Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ateşkes anlaşmasıyla çıktığı Moskova’nın ardından Brüksel’e gitmişti. Dönüşte Erdoğan’ın, ABD’nin PKK/YPG’yi yerleştirerek Suriye petrolüne el koyduğu sahalarla ilgili açıklaması dikkat çekmişti.
Putin ile görüşmesinde Kamışlı’daki petrol gelirlerinin ülkenin yeniden inşası için kullanılmasını teklif ettiğini açıklayan Erdoğan “Kamışlı petrol rezervlerinin olduğu bir yer. Petrol rezervinin olduğu diğer yer Deyrizor. Burada teröristler kaynağı sömürüyor. Ben Sayın Putin’e ‘buradan elde edilen petroller yardımıyla, biz işin müteahhitlik tarafını yaparız, eğer mali noktada destek verirseniz, gelin bu yıkılmış olan Suriye’yi ayağa kaldıralım’ teklifi yaptım. Kendisi de ‘olabilir’ dedi” ifadelerini kullanmıştı.
ŞAM’LA MUTABAKAT SİNYALİ
Kamışlı’daki petrol gelirlerinin ülkenin yeniden inşası için kullanılması yönündeki teklifini değerlendiren Prof. Hasan Ünal “Teklif, Türkiye’nin Suriye politikasında önemli bir olumlu değişikliğe gittiğine ve Ankara’nın Şam’la mutabakata olumlu baktığına işaret ediyor” dedi.
Sputnik’e konuşan Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre teklif, Türkiye ve Rusya’nın 5 Mart’ta Moskova’da vardığı İdlib mutabakatını takip etmesi sebebiyle son derece anlamlı. Ünal, bu teklifin yapılmış olmasının Türkiye’nin Suriye politikasında önemli bir değişiklik yaptığı anlamına gelebileceğini söylüyor:
“Moskova Mutabakatı’nda yerlerinden edilmiş olan Suriyelilerin çatışmaların öncesinde ikamet ettikleri adreslerine, evlerine dönebilmelerinin önemine işaret edilmişti. Bu önemli zira bunun gerçekleşmesi ancak ve ancak Türkiye ile Suriye hükümetlerinin doğrudan işbirliği yapmasından geçiyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın petrol gelirlerinin ülkenin yeniden inşasında kullanılması teklifi de bu mutabakatın şartlarıyla birlikte düşünülmeli. Ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’deki çatışmaların biteceğine ve Suriye hükümetinin egemenliğinin tesis edileceğine inandığı için Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinde Türkiye’nin rol almasından bahsettiği kanaatindeyim. Bu Türkiye’nin Suriye’yle mutabakata olumlu baktığının göstergesi. Bu da son derece pozitif bir gelişme.”
ANKARA MOSKOVA MUTABAKATI’NDAN SONRA YUMUŞADI
Türkiye’nin 5 Mart’taki Moskova Mutabakatı’nın ardından Suriye’ye yönelik söylem ve tutumunun yumuşadığına işaret eden Prof Ünal, “Bu değişim, 5 Mart itibariyle başladı. Dikkat ederseniz daha önce ‘rejim, rejim, rejim’ denirken; bu söylem yumuşadı. Türkiye, bazı alışkanlıklarından bir anda tamamen vazgeçemese de, olumlu anlamda bir değişim olduğu açık” dedi.
‘YPG’NİN ELİNDEN ALINMALI’
Suriye’nin petrol kaynağının ülkenin yeniden inşası için yetebilecek bir kaynak olmadığını ancak YPG’nin elinden alınması gerektiğini söyleyen Prof. Ünal “Göz önünde bulundurulması gereken bir nokta daha var. O da şu; Suriye’nin çok büyük bir petrol kaynağı yok. Ancak bu kaynak YPG’nin elinde olursa, örgüte büyük katkı sağlar. O yüzden öncelik bu geliri YPG’nin elinden almak olmalı. Elbette Suriye’nin yeniden inşasında petrol geliri yeterli değil. Bu yüzden ülkenin yeniden yapılandırılmasında Çin ve Rusya’nın yanı sıra Körfez ülkelerinden de finansman gelebilir. Ülkeyi yıkmak için kaynak akıtan Körfez ülkeleri, yeniden inşa sürecinde de finansman desteği verebilir” diye ekledi.