Açılım sürecinde yeni anayasa için hazırlanan raporda ‘Türkiyelilik, anadilde eğitim, tarihle yüzleşme’ talep ediliyor.

İYİ Parti’deki tartışmaları 4.Olağanüstü Kongresi de çözemedi. Kongre sonrasında belirlenen Başkanlık Divanı üyeleri partilileri memnun etmedi. Parti üyeleri özellikle, Türkiye Cumhuriyeti’ni asimilasyoncu ilan eden, etnik, bölücü talepleri anayasaya koymak isteyen, NED’ci Denge Denetleme Ağı’nda sözcülük yapan Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hasan Seymen’in istifasını istedi.

Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, 6. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin kapanış oturumunun ardından Denge ve Denetleme Ağı Temsilcileri ile bir araya gelmişti.

Grand Tarabya Oteli'nde gerçekleşen basına kapalı görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Toplantıdan sonra Denge ve Denetleme Ağı Temsilcileri adına Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) temsilcisi Av.Hasan Seymen basına görüşme ile ilgili bilgi verdi.

Seymen, "Biden'e bugüne kadar ne söylediysek, ne söyleyeceksek aynısını söyledik. Güçlü bir denetleme sistemi sayesinde hukukun üstünlüğüne dayanan çoğulcu bir Türkiye'de bir arada yaşamak istiyoruz. Hedef ve ideallerimizi paylaştık. Değişiklik önerilerimizi anlattık." diye konuştu.

Hasan Seymen.toplantıdan sonra ABD heyetine, demokratik talepleri özetleyen bir metin verildi.

"Türkiye'den demokratik taleplerimiz" başlıklı 8 maddelik rapordan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in haberi var mıydı?

Akşener "Türküm diyemeyenlere inat, Ne Mutlu Türküm Diyene!" diyordu

Hasan Seymen İyi parti'de bu 8 maddelik raporun mücadelesini veriyor.

Akşener neden sessiz kalıyor?

İşte İYİ Parti'li Hasan Seymen'in ABD heyetine verdiği o rapor ve 8 madde;

Çerkesler, eskiden beri yaşadıkları Kafkasya bölgesindeki yerli halklardır. İnsanın bildiği tüm sesleri kapsayan, kendine özgü bir fonolojiye sahip benzersiz bir dil konuşurlar.

Çerkesler ülkelerini ve özgürlüklerini tarih boyunca çeşitli saldırganların amansız saldırılarına karşı korudular. Asla fethedilmediklerinden, 18. yüzyılda başlayan Rus işgaline kadar eski kültürlerini korumayı başardılar. Bir asırdan fazla bir süredir örgütlü bir ordusu olmayan ve önemli bir dış destek olmadan devasa Çarlık İmparatorluğu'na karşı şiddetle karşı koydular. Bununla birlikte, nihayetinde, bu özgürlüğü seven ulus, 19. yüzyılın ortalarında anavatanlarının fethinden sonra yabancı ülkelere sürgün edildiler.

Çerkes halkının sınır dışı edilmesi modern zamanların en büyük göçlerinden biriydi. Nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı Osmanlı topraklarına sürüldü ve üçte biri yayılma sırasında hastalık ve açlıktan öldü. Hayatta kalanlar çeşitli bölgelere ve ülkelere dağıldılar. Bu etnik temizliğin bir sonucu olarak, çoğu Çerkes artık Türkiye'de yaşıyor.

Türkiye'deki Çerkes sayısının 67 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu tahmin, Osmanlı İmparatorluğu'na göç eden Çerkes sayısına dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğuna yapılan göçün ardından yaklaşık bir milyon Çerkes hayatta kaldı ve 1893'te Çerkeslerin Osmanlı Müslüman nüfusundaki payının yüzde 810 civarında olduğu tahmin edildi. Anadolu'da Çerkeslerin oranı aynı kalırsa, Türkiye'de yaklaşık 67 milyon Çerkes olacaktır (Türkiye'nin şu anki nüfusu yaklaşık 72 milyondur). Bu rakam Çerkes nüfusu için üst sınır olarak alınabilir.

Diaspora Çerkesleri halihazırda kendi dillerini ve kültürlerini korumak ve geliştirmek için kültürel dernekler ve vakıflar etrafında örgütlenmiştir. Türkiye'de yaklaşık 80 aktif Çerkes derneği var. Bu derneklerin çoğu (56 tanesi), Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) altında bir araya geldi. Kaffed üye derneklerin tümü, Çerkes nüfusunun önemli olduğu bölgelerde bulunmaktadır.

Kaffed aynı zamanda Dünya Çerkes Birliği (WCA) kurucu üyesidir. WCA, Bildirilmemiş Halklar ve Milletler Derneği (UNPO) üyesidir.

Kaffed, Denge ve Denetleme Ağı'nın aktif bir üyesidir ve Türkiye'deki demokratikleşme sürecini ve hukukun üstünlüğünü desteklemektedir.

Gelecek nesiller için kimliklerini ve kültürlerini korumak ve tanıtmak amacıyla, Türkiye'de yaşayan Çerkesler, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kurumları tarafından aşağıdaki 8 ilkeyi onaylamaktadır:

1. Yeni bir anayasa: Temel insan haklarını koruyan sivil ve çağdaş bir anayasa kabul edilmelidir. Vatandaşların dillerini kullanma, dinlerini ve kültürlerini kullanma haklarını kısıtlayan mevzuat kaldırılmalıdır. Dilsel ve kültürel haklar dahil olmak üzere insan haklarını güvence altına alan bütün uluslararası sözleşmeler, onaylanmadan onaylanmalı ve uygulanmalıdır.

2. Kimlik ve kültürel haklar: Çerkes kimliğinin ifade edilmesi ve tanınmasıyla ilgili tüm kısıtlamalar kaldırılmalı ve Çerkesler, bir halk ve bir kültür olarak tanınmalıdır. Çerkesler, isimlerini çocuklarına ve yerleşim yerlerine vermekte tamamen serbest olmalıdırlar. Çerkes köylerine orijinal isimleri verilmelidir. Devlet ayrımcılığa ve her türlü ırkçılığa karşı mücadele etmelidir. Dil, din, etnik köken veya cinsiyet temelinde ve ayrıca nefreti destekleyen ifadeler olsun, tüm ayrımcı materyaller okullarda kullanılan ders kitaplarından çıkarılmalıdır.

3. Anadili eğitimi: Devlet, vatandaşlarının yalnızca anadillerini kullanmalarına izin vermemeli, aynı zamanda dillerinin kullanımını da desteklemelidir. Çerkes dili, ilköğretim de dahil olmak üzere tüm eğitim seviyelerinde seçmeli bir ders olarak öğretilmelidir. Yükseköğretim kurumları Çerkes dilini öğretmek ve incelemek için lisans ve lisansüstü programlar oluşturmalıdır.

4. Çerkes dilinde yayın: Devlet, Çerkes dilinde günde 24 saat yayın yapmak için halka açık TV ve radyo kanalları kurmalıdır. Devlet, Çerkes dilinde yayın yapan özel TV ve radyo istasyonlarını maddi olarak desteklemelidir.

5. STK'ların desteklenmesi: Çerkes kültürünün korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olan sivil toplum kuruluşları (STK'lar) desteklenmelidir.

6. Geri dönüş hakkının tanınması: 21 Mayıs, soykırım günü ve Çerkes halkının kovulması olarak tanınmalıdır. Çerkeslerin anavatanlarına dönme hakları tanınmalı. Türkiye ve Rusya Federasyonu, Türkiye'de yaşayan Çerkeslere çifte vatandaşlık verilmesi ve memleketlerine geri dönmek isteyenlerin emekli aylığı ve sosyal güvenlik yardımlarının devredilmesi için bir anlaşma imzalamalıdır.

7. Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri ile bağlantıların güçlendirilmesi : Türkiye, özellikle Kafkasya Cumhuriyetleri ile ekonomik ve kültürel bağlarını güçlendirmeli, özellikle Adigey, Karacahi Cherkess ve Kabardino Balkar cumhuriyetleriyle, işlerine geri dönen ve / veya burs sağlayan Çerkeslere yardım etmelidir. ve bu bölgelerdeki üniversitelere devam eden öğrencilere mali yardım.

8. Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığının tanınması: Abhazya ve Güney Osetya bağımsız devletler olarak tanınmalıdır. Abhazya ve Güney Osetya'nın izolasyonu sona ermeli. Trabzon ve Sukhum arasındaki feribot bağlantıları ve İstanbul ile Sukhum arasındaki uçuşlar tanıtılmalı.

DİVAN ÜYELİĞİ TEPKİ ÇEKTİ

Seymen’in bu görüntüsüne İyi Partililer ve Çerkesler tepki gösterdi. Selahattin Demirtaş’ın söylemleriyle aynı söylemler olduğunu belirten partililer parti yönetiminin sessiz kaldığı Seymen’in istifasını istedi. İşte o tepkiler:

İyi Parti Kurucusu İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ: Türk Milletinin mensubu olmakla, Atatürk, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi, milliüniter devlet ile sorunu olanların siyaset yapabileceği yer İYİ Parti değildir. İYİ Parti Türk milliyetçilerinin ve vatanseverlerin partisidir.

Yalova İl Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tevfik Tarım: Cesurlar hareketinin belki en küçük parçalarından birisi olarak şunu vicdan rahatlığıyla söyleyebilirim ki Hasan Seymen’in sesi ne gerçeği ne de samimiyeti yansıtmamaktadır. Onun sesi içimizdeki İrlandalıların sesidir ve bu ses kesilmelidir. Ne mutlu Türk’üm diyebilene!

Ankara Gençlik Kolları Kurucu Başkanı Hüseyin Evren Kavas: Çerkesler Cumhuriyet’in ilanından günümüze asimilasyona falan uğramamıştır, 2. Sınıf vatandaş muamelesi de görmemiştir.

Gökşen Sarul: Türkiye’nin ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacı var! Hasan Seymen İYİ partiden defol !

Can Beslen: İP Ya da İYİ Parti’li olan Türk Milliyetçisi arkadaşlarıma Çerkes bir Türkİslam Ülkücüsü olarak sesleniyorum. Çerkeslerin asimilasyona maruz kaldığını 2.sınıf ol

duğunu iddia eden Gn.bşk.yrd Hasan Seymen’e gerekeni yapın. Bu soysuz ağzın PKK ağzından ne farkı var ?

Ozan Erhan Çerkezoğlu: #hasanseymen, sana Çerkesler adına konuşma hakkını kim verdi?! Çerkesler’i Türkiye ve Türk düşmanı bazı hain gruplarla karıştırma! Haddini aşma! Anayasal haklar diye zırvalayıp PKK ağzı ile ortalığa fitne saçma! Türklükle, Türkiye ile bir derdin varsa seni burada bağlayan yok efendi!

Özgü Aşkın: İYİ Parti kadrolarını Türklüğe, Cumhuriyet’e ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı nefretini kusan ve asimilasyon politikaları uygulamakla itham eden Hasan Seymen’e tepki göstermeye ve gerekli adımları atmaya davet ediyorum.