Amerika Birleşik Devletleri, en ciddi rakibi olarak gördüğü Çin'i istikrarsızlaştırmak için ayrılıkçılarını kullanıyor.
Trump döneminde Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun sık sık dile getirdiği soykırım yalanı, Biden yönetiminin de Çin'e karşı kullandığı en güçlü argüman...
Biden ile birlikte Türkiye'deki Atlantikçilerin Uygur konusunu sık sık gündeme getirmesi dikkat çekti. CIA'nın Uygur yalanları, İYİ Parti'nin öncülüğünde Meclise de taşındı.
Meclis kürsüsünde konuşan Nursiman Abdurreşid'in ablası Nuriman Abdürreşid'in de CIA'ya bağlı Amerikan radyosu Radio Free Asia çalışanı olduğu ortaya çıktı.
İyi Partili Ahat Andican da CIA'nın Uygur yalanını Meclis Genel Kurulu'na taşıdı. Çin'i, Sincan Uygur Özerk Bölgesini ''İç sömürgesi'' haline getirmekle suçladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu da ABD kampanyasının sıkı destekçisi. MHP Lideri'ni hedef alan Kılıçdaroğlu'na, Devlet Bahçeli'nin yanıtı ''servis edilen kirli senaryolar'' oldu.
Çin Devleti, bu iddialarla yıllardan beri mücadele ediyor ve her platformda bu iddiaları çürütüyor. Aydınlık gazetesi de 10 emperyalist yalanını konu aldı.
O yalanlardan en çok öne çıkanlardan biri de ''Çin, Uygurlara soykırım uyguluyor'' ifadesi. Bu yalanı söyleyen en üst düzey yetkili ABD eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo. CIA Başkanı iken görevlerini ''Yalan söyledik, aldattık, çaldık,'' diye açıklayan Pompeo, görevi bırakmadan bir gün önce soykırım yalanını dillendirdi.
Bir diğer yalan ise ''Çin, Uygur kadınlarını zorla kısırlaştırıyor''... Bu yalanı en yüksek perdeden ileri süren Amerikan görevlisi Adrian Zenz oldu. ''Çin uzmanı'' olmayan Adrian Zenz, ABD hükümeti tarafından desteklenen aşırı sağcı 'Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı'nın maaşlı bir çalışanı ve ünlü bir ırkçı.
Ve ''Çin, terörle mücadele bahanesiyle Uygurları bastırıyor'' yalanı... ABD destekli Türkistan İslam Partisi, 1990'dan 2016'ya kadar Uygur Özerk Bölgesi'nde binlerce terör eylemi düzenledi. Saldırılarda çok sayıda masum sivili ve yüzden fazla polis memuru öldürüldü. Ağır maddi kaybın da yaşandığı saldırı üzerine Çin hükümeti bölgedeki terörü önlemek ve halkı Selefi propaganda konusunda aydınlatmak için bir dizi etkin önlem aldı.
Milyonlarca Uygur Müslüman 'Toplama kampları'nda tutuluyor yalanı öne çıkan argümanlardan. Gerçek ise çok farklı. Sinciang'da hiçbir zaman ''toplama kampı'' kurulmadı. Bölgede yasaya uygun olarak kurulan mesleki eğitim ve öğretim merkezleri bulunuyor. Amaç ise terörizm ve aşırılığın üreme zeminini ortadan kaldırmak...
''Her Uygur eve bir Çinli erkek yerleştiriliyor, Uygur kadınlar birlikte yatağa girmeye zorlanıyor'' iftirasını yayan merkez ise ABD kuruluşu Human Rights Watch...
''Çin, Uygur kültürünü silmek için sistematik asimilasyon politikası uyguluyor!'' politikası da yalan... Gerçek ise Sinciang'da tüm etnik grupların kültürel mirasın korunduğu...
Sinciang'da Uygur dilinde eğitimin yasaklandığı iddiası da tamamen asılsız. Okullarda Uygur dilinin öğrenilmesine büyük özen gösteriliyor.
''Sinciang, İslam'ı ve inanç özgürlüğünü bastırıyor'', ''Çin, Müslüman Uygurları her yerde kameralar, cep telefonu uygulamaları ve diğer yüksek teknoloji araçlarıyla izliyor'', ''Çin hükümeti gazetecilerin Sinciang'a girişini yasakladı'' ifadeleri de ABD emperyalizminin ortaya attığı yalanlardan.