Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi'nin 1'e karşı 467 oyla kabul ettiği Uygur tasarısı insanlar hakları bahanesiyle Çin'e karşı kuşatma siyasetinin son halkası oldu. Ticaret savaşını son sürat devam ettiren Washington yönetimi daha önce de Hong Kong için benzer bir yasayı onaylamış, Taiwan adasına silah sevkiyatı için harekete geçmiş, Güney Çin Denizi'nde de hareket serbestliği adı altında provokasyonlara imza atmıştı.

Ulusal Güvenlik Belgesi'nde Çin'i "stratejik rakip" olarak tanımlayan Amerika, Uygur yasa tasarısı ile bir yandan Çin'in iç işlerine müdahale ederken diğer yandan da ülkenin ileri teknolojisini hedef haline getirmek istiyor.  Zira salı günü onaylanan tasarı Çin'in Xinjinag Uygur Özerk Bölgesi'nde faaliyet yürüten teknoloji firmalarına da yaptırım uygulanmasını öngörüyor.


"POMPEO'NUN MAKALESİ ARKA PLANI VERİYOR"

Aydınlık Gazetesi Dış Haberler Müdürü Elif İlhamoğlu, CRI Türk Türkiye'ye verdiği demeçte ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun konu ile ilgili makalesini ve NATO toplantısını hatırlatarak şunları kaydetti:

"ABD Dışişleri Bakanı Uygur tasarısından önce Avrupa Birliği liderlerine seslenen bir yazı kaleme aldı. Pompeo bu yazıda, Avrupa ülkelerinin Çin ile iş birliği yaptıkları takdirde bilişim alanında güvenlik sorunları ve siber saldırılar ile karşı karşıya kalacaklarını iddia etti. Çin Komünist Partisi'ni geliştirdiği 5G teknolojisi üzerinden bilgi hırsızlığı yapmakla suçladı ve Çin'in 5G ile Uygurları kontrol altında tuttuğunu ileri sürdü. Avrupa ülkelerine gözdağı veren Pompeo 'Anlaşırsanız, Çin istihbaratı bütün altyapınızı kontrol eder' derken yazı 'Teknoloji iş birliğini bizimle yapın' çağrısı ile son buldu.  NATO toplantısında ise ABD açıkça Çin'i hedef göstererek 5G gündemini Avrupa'ya dayatmaya çalıştı. Pompeo'nun bu yazısı ve NATO'nun 5G gündemi Batı'nın Uygur yaygarasının arka planını açıklıyor."



"ATLANTİK MEDYASI KARA PROPAGANDA PEŞİNDE"

Amerikan medyası tarafından dolaşıma sokulan Uygur temalı haberlerin Beyaz Saray'ın kara propagandasına hizmet ettiğini vurgulayan İlhamoğlu "ABD yıllardır dünyadaki hegemonyasını dolar ve teknoloji üzerinden yürütüyordu. Teknolojide dünyanın tek hâkimiydi. Dünya üzerinde ABD hegemonyası kırılırken şimdi Çin ABD'nin bu alandaki hâkimiyetine de son veriyor." diye konuştu.

"Temsilciler Meclisinden geçen bu yasanın Çin'in ilerleyişini durduramayacağı ve dünya ülkeleri ile ilişkisini engelleyemeyeceği, ABD'yi de eski gücüne döndüremeyeceği açık." ifadelerini kullanan İlhamoğlu, Washington'ın insan hakları gibi kavramları kendi dar çıkarları için sadece Çin'de değil dünyanın her yanında dayattığını sözlerine ekledi.

Haber: Gökhun Göçmen