Amerikan basınında Türkiye’ye yönelik Uygur baskısı artmaya başladı. 21 Şubat’ta Wall Street Journal’da yayımlanan bir haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uygur politikası nedeniyle Çin’i ‘bizzat kınamaya’ çağrıldı. Haberde Türkiye’nin Çin ürünlerini boykot etmesi de gündeme getirildi.

BESTE GÜL ÖNEREN / PEKİN

Amerikan basınında Türkiye’ye yönelik Uygur baskısı artmaya başladı. 21 Şubat’ta Wall Street Journal’da yayımlanan geniş bir haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uygur politikası nedeniyle Çin’i ‘bizzat kınamaya’ çağrıldı. Haberde Türkiye’nin Çin ürünlerini boykot etmesi de gündeme getirildi.

The Wall Street Journal gazetesinde “Çin kendi Müslümanlarını baskı altına alırken Müslüman dünya başka yöne bakıyor” başlığıyla, Yaroslav Trofimov tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye’nin Çin politikası ve Uygur meselesindeki tutumu ele alındı.

Makale, 2009 yılında Uygur bölgesinde çatışmalar yaşanırken Erdoğan’ın “Çin’deki olaylar en basit ifadesi ile soykırımdır” sözlerini hatırlatıyor ve dönemin Sanayi Bakanı’nın Çin ürünlerine boykot çağrısı yaptığını ekliyor.

DIŞİŞLERİ’NİN AÇIKLAMASI AĞIRLIKTAN YOKSUN

“Çin’in 2017’de Uygurlara karşı tekrar başlattığı baskıya karşı Ankara’dan ender bir açıklama ancak bu hafta içinde geldi” diyen yazar, açıklamanın Dışişileri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapıldığını, dolayısıyla “Erdoğan’ın dünyadaki Müslüman davalar hakkındaki sık ve duygusal açıklamalarının ağırlığından yoksun olduğunu” vurguluyor. Yazar makalesinde “Erdoğan’dan halen şahsen açıklama yapması bekleniyor” ifadesini kullanıyor.

PERİNÇEK’İN SÖZLERİ

Ancak Wall Street Journal yazarı bu konuda pek umutlu değil. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in görüşüne başvuran gazete, şu sözleri aktarıyor: “Türkiye’nin güvenliği Çin’de, Çin’in güvenliği de Türkiye’de başlıyor. İki ülke güvenliklerini ABD’ye karşı korumak için işbirliğine mecbur. Türkiye ve Çin arasında çatışma yaratmak bugün Türkiye aleyhine davranıştır.”

Vatan Partisi lideri, yazar tarafından, “uzun süredir Türkiye’nin Rusya ve Çin’le ittifakını savunan, Sinciang’daki Uygur ayrılıkçı hareketini Türkiye’deki Kürt ayrılıkçı hareketine benzeterek, ikisinin de Batı’nın komploların ürünü olduğunu öne süren lider” olarak tanıtılıyor. Gazete, röportajın Perinçek’in evinde yapıldığını, Vatan Partisi Genel Başkanı’nın koltuğunun ardında Mao Zedung ve Atatürk büstlerinin olduğunu vurguluyor. Makalenin yayımlandığı 21 Şubat tarihinde Perinçek, Vatan Partisi heyetiyle Çin’e hareket etti ve Çin Komünist Partisi ile görüşmelere başladı.

İSLAM COĞRAFYASI BATI’NIN KARŞISINDA

Wall Street Journal yazarı İslam coğrafyasının bütünlüğünün Uygur meselesinde, Batı’nın karşısında yer aldığını vurguluyor. Kasım ayında Çin’in insan hakları ihlalleri konusunda BM nezdinde düzenlenen bir toplantıda Batılı demokrasilere eleştiriler dile getirirken, Suudi Arabistan, Pakistan ve Bangladeş gibi Müslüman ülkeler açıkça Pekin’e destek çıktı. 2016’da Türkiye’ye kaçan Yasen Zunong, makalede “Suudi Arabistan ya da Pakistan’a kaçsaydık bizi hemen tutuklar ve Çin’e sınır dışı ederlerdi” diyor. Kendileri de aşırıcılıkla mücadele ettiklerini öne sürdükleri için Mısır ve bazı Körfez ülkeleri, Sinciang bölgesindeki gelişmeleri Arap medyasına yansıtmıyor ve Çin’in iç meselesi olarak değerlendiriyor.

Kuşak Yol inisiyatifi

Yazara göre Müslüman dünyasının sessizliğinin altında Çin’in Kuşak Yol İnisiyatifi ve dünya çapında artan siyasi ağırlığı yatıyor. WSJ, “Uygur aktivisti” olarak tanıttığı Seyit Tümtürk’ün şu sözlerini aktarıyor: “Çin ekonomik kudretini ve siyasi gücünü kullanarak Müslüman dünyasını susturmayı başardı.”

WSJ muhabiri, geçen yıl kısmen ABD ambargosu nedeniyle Türk Lirası yıkılmaya başladığında Çin’in, ICBC Bankası’nın Türkiye’ye 3.6 milyar dolarlık krediyle destek olduğunu hatırlatıyor.

Makale, sözde Doğu Türkistan Hükümeti’nin ülke dışındaki Başbakanı İsmail Cengiz’in umutsuz sözleri ile sona eriyor: “Devletler arasındaki sevgi, halkların sevgisine benzemez. Devletler için çıkarlar önce gelir.”