Kurtuluş Savaşımızın önemli figürlerinden Giresunlu Osman Ağa, ya da bilinen lakabı ile Topal Osman, yakın tarihimizin tartışmalı simalarından biridir. Hayatının hangi devresine baktığınıza bağlı olarak ona farklı sıfatlar yükleyebilirsiniz. Ancak bilinen son nokta şudur ki Cumhuriyetin kuruluşunun hemen ardından bizzat Atatürk tarafından kahraman olarak taltif edilmiş, naaşı memleketine taşınarak kale içinde yaptırılan anıt mezara gömülmüştür.

ONBEŞLER CİNAYETİ

Türkiye sosyalist hareketinin geleneksel öğretisi içinde yetişmiş bir insan için ise Topal Osman, “Onbeşlerin” katilidir. Cinayeti Atatürk’ün talimatı ile ya da en azından oluru ile işlemiştir. Ve bu, “Türkiye burjuvazisinin emekçi halka yönelik ilk karanlık cinayetidir”. Mustafa Suphi’nin Türkiye emekçilerini ne kadar temsil ettiği bir yana, Onbeşler cinayetinin (kurbanlar gerçekte 14 kişidir) sırrı hala tam olarak çözülebilmiş değildir.

Bilinen gerçek, Trabzon’da Kayıkçılar Kahyası Yahya’nın bu işin organizatörü olduğudur. Yahya Kahya, bu işi Mustafa Suphi’nin yanındakiyüklü miktarda paraya konmak için kendisi mi yapmıştır, yoksa bir yerlerden talimat mı alınmıştır bilinmez. Son yıllarda ortaya çıkan veriler cinayetin bir miktar Yahya Kahya’nın kişisel motivasyonu, bir miktar da Envercilerin bir komplosu şeklinde gerçekleştiğini göstermektedir.

İsmail Hakkı Tekçe’nin anlattığına göre, olaya müdahale eden Ankara hükümeti, Yahya Kahya’yı cinayet sebebi ile tutuklar. Ancak, Sivas’taki yargılamadan beraat eden Yahya Kahya, Trabzona döner. Kahya, burada “Tekrar eski oyunlarına kalkışınca” İsmail Hakkı Tekçe, yanına (o sıralar Ankara’da bulunan) Topal Osman Ağa’nın iki adamını alarak Trabzon’a gider ve Yahya Kahya’yı öldürür.

Topal Osman’ın 15’ler cinayeti ile ilişkisine dair hiçbir kayıt yoktur, Yahya Kahya’nın Topal Osman’ın adamı olduğuna dair bir kayıt da yoktur. Bizim sol literatürümüz ise hiçbir kaynağa dayanmadan “Yahya Kahya’nın Topal Osman’ın adamı olduğunu”, Mustafa Suphi’yi öldürttüğünü yazmakta, “katil Topal Osman” sloganları atmaktadır.

BİR YUNAN TARİH KİTABI

Aynı öğretiden gelen biri olarak olayın detaylarını sorgulamak hiç aklıma gelmemişti. Ta ki bir gün, Yunanistan’dan aldığım bir tarih kitabının sayfalarını çevirene dek.

İki büyük ciltten oluşan bu kitabın adı Pontus Rumları.VlassisAgzidis tarafından yazılmış, alt başlığı ise: Türk milliyetçiliğinin icraatları. Propaganda amacı sabit olmakla beraber, materyal açısından zengin bir çalışma.

Kitap, resmi Yunan tarih tezine göre tasnif edilmiş: Türkler, ta en başından beri Rum milletine çeşitli zulümler yapmışlar, bu suçlar, en son Pontus Soykırımına kadar varmıştır. Kitabın sonunda bugünkü sözde Pontus soykırımı propagandalarına ayrılmış özel bir bölüm de var.

OSMAN AĞA’YA DUYULAN NEFRET

Günümüzdeki Pontusçuluk akımının temel kaynaklarından sayabileceğimiz bu kitapta iki isme özel olarak yer verildiğini görmek deyim yerinde ise “gözlerimi açtı.” Bu iki isim Mustafa Kemal Atatürk ve Topal Osman’dır. Pontusçulara göre sözde soykırımın iki büyük faili bu isimlerdir. Pontus Rumları büyük bir soykırıma uğramıştır ve bunun baş faili de Mustafa Kemal’in emrindeki Topal Osman’dır! Ne tuhaf değil mi? Tek suçu Balkanlardakine benzer bir Türk soykırımını engellemek olan Osman Ağa, soykırım faili olarak ilan edilmektedir.

Bizler ise gerçekte neler olup bittiğini biliyoruz ancak, Topal Osman’nınözellikle itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını bilmiyoruz. Solun, solcuların, canını ortaya koyarak vatan ve millet müdafaası yapmış bir insanla ne derdi olabilir? Ancak, bu insanı ortada hiçbir delil yokken Onbeşlerinkatili ilan ederseniz ezberlemeyi alışkanlık haline getirmiş insanlarımız Topal Osman’ı katil belleyecektir. İşin aslı, Pontusçuların Osman Ağa’ya duyduğu nefrettir. Tıpkı başka milli konularda olduğu gibi bunda da sosyalist solun önemli bir kesimi maalesef emperyalist politikanın aparatı haline gelmiştir.


Aydınlık