Güvenlik bürokrasisinden üst düzey bir yetkili, Emniyet ve Ordu içindeki FETÖ temizliğinde izlenen yöntemlerin yargı için de uygulanması gerektiğini vurguladı. Yetkili, 1725 Aralık döneminde diğer yapılara sızan renklendirilmiş FETÖ’cülerin ankesör soruşturmasıyla ortaya çıkarılacağını söyledi.

FETÖ ile ilişkili 178 hâkim hakkında göreve iade kararı verilmesinden sonra gözler yargıya çevrildi. FETÖ davalarıyla ilgili son dönemde verilen kararlar tartışmaya yol açtı. FETÖ içinde kod adı belli olan, mahrem abisini itiraf eden, örgütsel nitelikli ardışık ankesör telefon kaydı olan bir subay beraat etti. O subay idari yargı kararıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) döndü. Yerel mahkemelerde beraat kararlarının sayısı arttı. İstihbarat birimleri beraat kararı veren bir yerel mahkeme başkanına ait 18 ardışık ankesör aranma kaydı olduğunu tespit etti.

Ekim ayında Danıştay 5. Dairesi’nin, FETÖ bağları nedeniyle meslekten ihraç edilen 178 hâkim ve savcının mesleğe iadesine ilişkin kararı, gözlerin yargıya çevrilmesine neden oldu. Özellikle renklendirme yöntemiyle farklı gruplar içine sızıp devlet içinde pozisyonlarını sürdüren FETÖ’cüler konusu tartışılıyor. Güvenlik bürokrasisinde üst düzey görev yapan bir yetkili, son dönemdeki bazı kararlar hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “TSK, MİT, Emniyet ve TÜBİTAK gibi devletin güvenliğini ilgilendiren birimlerde ankesör soruşturmaları etkin bir şekilde yürütüldü. Yargı içinde ise ankesör soruşturması yapılmadı. Yargıda ankesör soruşturmasına ihtiyaç var.”

MİT'TEN YARGIDA ANKESÖR ÇALIŞMASI

Aydınlık’a konuşan yetkili, “2023 seçimlerine kadar Danıştay 5. Dairesi’nin kararları gibi kararların verileceğini öngördüklerini” belirtti. “Türkiye’de adalet yok, hukuk yok” algısının yaratılmak istendiğini vurgulayan yetkili, “Yargıya güvensizlik yaratılacak. Böylece ankesör soruşturmalarındaki kararları da kamuoyu nezdinde zedelemeye çalışacaklar.” dedi.

FETÖ soruşturmalarını yürüten savcılar da “serbest bırakma” ve “beraat” kararlarından rahatsız. 1725 Aralık öncesinde FETÖ’nün örgüt mensuplarını renklendirme yöntemi ile diğer tarikat ve gruplara yerleştirdiği tespiti öne çıkıyor. Yargı teşkilatında güçlü konuma getirilen bazı grupların içine renkli FETÖ bağlantılı yargı mensuplarının yerleştirildiği, tartışmalı kararlarda bunların etkin olduğu değerlendiriliyor. Güvenlik bürokrasisi yargının içinde de ankesör soruşturması yapılmasını talep ediyor:

“Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), yargı mensuplarını kapsayan ankesör çalışmasını ilgili makamlara verdi. Ancak AK Parti’nin dini hassasiyetleri nedeniyle soruşturmalar başlatılamıyor. Bürokraside de FETÖ ile sonuna kadar mücadeleyi savunan ve bu çabayı engelleyen iki grup çarpışıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da çok yalnızlaştırıldı. Bilgilerin ona ulaşması kolay olmuyor. Cumhurbaşkanı’nın etrafına kadar ulaşmış durumda bu engelleme ekibi.”

‘MAHKEME BAŞKANININ ARDIŞIK ANKESÖR KAYDI VAR’

1000 FETÖ’cü hakim ve savcının başsavcılıklar kanalıyla Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) bildirildiği basına yansımıştı. Sabah Gazetesi’nin 25 Ağustos 2021 tarihli haberine göre sınav soruları verilerek yargıya sızan göre 400’ünün soruşturması HSK Teftiş Kurulu’nda, 600 hâkim ve savcının dosyası da ihraç istemiyle HSK Genel Kurulu’nda. 1 yılı geçmesine rağmen HSK’nin hangi aşamada olduğu belirsiz.

Aydınlık’a konuşan üst düzey yetkili, FETÖ’nün askeri mahrem yapılanmasına ilişkin davalarda yerel mahkemelerin beraat kararı sayısının arttığını anlattı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin örgütsel nitelikli ardışık arama kriteri kararı, sanık, tanık ve itirafçı beyanlarına rağmen verilen beraat kararına yapılan itirazlar istinafta da reddediliyor.

MİT, şüphe üzerine beraat kararlarında imzası olan mahkeme heyetlerini inceledi. Veri tabanında yapılan incelemede hakimlerin ardışık ankesör kaydının olduğu tespit edildi. Ayrıca beraat kararı veren hakimler hakkında çeşitli illerde yürütülen FETÖ soruşturmalarında haklarında tanık beyanı olduğu kaydediliyor.

Aydınlık’a konuşan yetkili, beraat kararı veren bir mahkemenin başkanının 2011, 2012, 2013, 2015 ve 2016 yıllarında Fethullahçı Terör Örgütünün mahrem imamlarıyla 18 kez ardışık olarak ankesörlü/kontörlü sabit hat aranma kaydının bulunduğu bilgisini paylaştı. Aynı mahkemenin üyesinin de hem kendi hem de iki kardeşinin FETÖ okullarında kaydı olduğu belirtildi. Mahkeme başkanı ve üyesinin kimlik bilgileri Aydınlık’ta bulunuyor.

Bu olayları alt alta koyan güvenlik bürokrasisi yetkilisi, “Renklendirilmiş kişiler yargı içinde ve HSK’da etkili mercilerde. HSK’nin mutfağında. Seçime kadar da bu renklendirilmiş kadrolar benzer kararlara imza atabilirler” ifadelerini kullandı.

‘MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİ ŞART’

Ankesör soruşturmalarında bugüne kadar en etkin mücadele Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapıldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ankesör soruşturmalarında 40 binden fazla asker şahıs soruşturma geçirerek silahlı kuvvetlerden arındırıldı. Bu başarının arkasında Cumhuriyet Savcılıklarının Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları, MİT ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasındaki koordinasyon var. FETÖ ile mücadele bir milli güvenlik siyaseti olarak benimsense de OHAL kararıyla süreç yönetildi. Güvenlik bürokrasisinde, “FETÖ, Milli Güvenlik Siyaset Belgesine yazılsaydı ve Cumhurbaşkanı görevlendirmesiyle örgütle mücadele için koordinatör bakanlık belirlense idi, süreçten daha az hasarla çıkardık” değerlendirmesi yapılıyor.

FETÖ’CÜ SUBAY TSK'YA GERİ DÖNDÜ

FETÖ bağı açık olan bir subayın örgütteki kod adını itiraf etmesine, örgütsel nitelikli ardışık ankesör aranması olmasına, mahrem abisinin adını vermesine rağmen beraat ettiği dosya bile var. İdari yargı da bu ismi görevine iade etti ve şu anda TSK’da pasif görevde. Beraat kararı veren hâkimler geriye dönük incelendiğinde FETÖ bağının ortaya çıktığı belirtildi.

 

‘RENKLENDİRİLMİŞ KİŞİLER HSK MUTFAĞINDA’

İzmir Cumhuriyet Savcısı İsmail Lale’nin durumuna da dikkat çekiliyor. FETÖ üyeliğinden İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanık Ahmet Yenisarı'nın tutukluluğuna itiraz edilmesinin ardından Savcı İsmail Lale, tutukluluğun kaldırılmasına yönelik mütalaa vermişti. Lale, mütalaasında FETÖ yargılamalarını engizisyon mahkemelerine benzetmişti. FETÖ soruşturmalarına karşı bu kadar açık tutum alan Lale, 3 ay görevinde kaldı. Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanlığı’na getirilmesiyle İsmail Lale açığa alınabildi. İsmail Lale, HSK’nin 19 Haziran'da yayımladığı kararnameyle İzmir'den Gaziantep'e atandı. Kaynaklar HSK’nın 3 ay boyunca beklemesinde ve tayinde “renklendirilmiş” grupların etkili olduğunu değerlendiriyor.