Sözcü yazarı Yılmaz Özdil 4 Aralık Cuma günü köşesinde “ÇİN AŞISI” başlıklı bir yazı yazar.
Yazısında özetle Çin aşısının da bugüne kadar “Çin malı” denilerek kötülenmiş kalitesiz ürünlerin bir devamı olduğu algısı yaratıldığı çok bellidir.
Türkiye ile birlikte aşının faz çalışmalarının yapıldığı Brezilya, Endonezya gibi mazlum ülkelere de tırı vırı ülkeler diyerek hakaret etmekten geri kalmaz.
İktidara ve Sağlık Bakanlığı’na yönelik eleştirilerini Türkiye’nin bir bakıma acil, çok sayıda ve ücretsiz yapmak üzere daha ucuza temin edebildiği Çin üretimi Synovac aşısına da yöneltir.
Yazı adeta bu aşının yapılmasının sakıncalı olduğunu önermektedir.
Hiç bir bilimsel kanıt göstermeye gerek de duymamıştır
Sadece daha önce ithal edilmiş Çin mallarının kalitesiz olanlarını kanıt olarak göstermiştir.
Pandemi felaketi ile karşı karşıya olan milletimizin bu felaketi atlatmasına az veya çok katkısı olacak aşı sürecinin böylesine kötülenmesi pandemiye karşı canı pahasına mücadele veren biz hekimleri son derece üzmüştür.
Sayın Özdil’i bu konuda hiç bir bilimsel kanıt göstermediği ve aşı konusunun pandemi mücadelesinde yaşamsal önemi olduğu konusunda uyarmak istedik…
Aşı konusunda da Bilim Kurulumuza güvenmediğini bildiğimiz için bu konuda Türkiye’nin en önemli otoritelerinden hocamız Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın görüşlerini incelemesini önerdik.
Ayrıca özel bir Çin taraftarlığımız ve hayranlığımız olmadığını ancak sürekli Çin düşmanlığı yapmasının Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından çok olumsuz sonuçlara yol açabileceği düşüncemizi de paylaşan bir mesaj ilettik.
“ Sayın yazarlarımız Sayın Özdil”
Çin aşısı konusunda, ve pandemi sorununda,en güvenilir ve en önyargısız bilim insanlarından birisi, ayrıca AŞI konusunda en geniş bilimsel çalışmaları yapmış olan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a kulak verir misiniz lütfen en azından…
Çin aşısının diğerlerinden en büyük farkı ve özelliği, etkinliği azaltılmış virüslerden elde edilen ve yıllardır kullanılan metotlarla üretilen bir aşı olmasıdır. Bu nedenle diyelim etkinliği daha az, ki etkili sonuçları açıklandı, çünkü en uzun zamandır üzerinde çalışılan aşıdır, en azından yan etki riski en az olacak aşı olduğu kesindir. Çünkü diğerleri mRNA aşısıdır. Şimdiye kadar denenmemiş pek bilinmeyen metotlarla üretilmiştir. Korunması en zor olan aşılardır(70 C) Yan etkileri en meçhul aşılardır.
Kendi emperyalist devlet çıkarlarını çok iyi savunan uluslararası medya ve diğer kurumlar tarafından Batı’nın aşıları propaganda edilmekte Çin aşısı hakkında tereddütler yayılmaktadır.
Ayrıca siyaseten de Türkiye’nin özellikle Çin ile işbirliği her alanda Atlantikçi çevreler tarafından zayıflatılmaya çalışılmakta olduğu da dikkat çekicidir. Bu da Türkiye’yi ABD ve Batı baskıları karşısında yalnızlaştırma politikasının bir parçası olduğunu görmek lazım.
Özellikle Sayın Özdil “Çin Aşısı” başlıklı yazınız pandemiyle mücadelede büyük önemi olan aşılama konusunda insanlarımızı Çin aşısından vazgeçirme eğilimini kuvvetlendirecek bir yazıdır.
Bizim için en önemlisi insanlarımızın sağlığıdır Çin vb değil şüphesiz..
Sağlık Bakanlığı’na ve iktidara muhalif olma güdüsü insanlarımızın canını kurtaracak çalışmalar hakkında bu şekilde tereddüt yaratacak seviyeye varmamalıdır diye düşünüyoruz Paylaşmak istedik bir hekim olarak
Saygılarımızla”
Sayın Özdil bu olabildiğince saygılı üslupla yaptığımız uyarıya ne yazık ki son derece kaba bir üslupla cevap vermeyi yeğlemiştir.
“İsmini unvanınızı yazarak ‘Çin aşısı olun’ yazın, yarın köşeme koyayım.”
Bu kaba üsluba karşı önerisine uyduk ve açıkça Sağlık Bakanlığı’ndan gerekli onay çıktıktan sonra aşının mutlaka yapılması gerektiğini mesleki sorumluluğumuz gereği açık kimliğimizle kendisine ilettik
“Sağlık Bakanlığından onay çıktıktan sonra Covid 19 pandemisinden korunmak amacıyla Çin aşısı olarak adlandırılan Synovac aşısının olunmasını öneriyorum.
Op. Dr.Suat Kaptaner
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi
KBB Kliniği Başasistanı
Sayın Özdil’in cevabı çok hazin oldu..
“Sizin sorunlu olduğunuzu söylemiştim.
Sağlık Bakanlığını hâlâ onay merci olarak gördüğünüze göre, hekimliğinizden şüphe duyarım.”
Bu cevaba karşılık mesleki onurumuzu korumak ve konumumuzu belirtmek üzere cevabımızı ilettik.
“Sayın Özdil
Ben hekimlik mesleğimin 40. yılındayım
Pandemi başladığında istediğim her an emekli olabilecek durumda olmama rağmen, yaş haddimi 1 yıl daha uzatarak meslektaşlarıma destek olmak ve yurttaşlarıma bu koşularda hizmet etmek için mesleğimi özveriyle yapmaya devam ettim.
Size saygı duyduğumuz için görüşlerimizi olabildiğince saygı sınırları ve nezaket içinde iletmeye çalışıyoruz. Sizden de aynı nezaketi bekleriz doğrusu. Sorunlu vb nezaketsizce hitaplar size yakışmıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kurumunun onayından geçecek ve Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarına göre uygulanacak bu aşı şüphesiz.
Kaldı ki Bu aşı Çin de 1 milyon kişiye uygulanmıştır ve anlamlı yan etki saptanmamıştır.
Sizin her gün canını kaybetmekte olan insanlara yönelik başka mucizevi önerileriniz varsa köşenizde onları görmek biz hekimleri ancak mutlu eder.
Yine de saygılarımla”
Sayın Özdil’e bu konuda görüş ileten bütün uzman meslektaşlarıma verdiği cevaplar gözünü adeta kör eden önyargıyla yazabildiğini gösterir nitelikte ne yazık ki…
Verdiği cevaplar “okumayın yazımı o zaman”
“Senin asabın bozulmuş” gibi çok nezaketsiz cümleler…
Ancak kendisi açısından bu tartışma bugün çok hazin sonuçlanmıştır
Sayın Uğur Dündar’ın bugünkü köşesinde hocamız Sayın Ahmet Saltık’la yaptığı röportajın başlığı “Aç kolunu Türkiye”...
Bilim Kurulunda yer almayan ve Sağlık Bakanlığı’na yönelttiği eleştirilerle bilinen hocamız mutlaka aşı olunmaya çağrı yapmaktadır.
Çok merak ediyoruz Sayın Özdil, Sayın Uğur Dündar’a ve Prof Dr Ahmet Saltık’a biz hekimlere yaptığı gibi “Sorunlu” vb bir sıfat takabilecek midir?
Mustafa Kemal’in Tıbbiyelileri olarak, biz hekimlerin tek amacı yurttaşlarımızın hastalanmasını ve can kaybını önlemek için bilimin ışığında mücadele etmektir.
Saygılarımızla
Op Dr Suat Kaptaner
İzmir Tepecik EAH KBB Kliniği Başasistanı
İzmir Tabip Odası önceki Başkanı
İzmir Hekim Güçbirliği sözcüsü