AYDINLIK / ANKARA
Avukat Mehmet Cengiz, ABD Kongresine sunulan “Ermeni Soykırımı Eğitimi Yasa Tasarısı”nı Aydınlık’a değerlendirdi. 'Ermeni soykırımı' yalanının, 1923’te Lozan’da sonlandırıldığını kaydeden Cengiz “Ermeni soykırımı yalanı Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi gündeme geldiğinde, tekrar ısıtılıp piyasaya sürülmüştür. Ancak, AİHM’nin ‘Perinçekİsviçre’ kararıyla bu yalana son nokta konulmuştur. AİHM, Avrupa Konseyi’nin en üst yargı organıdır. Kararları, 47 Avrupa Konseyi üyesi devleti doğrudan, diğer devletleri ise uluslararası bir içtihat olarak bağlar.” dedi.
AİHM’nin kesinleşen ‘Perinçekİsviçre’ kararını hatırlatan Cengiz bu kararın sonuçlarını şöyle sıraladı:
“1915 olaylarının niteliği tartışmalıdır. Bu konuda alınmış bir yargı kararı yoktur.
Bu açıdan da 1915’te yaşananlar, 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi soykırımından farklıdır.
Konu, tarihçilerin tartışmaları gereken ve tartışmakta oldukları bir husustur. Dolayısıyla bu konuda parlamentolar ve mahkemeler karar veremez.”
Cengiz daha sonra şu değerlendirmede bulundu:
“Gündeme getirilmek istenen ‘Ermeni soykırımı’ yalanı, ‘İkinci İsrail’i yaratma amaçlı ‘Kukla Kürt Devleti’ projesinin bir parçasıdır. Onun içindir ki; ABD, bir tarafta ‘Ermeni soykırımı’ yalanını dayatırken, öte yanda emperyalist saldırılara boyun eğmesini, Mehmetçiğin bölücü teröre karşı mücadelesini durdurmasını istemektedir. ‘Ermeni Soykırımı Eğitimi Yasa Tasarısı’ ile ABD Türkiye düşmanlığını tırmandırıyor ve Türkiye’ye tehditlerini sürdürüyor.”
'DAYATMALARA KARŞI KARARLI POLİTİKA'
Türkiye’nin, emperyalist dayatmalara karşı kararlı bir politika yürütmesini isteyen Cengiz şu görüşleri savundu: “'Ermeni soykırımını' tanıma kararı alan devletler, bu parlamento kararlarını geri almalıdırlar. Mevzuatlarında ‘Ermeni soykırımı'nı inkarı suç kabul eden ve cezalandıran devletler, mevzuatlarını derhal değiştirmelidir. Benzeri kararlar alınan devletler, bu kararları ortadan kaldırmalıdır. 1915 olaylarını ders kitaplarında ‘soykırım’ olarak niteleyen devletler, müfredatlarını buna göre değiştirmeli ve düzeltmelidir. İşte gerçekleştirilmesi için mücadele edilmesi gereken ilkeler bunlar. AİHM kararı, bu olanağı tanıyor. Hükümet, ABD’de tezgahlanan bu oyuna karşı, AİHM kararlarını da değerlendirerek gerekli tepkiyi göstermeli ve girişimlerde bulunmalıdır.”