Türkiye ile Suriye arasındaki temaslar son dönemde arttı. 10 yıllık savaşın ardından ilk kez resmi bir Suriye heyetinin İstanbul'a gelişi, iki ülke arasında kritik dönüm noktası olmuştu. İki taraf da bir süredir karşılıklı suçlamalara son verirken, Suriyeli Tümgeneral Haidara Jawad, Türkiye ile müzakere yürüttüklerini duyurdu. Ardından gerçekleşen 17. Astana Toplantısı'nda ise Suriyeli heyetin de yer alması dikkat çekti. Suriye'nin son aldığı af kararı, Astana kararlarına olumlu bir katkı olarak değerlendirildi. Normalleşmeye giden yolda tarihi bir dönemece ilerliyoruz...

SURİYE HEYETİ İSTANBUL'DA

Türkiye ile Suriye arasında sahada çok sayıda gayriresmi görüşme yapılıyor. Hatta MİT Başkanı Hakan Fidan ile Muhaberat Başkanı Ali Memlük'ün görüşmeleri, resmi ağızlardan teyit edilmişti. Bunun yanında istihbarat ve askeri yetkililerden oluşan Türk heyetin Şam'a gittiği, İran ve Rusya'da da benzer görüşmelerin yapıldığı basına yansımıştı. Fakat bunların hiçbiri, resmi bir temas olarak kayıtlara geçmedi. Ta ki ilk kez bir Suriyeli heyet İstanbul'a gelene kadar... 

10 yıllık savaşın ardından ilk kez bir Suriye heyeti, kasım ayında İstanbul'a geldi. Şam'dan gelen 3 kişilik Suriye İçişleri Bakanlığı heyeti, İstanbul'da 3 gün süren Interpol'ün 89. Toplantısı'na katıldı. Bu tarihi ziyaret, iki ülke arasında bir dönüm noktası olarak yorumlandı. Bu ziyaretin ardından art arda görüşme haberleri gelmeye başladı.

GENERAL JAWAD'IN AÇIKLAMALARI

Pandemi süreciyle birlikte Suriye sahasındaki çatışma ortamı da duruldu. Askeri zaferini ilan eden Suriye Hükümeti, müzakereler yoluyla da çok sayıda muhalifi kendi saflarına katmaya başladı. Bu süreçte gözler yavaş yavaş Fırat'ın doğusuna döndü. Suriyeli Tümgeneral Haidara Jawad, Türkiye ile Fırat'ın doğusu için müzakere yürüttüklerini duyurdu. General Jawad, “En önemli müzakere noktalarımız; Fırat'ın doğusundaki bölge ve Türk askeri varlığı, SDG ve Uluslararası Koalisyon'un kontrol alanları, Suriye ile Türkiye arasındaki Adana Mutabakatı'nın etkinleştirilmesidir.” açıklamasında bulundu. “Adana Muabakatı, Türk ordusunun Türk ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir tehdit durumunda, 35 km derinlikte Suriye topraklarına girişini sağlıyor.” diyen Jawad,

“Müzakerelerde ilerleme olduğunu ve krize bir çözüm bulmayı umduklarını” söyledi.

ŞAM ASTANA GÖRÜŞMELERİNDE

Hafta içinde Kazakistan'ın Nursultan kentinde düzenlenen 17. Astana görüşmelerine de Türkiye, Rusya ve İran'ın yanında Suriye Hükümeti ile muhaliflerin temsilcileri de katıldı. Suriye Hükümeti'ni Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayman Susan temsil etti. Görüşmelerin ardından Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; Fırat'ın doğusunda, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı faaliyetlere karşı durulması kararı vurgulandı. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, Suriye'nin birliğini baltalamayı ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit etmeyi amaçlayan ayrılıkçı faaliyetlere karşı her türlü mücadeleyi etmek için birlikte çalışma istekleri yinelendi.

Bildiride, IŞİD, El Nusra Cephesi ve El Kaide ile bağlantılı diğer tüm terör gruplarını nihai olarak ortadan kaldırmak için iş birliğini devam ettirme kararı vurgulandı.

Ortak bildiride, Suriye'nin kuzeydoğusunda terörle mücadele bahanesiyle meşru olmayan yönetim girişimlerinin reddedildiği kaydedildi.

Fırat'ın doğusunda, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı faaliyetlere karşı durulması kararının vurgulandığı bildiride, “Bu bağlamda, Fırat'ın doğusunda ayrılıkçı grupların sivillere yönelik artan düşmanlıklarından ciddi endişe duyuldu.” ifadesi kullanıldı.

Bildiride, Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasa dışı ele geçirilmesine karşı çıkıldı ve İsrail'in, Suriye'de uluslararası hukuku, bölgedeki istikrar ve güvenliği tehlikeye atan askeri saldırıları kınanarak, bu saldırıların durdurulması istendi.

Bildiride ayrıca mültecilerin uluslararası insancıl hukuka uygun olarak Suriye'ye geri dönüşlerini kolaylaştırma ve tutukluların serbest bırakılmasına ilişkin faaliyetleri genişletmeye yönelik destek kararı dile getirildi.

TOPLANTININ ARDINDAN AF İLANI

Astana görüşmelerinin ardından Şam'dan Suriyelilerin ülkeye dönüşüne ve normalleşmeye ilişkin önemli bir adım atıldı. Suriye devlet haber ajansı SANA, Suriye Hükümeti'nin yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüşü için af çıkarmaya hazırlandığını aktardı.

Ajansın haberine göre Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf, yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüşünün devlet için bir öncelik olduğunu belirtti. Geri dönüşler için başta af kararnameleri olmak üzere kolaylıklar sağlanacağını ifade eden Mahruf, durumlarını halletmek isteyenlere izin verilmesi ve uzlaşma dosyasının tamamlanmasını takip etmek için de hiçbir çabadan kaçınmayacaklarını dile getirdi.

BU AF DİĞERLERİNDEN FARKLI

26 Mayıs 2021'de büyük bir zaferle yeniden cumhurbaşkanı seçilen Beşar Esad, savaşın zor koşulları nedeniyle ülke dışına çıkmak zorunda kalan tüm Suriyelilere vatanın bağrına dönme çağrısı yapmıştı. Esad'ın bu çağrısı, hem büyük toplumsal uzlaşı hem de yeniden kalkınma için bir temel teşkil ediyor. Kimileri Esad yönetiminin her yıl benzer çağrılar yaparak af kararları aldığını iddia etse de, uzmanlar son af kararlarının diğerlerinden farklı olduğunu değerlendiriyor. Çünkü bundan önceki af kararları, genel olarak bazı yerel uzlaşılara, silahlı yapılardan ayrılıp devletin yanına geçen muhaliflere dokunmamak adına bir yasal çerçeve teşkil ediyordu. Fakat son ilan edilen af kararında, yerel değil toplumsal bir uzlaşı aranıyor. Artık Şam yönetimi; asker eksiğini kapatmak isteyen bir hükümet gibi değil, ülkeyi yeniden inşa ederek kalkınmayı sağlayacak bir yönetim gibi davranıyor. 

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün sitesinde şöyle bir açıklama yer alıyor: “Türkiye'deki Suriyelilerin çoğu SuriyeTürkiye sınırına yakın olan bölgelerden gelmektedir. Bu bölgeler aynı zamanda yoğun çatışmaların olduğu bölgelerdir.” 

Fakat bu bilgilerin artık güncellenmesi gerekiyor. Suriye'yi yakından takip eden uzmanlar, Türkiye'deki sığınmacıların büyük bir bölümünün geldiği yerlerde artık savaşın sona erdiğini, terör tehdidinin ortadan kalktığını ve imar çalışmalarına başlandığını bildiriyor. Bunların başında da Halep ve Şam gibi büyük kentler geliyor. Türkiye'nin öncelikle buralara dönecek Suriyelileri tasnif etmesi ve dönüşleri için Suriye Hükümeti ile kolaylaştırıcı önlemleri konuşması gerekiyor. Çünkü artık ne ekonomimiz ne de sosyolojik gerçekliğimiz sığınmacı sorunuyla baş edebiliyor. Bugüne kadar Türkiye'nin Suriyeliler için harcadığı para 30 milyar doları geçmiş durumda. Fakat çok daha önemlisi; Türkiye'de her gün ortalama 300 Suriyeli bebek dünyaya geliyor.

SDG: TÜRKİYE HAREKAT BAŞLATTI

PKK'nın çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, Türkiye ve desteklediği muhalif güçlerin Tel Tamir çevresinde kara harekâtı başlattığını ileri sürdü. SDG, kendisine bağlı teröristler ile Türkiye ve ona bağlı gruplar arasında çatışmaların yaşandığını iddia etti. SDG, Facebook hesabında yaptığı açıklamada kara harekâtının Tel Tamir ilçesinde bulunan Um elKef köyünde yürütüldüğünü duyurdu. SDG'nin açıklamasında, “Um elKef köyü çevresinde çeşitli alanlarda şiddetli çatışmalar devam ediyor.” ifadelerine yer verildi. Bölgedeki hareketliliğe ilişkin Türk Silahlı Kuvvetleri ile muhaliflerden bir açıklama

gelmedi.

10 YILDA 11 AF

Suriye’de çatışmaların başladığı 2011’den bu yana 11 kez af ilan edildi. 2017 hariç, 2011'de iki kez, diğer yıllar ise bir kez af ilan edildi. Afların hiçbirinde şahıslara karşı işlenen suçlar yer almadı. Bunun yanında devlet kendi alacaklarından feragat etti. Sadece devlete karşı işlenen casusluk ve düşmanla iş birliği gibi 26 suç tipi af kapsamlarının dışında bırakıldı. İşte alınan 11 af kararı...

31 Mayıs 2011: Suriye'deki Müslüman Kardeşler üyelerini de kapsayan, siyasi suçlulara yönelik bir af çıkarıldı.

21 Haziran 2011: 31 Mayıs’taki aftan günler sonra bu sefer 21 Haziran’da genel af ilan edildi. 20 Haziran'a kadar devlete karşı işlenmiş her türlü suç af kapsamına alındı.

15 Ocak 2012: Esad tarafından 15 Mart 2011 tarihinden, kararın onaylandığı tarih olan 15 Ocak 2012'ye kadar, ülkedeki olaylarla ilgili işlenmiş suçları kapsayan af ilan edildi.

29 Kasım 2013: Esad, 29 Ekim'den önce Askeri Hizmet Kanunu çerçevesinde işlenen suçları kapsayan af ilan etti. Düzenleme kapsamında yurt dışındaki firarilerin 90, yurt içindekilerin ise 30 gün içinde birliklerine teslim olmaları durumunda af kararnamesinden yararlanabilecekleri belirtildi.

9 Haziran 2014: Suriye’de 9 Haziran 2014 öncesi için işlenen suçlara yönelik ‘genel af’ ilan edildi.

25 Temmuz 2015: Beşar Esad, asker kaçakları için genel af ilan etti.

17 Şubat 2016: Suriye’de yine asker kaçaklarını da kapsayan bir genel af ilan edildi. Suriye içinden 30, Suriye dışından 60 gün içinde teslim olanların aftan yararlanacağı kaydedildi.

9 Ekim 2018: Şam yönetiminden asker kaçakları ve firarileri kapsayan bir af daha geldi. Aftan yararlanabilmek için yurt içindeki erkeklerin dört ay, yurt dışındakilerin ise altı ay içinde başvuru yapmaları gerektiği açıklandı.

15 Eylül 2019: Ankara’da yapılacak olan RusyaTürkiyeİran zirvesi öncesinde bir genel af ilan edildiği duyuruldu.

23 Mart 2020: Bu tarihten önce devlete karşı işlenen suçlar için 2020 yılı 6 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayımlanarak genel af ilan edildi.

2 Mayıs 2021: 2 Mayıs 2021’den önce işlenen suçlar için genel af içeren bir kararname çıkarıldı.

Silah kaçakçılığı, vatana ihanet, casusluk, düşmanla işbirliği ve ölümle sonuçlanan terör suçları, af kapsamı dışında bırakıldı.