Amerikancı 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam üç yıl geçti. O akşam bomba yağdırmaya başlayan F16’lar sadece bir cunta hareketi için havalanmamıştı. Tanklar da onun için çıkmadı. Bir savaş başlamıştı. 1516 Temmuz’u kapsayan, sınırlarımızın ötesinde de duyulan bir savaş... Sebepleri ve sonuçları, Türkiye’nin önüne kaçınılmaz olarak siyasi, toplumsal, diplomatik ve askeri bir yol koydu: Mecburi istikamet... Bu istikamet Türkiye’yi mecbur olduğu seçeneklere getirdi.

Şimdi Türkiye'nin başta ekonomi ve güvenlik olamk üzere sorunlarını aşması, yeni dünyada yerini alması için önünde tek görev var: Milli Hükümet'in kurulması. İşte 15 Temmuz'un 10 sonucu ve görevlerimiz:

1) GLADYO TEMİZLİĞİ

15 Temmuz’un ardından Amerikancı Gladyo’nun Türkiye’deki örgütü FETÖ’ye karşı büyük bir tasfiye harekatı başlatıldı. TSK, Emniyet ve yargı başta olmak üzere devletin kılcal damarlarına yerleşmiş Gladyo unsurlarına büyük darbe indirildi.

2) KUMPASLAR RESMEN ÇÖKTÜ

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Kozmik Oda gibi kumpas davalarının 15 Temmuz darbe girişimine hazırlık faaliyetleri olduğu tescillendi. Tüm sanıkların ‘silahlı örgüt kurmak yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık’ suçundan beraatına karar verildi.

Binlerce yurtsever Türk subayını acımasızca tasfiye etmeye dönük kumpasta görev alan hakim, savcı ve polis şefleri hakkında davalar açıldı. Kaçamayanlar tutuklandı. Davaların bir kısmı hâlâ devam ediyor.

3) ABD KARŞITLIĞI TARİHİ ZİRVESİNDE

Darbe girişiminin ilk anından itibaren gözler aynı zamanda 15 Temmuz’un dış bağlantılarına çevrildi. Hem kamuoyu hem de devlet katında darbe girişiminde ABD’nin rolü açıktan ifade edilmeye başlandı. Darbe girişimine ilişkin hazırlanan onlarca iddianamede açıkça ABD’ye işaret edildi. Darbenin elebaşlarının ABD Büyükelçiliğiyle telefon trafiği resmi kayıtlara geçti. Devletin ajansı AA, ABD’deki önemli FETÖ firarilerini görüntüledi. Adil Öksüz’ün yakınları Amerikan bayrağı öperken fotoğraf verdi. ABD’nin FETÖ’yü kollayan tavrı, Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’ye verdiği silah ve siyasi destekle bütünlük gösterdi. Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı son üç yılda zirve yaptı.

Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan ‘Türkiye SosyalSiyasal Eğilimler Araştırması’ sonuçlarına göre Türkiye’de Amerikan karşıtlığı yüzde 81,9’le zirve yaptı. 2016 yılında bu oran yüzde 60,4, 2017 yılında ise yüzde 64,3 olmuştu. Her yıl artış gösteren bu oran 2018’de zirve yaptı ve iki yıl öncesine göre yüzde 35 arttı.

4) KAMP TARTIŞMASI VE AVRASYACILIK

Reklamdan sonra devam ediyor 

15 Temmuz, tarihinde hiç olmadık biçimde Türkiye’nin önüne, uluslararası ilişkilerde ‘hangi kamptayız’ tartışmasını getirdi. Türkiye’nin dünyadaki yeri ciddi biçimde masaya yatırıldı. NATO’nun darbe girişimindeki rolü, NATO’da görevli FETÖ’cü subayların darbe faaliyetlerindeki yerleri açıkça ortaya kondu. Daha ötesi, Türkiye’nin NATO üyeliği sorgulanmaya başlandı. Aynı sorgulama Türkiye’de daha sesli yapıldı. S400 adımı ‘kamp değişiminin’ tescili olarak kabul edildi.

Batı ve NATO kampını sorgulayan Türkiye’nin gündemine sıcak bir biçimde giren Avrasya işbirliği süreci ilerledi. Gözler Çin’e iyice açıldı. Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılmanın Türkiye'ye yararlı olacağı bizzat Cumhurbaşkanı tarafından dillendirildi.

5) BÖLGE MERKEZLİ İTTİFAKLAR OLUŞTU

Batı kampından uzaklaşan Türkiye, bölge merkezli dış politikaya yöneldi. Darbe girişimine giden süreçte ipleri kopardığı Rusya ile 15 Temmuz’dan hemen sonra güçlü bir ittifak kurdu. Hemen her alanda ilişkilerini uçak krizinden önceki seviyenin üstüne çıkardı. Putin en sık görüşülen yabancı devlet adamı oldu. ABD yaptırımlarının hedefinde olan İran ile ilişkiler geliştirildi. Üçlü işbirliği Suriye'de çözümün de kapısını araladı. Türkiye, İran ve Rusya, 22 Aralık 2016'da sekiz maddelik bir bildiri imzalayarak dünyaya ‘Suriye’de siyasi çözüm’ konusunda anlaştığını ilan etti. İdlib gibi bazı anlaşmazlıklara rağmen Suriye'de ipleri eline alan üç ülke ABD’yi devre dışı bıraktı. ABD, Suriye'den çekileceğini açıklamak zorunda kaldı.

6) FIRAT KALKANI VE ZEYTİN DALI'NI PENÇE HAREKATI İZLEDİ

TSK’yı çökertme girişimi olan 15 Temmuz’dan yalnızca 39 gün sonra, 24 Ağustos 2016’da Mehmetçik Fırat Kalkanı harekatıyla Suriye’ye girdi. Amerika’nın, ‘kara gücüm’ dediği PYD/PKK üzerinden kurmaya çalıştığı koridoru yardı. ABD’ye stratejik bir darbe indiren TSK, 20 Ocak 2018'deki ikinci adımda Afrin’e adım attı. Terör kantonu, Zeytin Dalı Harekatı’nın 58. gününde temizlendi.

Irak'ın kuzeyinde iki yıl boyunca havadan devam eden PKK operasyonları ise 27 Mayıs'ta başlayan Pençe harekatıyla karadan desteklendi. Kandil'in kapısına dayanan Mehmetçik, 15 Temmuz'un yıl dönümüne üç gün kala, ilk operasyonda terörden temizlediği bölgeleri güvence altına almak için Pençe2 harekatını başlattı. Kandil’den Hakurk ve Metina’ya kadar uzanan terör koridorunu parçalama ve Sincar’ı baskı altına almaya çalışan TSK, Fırat'ın doğusu için de gün sayıyor.

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde, eş zamanlı yürütülen operasyonlar Türkiye'nin sınırlarını PKK'dan temizlemeyi hedefliyor.

7) YURTİÇİNDE TERÖR TEMİZLİĞİ

Sınır ötesinde yürütülen operasyonlarla eşzamanlı olarak yurtiçindeki PKK varlığı da ablukaya alındı. Kırsaldaki operasyonlar yaz kış durmadan sürdü. 2017'de ‘girilmez’ denen bölgelere girildi. Terör örgütünün üst düzey isimleri operasyonlarla etkisiz hale getirildi. Kırsalda ise imha edilen depolarla lojistik ağı çöken PKK'ya katılımlar azalınca büyük çöküş başladı. 2015'te ‘çukur operasyonları’ ile başlayan süreçten bu yana 8 bini yurtdışında olmak üzere 15 binin üzerine terörist etkisiz hale getirildi. Bunlarda 224'ünün üst düzey yönetici olduğu açıklandı.

Reklamdan sonra devam ediyor 

8)DOĞU AKDENİZ'DE DÜNYAYA MEYDAN OKUNUYOR

‘Rotadan çıkan’ Türkiye'yi tekrar Atlantik kampına çekmek isteyen ABD'nin ülkemizi İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ı kullanarak Doğu Akdeniz'den sıkıştırma çabaları ters tepti. Kıbrıs müzakerelerinin Temmuz 2017’de başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Güney Kıbrıs'ın tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) doğalgaz arama faaliyetlerine hız vermesine karşılık Türkiye de bölgede daha fazla arama faaliyeti yürüteceğini ilan etti.

Türkiye uluslararası ilişkiler literatüründe ‘sert güç’ olarak tanımlanan hamlesini Şubat 2018'de yaptı. İtalyan enerji şirketi ENI tarafından adanın güneydoğusunda yer alan sözde 3. bloğa gönderilmek istenilen Saipem 12000 isimli sondaj gemisi, Türk donanması tarafından durduruldu. Gemi bölgede bir süre bekledikten sonra geri dönmek zorunda kaldı. Ardından sismik araştırma gemisi Barbaros Hayreddin Paşa, kendisine eşlik eden donanma unsurlarıyla birlikte Akdeniz'e geçerek 2 ve 3 boyutlu sismik çalışmalarına başladı. Daha sonra Fatih sondaj gemisi, bu ayın başında ise Yavuz sondaj gemisi, ABD ve AB'den gelen yaptırım tehditlerine rağmen Doğu Akdeniz'de faaliyete başladı.

Türkiye'nin kararlılığını bölgedeki tüm aktörlere gösteren diğer bir gelişme ise ülke tarihindeki en büyük deniz tatbikatı olan ve 28 Şubat8 Mart 2019 tarihlerinde üç denizde başarıyla icra edilen Mavi Vatan Tatbikatı oldu.

Türkiye Doğu Akdeniz'de kendisini dışarıda bırakan her türlü girişime karşı çıkacağını en kararlı biçimde göstermeye devam ediyor.

9) MİLLİ SAVUNMADA ATAK BAŞLADI

15 Temmuz'un Türkiye'ye verdiği en büyük derslerden biri de savunma sanayisi alanında oldu. O zamana kadar büyük ölçüde Batıya bağımlı olarak Türkiye'ye ‘demokrasi’, ‘insan haklar’ı gibi gerekçelerle silah satışını zorlaştırmaları üzerine Ankara milli silah ve askeri teçhizat yapımına ağırlık verdi.

F16'ların yerini alması beklenen milli muharip uçağı, ‘Bora’ balistik füzeleri, Zırhlı Amfibi Hücum Aracı, taarruz helikopteri ATAK, İHA ve SİHA'lar, insansız kara aracı BOĞAÇ, Çok Amaçlı Zırhlı Araç (Amazon), son dönemde tamamlanan ve seri üretime geçengeçmek üzere olan projeler olarak öne çıktı. Milli Gemi Projesi’nde (MİLGEM) kritik eşik aşıldı. Dördüncü ve son Ada sınıfı Korvet TGC Kınalıada denize indirildi. Son yıllarda geliştirilen sistemlerle Türk savunma sanayisi dışa bağımlılığını önemli ölçüde azalttı.

10) HAVA SAVAŞLARI TEHDİTLER, ŞANTAJLAR

15 Temmuz'un en önemli sonuçlarından biri de Türkiye'ye tehdidin Doğu’dan değil, Batı’dan geldiğinin devlet katında anlaşılması oldu. Bu saptama Ankara'yı, Batı tehdidine karşı koymak için, kamp dışı ülkelerle savunmada işbirliğine itti. Bunun en önemli adımı Rusya ile imzalanan S400 anlaşması oldu. Bu anlaşma Türkiye'nin yönünü Avrasya'ya döndüğünü tescilledi. Türkiye, ABD merkezli açık tehditlere rağmen Rusya ile varılan S400 anlaşmasından geri adım atmadı.


Aydınlık