ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 'Terörizm 2017 Ülkeler Raporu'nun Türkiye bölümünde FETÖ lideri Fetullah Gülen için 'din adamı' ifadesi kullanıldı. PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ile ilgili bölüm de rapordan çıkartıldı.

Ortadoğu'daki terör dalgasının sahibi ABD, her yıl olduğu gibi 'Terörizm 2017 Ülkeler Raporu'nu açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, Amerika ve ortaklarının aşırıcı gruplara karşı ilerleme sağladığı ancak IŞİD ve El Kaide’nin ve bunlarla bağlantılı grupların dağılıp kendilerini askeri harekata karşı daha dirençli hale getirerek yeni koşullara uyum sağladıkları öne sürüldü. IŞİD ve diğer terör örgütlerinin merkezi bir komuta kontrol mekanizmasından daha dağınık bir yapıya geçtiği, erör örgütlerine yeni militan kazandırılmasının Amerika ve müttefiklerinin önündeki zorluklardan biri olmaya devam ettiği belirtildi.

IŞİD, El Kaide ve bunlara bağlı uzantıların Irak ve Suriye'de terörle mücadelede uygulanan baskıya uyum sağladığı uyarısı yapıldı. "Militan grupların Amerika ve müttefiklerine yönelik saldırı düzenleme kapasitesi ve niyeti devam ediyor" ifadesiyle ülkelerin rehavete kapılmaması gerektiği ifade edildi.

TÜRKİYE BÖLÜMÜ

Türkiye bölümünde Türkiye’nin içerde PKK dışarda da IŞİD ile mücadele ettiği belirtildi. Türkiye’nin geçen yıl Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e yönelik olarak düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı da rapora girdi.

Raporda Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğunu savunduğu ve FETÖ olarak nitelediği Fethullah Gülen hareketini terör örgütü listesine aldığına değinildi. Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelediği ve PKK’nın Suriye kolu olarak gördüğü YPG ise raporda yer almadı.

Türkiye ve Amerika’nın terörle mücadele alanında kapsamlı bilgi paylaşımını sürdürdüğü öne sürüldü. 2017 yılını kapsayan rapora göre 23 Ekim 2017 itibariyle Türkiye’nin ülkeye giriş yapamayacak olan kişilerin listesinde 145 ülkeden toplam 53,781 kişi bulunuyor. Raporda Türkiye’nin terör bağlantısı şüphesi bulunduğu gerekçesiyle en az 100 ülkeden 5446 kişiyi sınırdışı ettiği belirtildi.

Türkiye’nin hem ülke içinde hem de sınırlarının ötesinde Kuzey Irak’ta PKK’ya yönelik operasyonlarını sürdürdüğünün belirtildiği raporda Kuzey Irak’ta PKK’nın kaçırdığı iki MİT mensubuna da değinildi.

Türkiye’nin Amerika’nın terörle mücadele alanında ortağı olarak 2017 yılında da Amerika’dan PKK terör tehdidiyle mücadelede yardım almaya devam ettiği iddia edildi.

FETÖ'YE KALKAN OLDULAR

Raporda “Türkiye’nin terörle mücadele çabaları ,15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Türkiye’nin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımladığı din adamı Fethullah Gülen’in hareketine yönelik soruşturma sebebiyle etkilendi” ifadesi kullanıldı. Raporda “Türkiye’nin sıklıkla sağlam olmayan delillere dayanarak ‘FETÖ’ ya da terör bağlantılı oldukları iddiasıyla Kasım ayından bu yana 150 bin kamu çalışanının görevine son verildiği” bilgisi yer aldı.

Reklamdan sonra devam ediyor 

'TÜRKİYE, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SUÇ SAYIYOR'

Raporun “Yasa, Uygulama ve Sınır Güvenliği” bölümünde, Türkiye’nin geniş bir terörizm tanımı olduğu ve bu tanımın anayasal düzen ile devletin iç ve dış güvenliğine karşı işlenen suçları da kapsadığı ve hükümetin bunu sık sık Amerika’nın ifade ve toplanma özgürlüğü olarak niteleyeceği faaliyetleri suç olarak tanımlamada kullandığı iddia edildi.

Raporda Türkiye’de yabancı savaşçı olduğundan şüphelenilen şahısların ve IŞİD bağlantılı Türk vatandaşlarının yakalanması ve gözaltına alınması vakalarının artış gösterdiği belirtildi. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2 Ocak ve 30 Ekim tarihleri arasında IŞİD bağlantılı oldukları gerekçesiyle 2090 kişinin gözaltına alındığı ifade edildi.

FIRAT KALKANI RAPORDA

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü ve sekiz ay süren Fırat Kalkanı Harekatı da rapora girdi. Genelkurmay Başkanlığı’na göre harekatta 3060 IŞİD mensubunun etkisiz hale getirildiği belirtildi.

Raporda 25 Ağustos’ta yayınlanan kararname ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Cumhurbaşkanlığı’na bağlandığı ve bu kararname ile MİT’in dış denetim eşiğinin arttığı belirtildi.

HEDEFTEKİ ÜLKELER

Raporun “Terörizmin Devlet Sponsorları” bölümünde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC), İran, Suriye ve Sudan hedef alındı.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından 1984 yılında terörün devlet sponsoru listesine alınan İran’ın 2017 yılında Lübnan Hizbullah’ına, Gazze’deki Filistinli terör gruplarına, Irak ve Suriye’deki çeşitli gruplara verdiği destekle terör bağlantılı faaliyetlerine devam ettiği öne sürüldü.

İran’ın Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nü terör örgütlerine destek vermek, Ortadoğu’da istikrarsızlık yaratmak ve bölgede gizli operasyonlarını gizlemek için kullandığı savunuldu. İran’ın hem Irak hem de Suriye’de Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü’nün rolü olduğunu kabul ettiği ve Kudüs Gücü’nün de İran’ın yurtdışında teröristlere destek vermek için kullanılan temel mekanizması olduğu iddia edildi.

İran’ın Suriye’deki rolü de geniş şekilde raporda yer aldı. İran’ın Beşar Esad yönetimini güçlendirdiği, Suriye ve Irak’ı da Lübnan Hizbullahı’na silah tedarik etmek için önemli bir rota olarak gördüğü öne sürüldü. İran’ın güçlü bir siber saldırı programı olduğu, yabancı hükümetler ve özel sektöre yönelik siber saldırıların da sponsoru olduğu iddia edildi.