Almanya’da durgunluk var ve birleşmeye rağmen doğubatı ayrımı sürüyor. Almanya’yı, 70. Kuruluş yılını kutlayan Çin Halk Cumhuriyeti ile kıyaslayanlar ‘Atlantik sisteminde kalarak gelişme sağlanamayacağı’ görüşünü savunuyorlar.

ALİ MERCAN / FRANKFURT

Almanya 3 Ekim’de birleşmesinin 30. yılını kutluyor. Konuyla ilgili partilerin değerlendirmeleri farklılık gösteriyor. Koalisyon bir ‘başarı öyküsü’ derken, muhalefet ‘çalışıp kazandığımız refah toplumu tehlikededir’ diyor. Duvarın yıkıldığı 1989’da birleşen Almanya, AB’nin yönlendiricisi konumuna yükseldi. Ekonomik gücü artarak ihracat şampiyonu oldu ve AB ile birlikte Atlantik’ten bağımsız politika izleme çağrıları yapmaya başladı. Ancak Almanya’da durgunluk var ve birleşmeye rağmen doğubatı ayrımı sürüyor. Almanya’yı, 70. Kuruluş yılını kutlayan Çin Halk Cumhuriyeti ile kıyaslayanlar ‘Atlantik sisteminde kalarak gelişme sağlanamayacağı’ görüşünü savunuyorlar.

‘SORUMSUZCA BİR ÖVGÜ’

‘Doğu görevlisi’ Christian Hirte, doğunun gelişmesini olumlu gösteren bir rapor sundu. Sol Parti ve doğuda bazı eyaletlerde birinci parti durumundaki AfD ise bu raporu ‘sorumsuzca bir övgü’ olarak değerlendirdiler. Raporda doğunun ilgi çeken bir yer haline geldiği ve ücretlerin batının yüzde 84’ü seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Hirte Federal Meclis’te birlik sonrasını ‘Dikkate değer bir başarı öyküsü’ olarak nitelese de, doğu ekonomisinin hep sorunlar ürettiği, küçük çaplı üretimde kaldığı, güçlü ekonomik merkezler oluşmadığı ve Borsa takip kayıtları olan DAX30’da, tek bir doğu firmasının bile kayıtlara girmediği dile getiriliyor. Sol Parti Grup Başkanı Bartsch “Doğu Almanların çoğunluğu birlikten memnun değil, bu gidişle eşit hale gelmesi onyıllarca sürebilir. Mevcut gelişmeler de Federal Hükümetin özel bir çabası olmadan, kendiliğinden olmuştur” dedi. AfD’li LeifErik Holm 30 yıldır birliğin gerçekleşmemesi üzücüdür dedi. Holm, “Demokrasi paketi için milyonlarca Avro harcandı, ancak şu anda ulaşılan refah seviyesinin bile kaybolmasından korkuluyor. Federal Hükümetin iklim paketi doğu halkına karşı bir savaş ilanı gibi” dedi. Yine doğu Alman politikacı SPD’li Carsten Schneider “1990’da doğu için düşük ücret tepit edildi, şimdi bu nedenle emeklilikler çok düşük” dedi.

‘DOĞU ARKADAN AĞIR AKSAK GELİYOR’

‘Birliğin Durumu’ raporunda, duvarın yıkılmasından 30 yıl sonra da doğunun batı ekonomisinin arkasından ağır aksak geldiği belirtiliyor. Hirte doğuda yapısal unsurların geri olduğunu, özellikle kırsal alanların ‘İskan mahalli’ gibi olduğunu belirtiyor. Doğu’ya ait hiçbir büyük yatırımcı firma yok, ya batıdan gelmiş ya da yabancı tekeller faaliyet gösteriyor. Hirte, birleşmeden sonra çok sıklıkla yapılan ‘Batı doğuyu yuttu ve soydu’ gibi eleştirileri kabul etmedi, 1990’da doğu yorgunargındı diyerek Sol Parti ve AfD’nin eleştirilerine karşı çıktı. Raporda buna rağmen doğunun büyük bir gelişme potansiyeli olduğu ve bölgenin batıdan göç aldığı da belirtiliyor. Doğu Almanlar kendilerini ikinci sınıf olarak hissediyorlar. Sol Parti, doğu için bir araştırma komisyonu önergesi verdi, şimdiye kadar sadece AfD’nin desteğini aldı.

‘SERVET DAĞILIMINDA MAKAS AÇILDI’

Almanya’da servet gelişirken, paylaşımı gittikçe eşitsiz hale geliyor. En zengin yüzde on toplam servetin yüzde 56’sına sahip. Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (DIW) raporuna göre yoksul sayılan yüzde elli, toplam servetin 1,3 üne sahip.

2017’de batı Almanya’da 17 yaşın üzerinde olanlar ortalama yılda 121 bin 500 Avro varlık sahibi olurken, doğuda bu oran sadece 55 bin Avro idi. Doğuda daha fazla insan kirada oturuyor. Batıda evler hızla değer kazanıyor.

Almanya’nın 2019 ekonomik gelişme oranı 0,5. Şimdiye kadar 0,8 seviyesinde idi. Bu gerilemeye, ticaret savaşları ve Brexit sebep gösteriliyor. 2010 yılında gelişme hızının 1,1 seviyesine çıkması bekleniyor. Maliye Bakanı Olaf Scholz gerilemeye rağmen borçlanmayacaklarını açıkladı.

Bu arada Alman İş Kurumu, birleşmeden bu yana işsiz sayısının 4,9 ile en düşük seviyede olduğunu, ancak bunun için sevinemediklerini çünkü ekonomik gerilemenin devam ettiğini açıkladı.

Ekonomide sürükleyici konumda olanlar dünya çapındaki gelişmelere karşın Almanya’da ileriye bakışın bulanık olduğunu tespit ediyorlar. Buna sebep olarak, kurala bağlanmayan Brexit ve ABD’nin ticaret savaşlarıları ve buna bağlı olarak ihracatın gerilemesi gösteriliyor. Durumun normalleşmesinin hemen gerçekleşmeyeceği de belirtiliyor. Bazı ekonomistler üçüncü çeyrekte teknik bir durgunluk bekliyorlar.

‘ABD GERİLETİR ASYA İLE İLERLENİR

İş Kurumu Müdürü Detlef Scheele, ‘Handelsblatt’a verdiği demeçte, kojunktürel gerilemenin dış kaynaklı olduğunu belirterek, bunun Trump Yönetiminin yarattığı sorunlar ve buna bağlı olarak da ihracatın güvensiz hale gelmesini gösterdi. Bu arada Trump, AB ülkelerine karşı yeni gümrük vergisi artırımları açıkladı. Özellikle Almanya, Fransa, İspanya ve İngiltere’nin sembolleri haline gelen peynir, tereyağı, kahve, zeytinyağı, şarap gibi ürünlere, yüzde 25 gümrük artırımı ilan etti. 18 Ekim’den itibaren yürürlüğe girecek.

Yönlendirici konumdaki Alman ekonomi kuruluşları, uzak görüşlü politikacılar ve DGAP, SWP gibi bütçeleri Başbakanlık tarafından karşılanan vakıf ve enstitüler mevcut Atlantik sistemi içinde gelişmenin mümkün olmadığını belirtiyorlar. Söz konusu kurumlar, Çin, Rusya ve İran ile ekonomik ilişkilere, yanı sıra güvenlik alanında işbirliğine sıkı tutunarak gelişebileceklerini ısrarla savunuyorlar.


Aydınlık