt fiyatı 6 lira 70 kuruş olarak ödenecek. Bu fiyat beklentimizin çok altında. Dileğimiz en kısa zamanda fiyatın revize edilerek artırılmasıdır.”

ESİRGENEN DESTEK İTHALATA GİDECEK

Üreticilerin başta yem olmak üzere girdi maliyetlerini karşılayabilmek için her ay hayvanlarını kestirerek veya satmak zorunda kalarak hızla sektörden çıktığı uyarısı yapan Ergün, “Bugün üreticilerimizden esirgenen desteklerin çok daha fazlasını yarın ithalatla dış ülkelerin üreticilerine vermek zorunda kalacağız. 2008 yılında yaşanan krizin tekrar yaşanmaması için, uyarılarımıza kulak verilmelidir.”

Gübre fiyatlarında yaşanan dalgalanmaların ise korkutucu boyutlara vardığını söyleyen Ergün, şu bilgileri de verdi: “5 ay önce çuvalı 435 lira olan ÜRE gübresi bugün 750 liraya, 220 lira olan amonyum sülfat fiyatları 425 liraya, DAP gübresinin çuvalı 300 liradan 700 liraya çıktı.”

TARIM KREDİ DEVREYE GİRSİN

Biga Ziraat Odası Başkanı, mazot fiyatlarıyla ilgili de şöyle konuştu: “Yazlık mahsullerin ekim döneminin daha başındayız. Bu şartlar altında arazi işleme faaliyetlerimizi yerine getirmemizin maliyeti giderek artıyor. Ürün fiyatlarının ise bu maliyetleri karşılayıp karşılamayacağını bilemiyoruz. Karşımızda büyük bir belirsizlik ve maliyet baskısı var. Tarım Kredi Kooperatiflerinin bir an önce devreye girerek üreticimize uygun fiyat ve vadede mazot satışına başlaması gerekmektedir. Bunun yanı sıra mazottan alınan KDV ve ÖTV’nin bir an önce düşürülerek üreticilerimize bu zor günlerde bir nebze olsun destek olunması gerekmektedir.

AİLE İŞLETMECİLİĞİ GÖÇÜ DE ENGELLER

Dünya ve ülke tarımını küçük aile işletmelerinin ayakta tuttuğunu ifade eden Ergün, “Aile işletmesindekiler hayvanıyla, toprağıyla bir aidiyet duygusu yaşar, o kültürü nesilden nesle taşır. Bu deneyimi kitaplardan öğrenemezsiniz. Tarımı gelişmiş hiçbir ülkede küçük aile işletmeleri piyasanın acımasız çarklarına mahkûm edilmemiştir. Aile işletmeciliği demek, yerinde istihdam ve şehirlere göçün önlenmesi demektir. Aile işletmeciliğinde Türkiye’nin de kendi özgün modelini kurması gerekiyor” diye konuştu.

VAKİT KAYBEDİLMEMELİ

Ergün şöyle devam etti: “Paranız da olsa gücünüzü üretimden alamıyorsanız her türlü dayatmalara ve baskılara boyun eğmek zorunda kalabilirsiniz. Olağanüstü dönemlerde istediğiniz fiyatlarla değil dayatılan fiyatlarla ürün almak zorunda kalırsınız. Çiftçimizin karşılaştığı zorlukların giderek ağırlaştığını bir kere daha vurgulamak istiyorum. Geçmişte birçok kez kamuoyuyla paylaştığımız ancak dikkate alınmayan uyarılarımız umarım bu kez dikkate alınır ve gerekli çalışmalara vakit geçirilmeden başlanır.”

Aydınlık