AKP: SÜREKLİ MASANIN AYAĞINI KESENLER…
AKP’den Akşener’in çağrısına olumsuz yanıt gelmişti.
Önceki gün açıklamada bulunan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Sürekli olarak masanın ayağını kesenler, sürekli antidemokratik siyasetten bahsedenler, saray rejimi diye Cumhurbaşkanımızı hedef alanlar, seçilmiş cumhurbaşkanının seçildiği seçimi gayrimeşru ilan etmeye kalkanlar, demokrasinin, sivil siyasetin, siyasal meşruiyetin ve anayasal meşruiyetin en temel ilkelerini ihlal edenlerle hangi zeminde bir araya gelip hangi kurallar içerisinde ne konuşacaksınız” dedi.
BAHÇELİ: MASA DEĞİL MASAL
Akşener’in önerisine MHP lideri Devlet Bahçeli’den de aynı sertlikte karşılık gelmişti.
Bahçeli, ”Malum ve mahsurlu odaklar İP’in “Memleket Masası” kuralım teklifine önüne arkasına bakmadan bodoslama atlamışlardır. Hâlbuki kırık dökük üçayaklı bir masa zaten kurulmuştur. HDP/PKK’nın İP ile ilgili ifşa ve itirafları, İP’in HDP’ye aracılar gönderip icazet arayışları uzun bir süredir kimlerin masa başı çalıştığını fazla zahmete gerek bırakmadan ispatlamıştır. Masaya davet edenler akıllarınca yiyecek menü peşindedir. Masa; masaldır, maval okumaktır” diye konuştu.
DAVUTOĞLU: OLUMLU BULUYORUZ
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise bugün, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in “memleket masası” teklifini olumlu karşıladıklarını belirtti. Davutoğlu, “Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’nın da bütün partilerinde bir ortak akılda buluşması lazım. Sayın Akşener’in Memleket Masası teklifini çok olumlu karşıladım. Sayın Cumhurbaşkanı bunu teklif etseydi çok daha iyi olurdu. Bu teklif ufuk açıcı bir tekliftir. Siyasi olarak mahallelerimizden çıkıp çevremize açılalım” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da “Derdiniz memleket masası değil de, Saray’da oturacağınız bir masaysa, bunun için muhalefeti alet etmeyin” ifadelerini kullandı.
PERİNÇEK: AKŞENER’İN MASASI YIKILMIŞ MASADIR
CNN Türk’ün konuğu olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gündemi değerlendirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Davutoğlu ve Babacanlı bir “memleket masası” davetini yorumlayan Perinçek, söz konusu isimlerin yer aldığı masanın Türkiye tarafından yakın geçmişte yıkıldığını vurguladı: “Akşener’in masaya davet ettiklerine baktığımız zaman Davutoğlu ve Babacan’ı görüyoruz. Bunlarınki yıkılan masadır. Türkiye’nin geçmişinde kalan, mahkûm edilen programların temsilcileridir. Batı’dan, ABD’den dayatılan programlardır. Türkiye’nin güvenliğine çok ciddi zararlar veren ve ülkeyi borç batağına batıran siyasetlerin temsilcileri. Davutoğlu ve Babacanlı, Abdullah Güllü bu masa Cumhurbaşkanı’na karşı, AK Parti hükümetine karşı kurulmuş olur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de buna tepki gösteriyor.”
ERDOĞAN’IN İKTİDARI GÜÇLENDİRME MESAJI
Perinçek, sorunların çözümü için “Üreticilerin Milli Hükümetini” önerdi ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına dikkat çekti: “Türkiye’ye şöyle bir masa lazım. Ülkemiz bugün zorluklarla karşı karşıya, önümüzde de daha büyük zorluklar var. Büyük zorluklar büyük güçlerle aşılabilir. Cumhurbaşkanımız da geçen gün yaptığı Kabine toplantısı sonrasında da hem içteki hem dıştaki bu zorluklara işaret etti. Cumhur İttifakı’nı güçlendirmek gerektiğini ifade etti, yani hükümetin dayandığı kuvvetlerin artırılması. Bunun için milletin geniş kesimlerini birleştirmemiz lazım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında zorlukların üzerine gidecek ve bu zorlukları paylaştıracak Üreticilerin Milli Hükümeti. Vatan bütünlüğü, terörle mücadele ve Üretim Ekonomisinin inşası programında bir Milli Hükümet Türkiye’nin ihtiyaçlarına yanıt verir. Öncelikle sorumluluk Sayın Cumhurbaşkanı’na düşer. Çünkü bu hükümet düzeyinde çözülecek bir meseledir. “
RAND RAPORUNU HATIRLATTI
AK Parti’den kopan Davutoğlu ve Babacan’ın ittifaklara davet edilmesi ve bu isimlere kurdukları partiler üzerinden roller verilmesi, Ocak 2020 tarihli RAND Corporation raporuyla da uyumlu. Pentagon’un Türkiye için gelecek senaryolarını ele aldığı rapordaki ikinci senaryonun başlığı “Yeniden Dirilen Demokrasi” adını taşıyor. Bu senaryoya göre mevcut hükümete karşı geniş bir “demokrasi ittifakı” kurulması ve 2013 seçiminde bir lider etrafında birleşilerek Erdoğan’ın yenilmesi hesaplanıyor. Raporda, Türkiye’nin Batı merkezli bir dış politika ve güvenlik politikasına dönüşünün tek şartının, bu senaryonun hayata geçmesi olduğu belirtildi.
