Azerbaycan'ın yiğit ordusunun Karabağ’da kahramanca destan yazdığının altını çizen Manafzade, Türkiye'nin desteğini unutmayacaklarını ifade etti. Manafzade, şimdi Karabağ'da düzenlenecek konser ve festivallerde sahne almayı heyecanla bekliyor.
Azerbaycan Devlet Sanatçısı Turan Manafzade: Türkiyemizin desteğini unutmayacağız
NADİR TEMELOĞLU

'Azerbaycan’ım', 'Yükseliş', 'Lachın' müziklerinin bestecisi, Azerbaycan Devlet Sanatçısı Turan Manafzade ile yeni yıl öncesi Azerbaycan'ın Karabağ zaferini ve müzik üzerine konuştuk. Kadınlara sadece müzikte değil her alanda aktif olma çağrısı yapan Manafzade, “Yetenek ve çalışma yetmiyor. Aynı zamanda cesur ve özgüvenli olmak gerekir” dedi.

·        Genç yaşınıza rağmen Azerbaycan Devlet Sanatçısı ünvanına sahipsiniz. Azerbaycan'da başlayan müzik yolculuğunuz Türkiye'de devam ediyor. Yaşam ve müzik yolculuğunuzu kısaca sizden dinlesek?

6 yaşımda henüz Bakü’deyken yeteneğimi keşfeden ailemin beni piyanoya yönlendirmesiyle birlikte müzikal yolculuğum başladı (ailelerin yönlendirmesi önemli). Bundan önce evde müzik ve piyano sesi hep vardı.

Devamında; 2000 yılında babam İslam Manafov’un davet edilmesi üzerine ailecek İstanbul’a geldik.

2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Devlet Konservatuarı’nda açılan giriş sınavıyla ağabeyim Abuzar Manafzade ile birlikte 400 kişiden 3’e kalarak piyano bölümüne girmeye hak kazandık ve 8. sınıftan üniversite mezuniyetime kadar eğitimimi değerli öğretmenim Doç. Nurferi Onur’un piyano sınıfında tamamladım.

Daha sonra İtalyan Maestro Antonio Pirolli’nin MSGSÜ Devlet Konservatuarı’nda eğitmenlik yaptığını duyunca Orkestra Şefliği sınavına yine ağabeyimle birlikte girdik ve ben şeflik eğitimimi değerli öğretmenim Maestro Pirolli’nin sınıfında tamamladım. Ağabeyim ise eğitimine, Viyana’da dünyanın en önemli orkestra şeflerinin yetiştiği Viyana Konservatuarı’nda devam etmeye karar verdi.

İki üniversite eğitimim sonrası 2019’un Ekim ayında Bahçeşehir Üniversitesi’nde İşletme Fakültesi yüksek lisans eğitimime başladım ve şimdi dijital dönüşüm ve sanat üzerine bir tez yazmaktayım. Aynı zamanda üniversite himayesinde “Liderlik” ve “Yenilenebilir Enerji” konusunda önemli sertifika programlarına katıldım.

Bunun yanında 14 yıldır piyano eğitmenliği yaparak öğrencilerimi topluma örnek bireyler olmaları gayesiyle yetiştirmeye çalışıyorum ve aynı zamanda aktif sanat faaliyetlerime durmaksızın devam etmekteyim.

·        Gördüğümüz kadarıyla sanatçı bir aileden geliyorsunuz. Böyle bir ailede büyümek nasıldı? Ailenizin sanata katkısı ne yönde katkı sağladı?

Ailemizin müzisyen olması mesleğimize her yönden katkı sağladı. Aynı zamanda tek piyanoda 23 bazen 4 kişi olarak aynı anda müzik icra edebiliyoruz ya da 2 farklı piyanoda. Tek piyanoda birlikte çaldığımız müzikler ise sosyal medyada dinleyiciler tarafından çok beğeni görmekte. Bazen ise birimiz orkestrayı yönetirken aynı anda diğerimiz piyanoda bir eser çalıyor ya da konserlerimizde birbirimizin eserlerini de icra ediyoruz.

·        Hepimiz Azerbaycan'ın Karabağ zaferini coşkuyla kutladık. Sevinç, kıvanç duyduk. Bu zafer bir sanatçı olarak size neler hissettirdi?

Azerbaycan'ın yiğit ordusu Karabağ’da kahramancasına destan yazdı. Halkımızın motivasyonu, kardeş ülke Türkiyemizin bize hem halk hem ülke hem de medya olarak desteğini ise unutmayacağız. İki ülkenin cesur liderlerinin birlikteliği ve stratejik adımları tüm dünyaya kardeşlik örneği sergiledi. Biz de tüm gelişmeleri ailecek gururla ve soluksuz takipteydik.

Vatanıma ithaf ettiğim “Azerbaycan’ım” ve “Yükseliş” isimli müziklerimi tüm dijital platformlara yerleştirdikten sonra müzikseverler tarafından büyük ilgi gördü.

·        Azerbaycan'ın zaferine sanat dünyasından pek ses çıkmadı. Aksine, bazı kesimler “ateşkes” istedi. Siz ise bu mücadeleye aktif şekilde destek verdiniz. Sanat dünyasındaki bu suskunluğu nasıl değerlendiriyorsunuz ve vatan savaşında sanatçının tutumu nasıl olmalı?

Vatanını seven bir aile olarak sanatımızla dünyanın her yerinde, her zaman ülkemizi layıkıyla temsil etmeye çalışıyoruz. Her birey kendi seçimlerini yaşar. Dolayısıyla her fikre saygı duyarım.

·        Sizin de “My Azerbaijan”, “Lachin” gibi eserleriniz var. “Geç açıldın, tez soldun” dediğiniz Azerbaycan halk ezgisi Laçın'da şimdi Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Laçın veya Karabağ'da konser verme planınız var mı?

Özellikle sosyal medya aracılığıyla “Şuşa’da , Laçın’da konserinize geleceğiz!” gibi mesajlar çok almaktayız. Karabağımızda en yakın zamanda düzenlenecek konser ve festivallerde tüm sanatseverlerle buluşmayı heyecanla bekliyoruz!

·        Besteci yönünüzün yanı sıra orkestra şefliği de yapıyorsunuz. Dünyada aslında az sayıda kadın orkestra şefi var. Bu yolda ilerlemek isteyen gençlere ve kadınlara hangi öğütleri verirsiniz?

Orkestra şefi, enstrümanist veya tümüyle bir müzisyen olmak için yetenek ve çalışma yetmiyor. Aynı zamanda cesur ve özgüvenli olmak gerekir. Kadınların sadece müzikte değil her alanda aktif olması hepimizin arzusu.

·        Birçok ülkede konser veriyorsunuz? Kısa ve uzun vadeli projeleriniz var mı?

Salgın dönemiyle mesafeler kısaldı, ulaşılabilirlik imkanı çoğaldı ve artık dijital bir kareden tüm dünyaya seslenmek mümkün. Kültürsanatın ve faaliyetlerinin de farklı bir noktaya evrileceği aşikar. Biz de ailecek dijital konserleri önemsiyoruz ve pandemi sürecinin başından beri #evdekal etkinliklerinde insanlara ve tüm sağlık çalışanlarına manen destek olma amacıyla ve bazı okullar, üniversiteler, devlet kurumları ve şirket çalışanları için de sosyal medya üzerinden birçok konserler yaptık.

Aralık ayının başında Avrupa Parlamentosu’nda Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)’nin davetiyle DTİK Kültür Elçisi olarak dijital bir dostluk konseri gerçekleştirdim. Konser çok izlendi ve sosyal medyada büyük ilgi gördü. Bu nedenle daha fazla sanatsevere anında ulaşabilme açısından dijitalin verimli taraflarını kullanmaya çalışmak hepimize iyi gelecek diye düşünüyorum.

Ayrıca şeflik açısından; genç müzisyenlerden oluşan ve onlara destek olacak bir orkestra kurulmasının anlamlı olacağını düşünüyorum.

Bestecilik anlamında ise salgın sürecinin güzel bir fırsat olduğunu söyleyebilirim.

Tüm sevgili okurlara yeni yılda sağlık, güzellik ve sanatla kalmalarını arzuluyor ve sanatçıları her zaman desteklemelerini kalpten diliyorum.

Keyifli röportaj için teşekkür ederim.