Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Korkut Ulucan, CRI Türk Türkiye'de Tuğçe Akkaş'ın hazırlayıp sunduğu Manşet programına konuk oldu.

Doç. Dr. Korkut Ulucan, Çin'de yeni tip koronavirüse (Covid19)karşı geliştirilen aşının klinik deneylerinin yapılmasına onay verilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Korkut Ulucan, bazı durumlarda aşı ile tedavi ajanlarının karıştırıldığını dile getirerek, aşıların koruyucu amaçlı olduğunu ve hastalık olmadan önce yapıldığını belirtti.

Aşıların belirli faz çalışmalarının olduğunu ve bunların zaman aldığını söyleyen Ulucan, aşı geliştirme sürecinde preklinik öncesi çalışmaların bulunduğu bilgisini vererek, virüsün genetik yapısının deşifre edilmesi ile birlikte bu aşamanın geçildiğini bildirdi.

"AŞI ÇALIŞMALARININ SÜRELERİ KISALTILIP RİSK ALINIR MI?"

Şimdiyse klinik fazın başladığını ifade eden Doç. Dr. Korkut Ulucan, şunları anlattı:

"Faz 1 aşamasında 50 kadar gönüllü kişiye bu aşı verilir ve bu bireylerde aşının yaratacağı savunma moleküllerinin düzeyi izlenir. Bu aşama aylar alır, bazı çalışmalarda ise birkaç yıl sürebilir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) aşının 1 yıldan önce piyasaya sürülme ihtimalinin olmadığını söyler. Çünkü bir haftalık izleme sürecinde aşının bireyler üzerindeki etkisinin 3 ay sonra ne olacağını bilemeyiz. Kimse bu riski şu anda alamaz. Tüm dünya bu konunun üzerinde eğildiği için, bu süre belki 34 aya kadar indirilebilir. Ardından ise faz 2 çalışmalarının başlaması gerekli. Bu çalışmalarda virüsün bulaşma riskinin yüksek olduğu kişilere aşılama yapılıyor. Bu kişilerde güzel sonuçlar alınırsa faz 3'e geçiliyor ve burada artık binlerce hatta yüzbinlerce kişiye aşılama yapılıp, sonuçlar gözleniyor. Bu çalışmalar bittikten sonra yasal izinler alınıyor. Bu çalışmalar aylar sürer ancak Covid19 için bu süre kısaltılıp risk alınır mı? Tabii ki bu tartışılır. Böyle bir şeyin yapılacağını zannetmiyorum."

"YETKİLİLER ELLERİNDEN GELENİ YAPTI ŞİMDİ SIRA BİZDE"

Aşıdan ziyade virüsün vücuda girmemesinin çok daha önemli olduğunu vurgulayan Korkut Ulucan, Çin'de salgının kontrol altına alındığını ve İtalya'daki ateşli durumun da biraz daha hafiflediğine işaret ederek, "Maalesef Türkiye'de o ateşli faza daha gelmedik. İnşallah gelmeyiz ancak önümüzdeki 1015 gün o kadar önemli ki… Yani burada biz karar vereceğiz. Yetkililer ellerinden geleni yaptı. Şimdi ise sıra bizde. Dediklerini harfiyen uygulamak zorundayız." diye konuştu.

Türkiye'de vaka sayısının artarak devam edeceğini kaydeden Doç. Dr. Ulucan, bunun önüne geçmenin çok zor olduğuna dikkat çekerek, "Çünkü bu bir pandemi. Ancak ve ancak çok ciddi tedbirlerle bunun önüne geçebiliriz. Çünkü virüsler o kadar kurnaz bir yapıya sahipler ki, virüs hücrenin içerisinde bir şekilde giriyor. Maalesef bu engellenemiyor. Bu nedenle salgının yayılmasını engellemenin tek yolu, virüsün bulaşma yollarını alacağımız önlemlerle engellemek." dedi.

TÜRKİYE TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ BİR SEFERBERLİK

Türkiye'deki vaka sayılarının ürkütücü boyutlara gelmeyeceğini bildiren Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Korkut Ulucan, şunları akardı:

"Sağlık Bakanı ve tüm sağlık çalışanları, belki de Türkiye tarihinde görülmemiş bir seferberlik uyguladılar. Bu iş şu ana kadar çok güzel idare edildi. İnşallah bundan sonra çok daha güzel olacak." 

"BU İŞİN TEK TEDAVİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ GÜÇLÜ TUTMAK"

Doç. Dr. Korkut Ulucan, Covid19'un belirtileri ve tedavisi hakkında ise, şunları paylaştı:

"Bu işin tek tedavisi bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak. Zaten enfekte olup hastaneye gittiğimizde aldığımız serumlar vücut direncimizi artırmaya yönelik. Biz bunu virüs bize gelmeden yükseltmenin yollarını arayalım. Şu an Covid19 ile mevsimsel nezleyi birbirinden ayırmak çok zor. Bu ikisi ancak laboratuvar testleriyle birbirinden ayrılabilir. Öncelikle bu virüsün bize ulaşmamasını sağlamaya çalışacağız. Enfekte olursak da çok iyi beslenip dinlenerek, bu virüsü 10 gün içerisinde vücudumuzdan atabileceğimize inanıyorum."

"BU SALGIN BİZE GÜZEL ALIŞKANLIKLAR KAZANDIRDI"

 İtalya'nın başarısızlığının Türkiye'ye yol göstereceğinin altını çizen Korkut Ulucan, İtalya'nın gerekli önlemleri almak konusunda geç kaldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'deki vakalar İtalya'daki gibi çok yüksek seviyelere çıkmayacak. Ayrıca biz artık nerede nasıl davranacağımızı öğrendik ve bu bize bazı alışkanlıklar kazandırdı. Biz bu alışkanlıkları unutmazsak, bir sonraki mevsimsel nezleleri çok daha az vaka ile atlatacağız. Daha fazla insan aşı yaptıracak, daha fazla insan hijyen kurallarına uyacak ve vaka sayısı azalacak."

HAVALAR ISINACAK, VAKALAR AZALACAK

Covid19'un nasıl davranacağının kestirilemediğini ve önceki virüslerle kıyaslanarak bazı çıkarımlar yapılmaya çalışıldığını anlatan Ulucan, sözlerine şöyle devam etti:

"Havaların ısınmasıyla birlikte kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunma durumu azalacak. Böylece biz o tip ortamlarda 10 tane virüs alacaksak artık 5 tane virüs alacağız ve bu bizi daha az hasta yapacak. Sıcak havanın virüsü öldürdüğüne dair yapılan söylemlerin altında yatan neden budur."

"DENGELİ BESLENMEK ÇOK ÖNEMLİ"

"İnsanlar bir olayla karşılaştıklarında hep bir mucize formül peşinde koşuyorlar." diyen Doç. Dr. Korkut Ulucan, sözlerine şunları ekledi:

"Aslında vücudumuzu dinlesek zaten bunlara hiç gerek kalmayacak. Birincisi bu virüsün Türkleri etkilemeyeceğine yönelik bir durum söz konusu değil. Gençlerin bağışıklık sistemleri güçlü olduğu için bu virüsten daha az etkilenebilirler ancak virüse taşıyıcılık yapıp, hastalığı eve götürebilirler. Asıl tehlike burada yatıyor. Hastalıktan korunma aşamasında dengeli beslenmek, özellikle renkli sebzeler tüketmek çok önemli. Aynı zamanda vücut direncimizin fazla olması için belirli miktarda protein tüketmeliyiz. Ayrıca uyku düzenine de dikkat edilmesi gerekiyor. Kelle paça çorbasının virüse iyi geldiği söyleniyor. Kelle paça normalde şifalı bir yiyecek olabilir ancak bu virüs için ayrı bir önem teşkil etmiyor. Dengeli beslenildiği zaman ekstra bir şey yapmaya gerek kalmıyor."