ABD’nin Demokrasi Zirvesi’nde en çok kullanılan terim “insan hakları ihlalleri” idi. Yine “hukukun üstünlüğü”, “demokrasi”, “insan hakları” pozları da çokça verildi, “otokrat dünya”ya karşı “hür dünya”nın mücadele vereceğine dair konuşmalar yapıldı. Hiçbir ülke temsilcisi çıkıp da ABD’nin ülke işgallerinden, öldürdüğü sayısız masum insandan ve Guantanamo’daki insan hakları ihlallerinden bahsetmedi elbette.
ABD ve “hür dünya” Demokrasi Zirvesi sırasında “insanlık” pozları verirken yaklaşık 14 yıl Guantanamo’da suçsuz yere yattığını ve sayısız işkenceden geçtiğini söyleyen Mohamedou Ould Slahi’nin açıklamaları ise Batı medyasında görmezden gelindi.
‘SORUMLULAR YARGILANMALI’
Demokrasi Zirvesi’nden hemen önce, 7 Aralık’ta, ABD Senatosu Yargı Komitesi’nde Guantanamo için düzenlenen özel duruşmada konuşan Slahi, “hiçbir suçla itham edilmedim, sürekli vahşice dövüldüm ve idamla tehdit edildim” ifadeleriyle sözlerine başladı.
Suçsuzluğu en nihayet kanıtlanan ve artık özgür bir adam olan Slahi, Yahoo News’e verdiği röportajda “İğrenç suçlamalarla insanları içeri atan herkes yargılanmalı ve suçlarıyla yüzleştirilmeli. Hukukun üstünlüğüne saygı duymuyorsanız nasıl ‘özgür dünya’nın lideri olduğunu iddia edebilirsiniz?” diye belirtti.
11 EYLÜL SALDIRILARI
HAYATINI ALTÜST ETTİ
1990’ların ortasında Almanya’da okumak için burs kazanmış olan Moritanyalı bir mühendislik öğrencisi olan Slahi, 11 Eylül saldırısından sonra hayatı altüst oldu. ABD yetkililerinin talebi üzerine, Moritanya polisi tarafından gözaltına alındı, gizli bir prosedürle Ürdün’e getirildi ve daha sonra 2002’in başlarında Guantanamo’ya transfer edildi. Burada “Amerikan adaleti” tarafından Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a saldıranları işe almakla suçlandı.
Slahi iddiaları reddettiğinde ABD’li yetkililer ona inanmadı. O zamanki Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’ın, gözaltına alınanlara sert sorgulara maruz kalmasını emretmesi hala akıllarda. Slahi şu an Senegal’in başkenti Dakar’da, çevrimiçi olarak katıldığı röportajda şöyle devam ediyor:
“Bir gün yine işkenceye başladıkları zaman ‘artık öldüm sanırım’ diye düşündüm. Beni buzdolabına koydular. Buzdolabındaydım ve üzerime su döken bir denizci asker vardı. O zaman ‘dur’ diyecek kadar bile bir kelime ağzınızdan çıkmıyor. Diliniz taş kesiliyor, dudaklarınız hareket edemiyor.”
‘ANNENİ DE GETİRİP
ONA TECAVÜZ EDECEĞİZ’
Slahi, ona işkence edenler arasında kadınların da olduğunu, maske taktıklarını ve kendisi ile alay edip cinsel tacizde bulunduklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
“İnsanların bana dokunması ile ilgili hala sorunlarım var. Bu bana doğal olarak işkence günlerini hatırlatıyor.”
Slahi, fiziksel şiddet dışında psikolojik olarak da işkenceye maruz kaldıklarını şöyle anlatıyor:
“Bir ABD askerinin sürekli yanıma gelip ‘Yakında anneni de tutuklayıp buraya, Guantanamo’ya getireceğiz. Sonra da ona tecavüz edeceğiz. Bu sözler sürekli olarak kalbime saplanan bir bıçak gibiydi. Bir süre sonra da cidden annemin gözaltına alındığı ve Guantanamo’ya getirildiğini söyleye sahte mektuplar göstermeye başladılar.”
Bir süre sonra işkence edenlerin her istediğini yapan bir psikolojiye büründüğünü söyleyen Slahi, “İşkenceciyi memnun etmek için her şeyi yapmaya hazırdım. Bana Mars’ta olduğumu söyleseler ‘evet Mars’tayım’ derdim.
OBAMA YÜZÜNDEN
6 YIL DAHA İÇERDE KALDI
Slahi, bir deniz subayının kendisine yapılanlarının işkence olduğunu ve suçsuz yere içerde yattığını “fark etmesi” üzerine avukatının da çabalarıyla ABD’li bir federal yargıcın ikna edilmesiyle dışarı çıkış sürecinin başladığını belirtiyor. Fakat bu süreç de Obama hükümetinin karara itiraz etmesiyle 6 yıl sürmesiyle 2016’da tam olarak özgür olduğunu ekliyor…
Slahi, tüm bu süreci “Guantanamo Günlükleri” adla çıkardığı bir kitapta anlatıyor. Kitap, uluslararası alanda çok satanlara girdi ve ABD’nin sözde terörle mücadelede uyguladığı insanlık dışı yöntemlerinin bir simgesi haline geldi.
Slahi bugün özgür, ancak Guantanamo bu yıl 20. senesini doldururken insanlık tarihinin en vahşi merkezlerinden birinde, Amerikan ‘adaleti’ hala birçok kişiye insanlık dışı uygulamalarını sürdürüyor…
Aydınlık