'Siyasal ve askeri casusluk', 'hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz ağlayarak hakim karşısına çıktı. İki ülke arasında krize neden olan Topuz davasını ABD'li yetkililer de izledi.

Casusluk suçlaması yöneltilen ABD İstanbul Başkonsolosluk irtibat görevlisi Metin Topuz, bugün hakim karşısına çıktı. Duruşmaya getirildiği sırada ağlayan Topuz, savunmasında firari savcı Zekeriya Öz ile iki defa görüştüğünü, 17/25 Aralık kumpas soruşturmasına herhangi bir alakası bulunmadığını savundu.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Metin Topuz getirildi. Topuz'un duruşmaya getirildiği sırada ağladığı görüldü. Duruşmayı, ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde Maslahatgüzarlık görevi yapan Jeffrey M. Hovenier ile yabancı gazeteciler de takip etti. Yabancı temsilciler kendilerinin sağladıkları tercümanlarla simultane çeviri yaptırarak duruşmayı izledi.

İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada Metin Topuz, evli, bir çocuk babası ve emekli olduğunu belirtti. Metin Topuz, 1982'de ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda santral memuru olarak göreve başladığını, 1992 yılında Amerikan Federal Narkotik Dairesi (DEA) irtibat ve danışma elemanı olarak görev yapmaya başladığını anlattı. Topuz, "Görevim Türkiye ile ABD arasında yapılan kontrollü teslimatlarda yasal izinlerin alınması, görevliler arasında yazışmaları yapmak, bu konuda ABD’li amirlerime refakat etmek, kontrollü teslimat sonuçlarını Türk yetkililerine bildirmektir. 25 yıllık görevim boyunca ben ve amirlerim birçok emniyet ve kamu görevlisi ile tanıştık. Kullanımıma verilen telefondan özellikle vize konusunda talep nedeniyle arandım. Ama vize konusunda ne ben, ne de amirlerim bir şey yapamaz" dedi. 1995’den beri başkonsolosluk tarafından verilen telefonu kullandığını söyleyen Topuz, DEA'deki görevi boyunca Narkotik Şube’de görevli 14 müdür ile irtibat kurduğunu belirtti. Topuz, "Yalnızca Narkotik'te görev yapmış komiser, komiser yardımcısı, şube müdürünü eklersek irtibat kurduğum kamu görevlisi 100'ü aşar. İddianamede 20072015 tarihlerinde sadece suça karışanlarla yapılan görüşmeler konulmuş. İşim gereği bu kişilerle görüşme yaptım. Yasadışı bir şey konuştuğumuza dair somut bir delil yoktur" diye konuştu.

'DEVLET KİMİ ATARSA BİZ ONUNLA İLETİŞİME GEÇERİZ'

Özellikle ABD’de yaşayan, adı yasadışı yollardan Türkiye’ye lüks araç sokulmasına ilişkin olayda geçen Tamer Ergüven'in soruşturmasıyla ilgili ABD ve Türk yetkililer arasında tercümanlık yaptığını belirtti. Sanık Topuz savunma yaptığı sırada ağlayarak "Tercümanlık yaptığım için yargılanacağım hiç aklıma gelmezdi" ifadelerini kullandı. Topuz, "Benim Türkiye Cumhuriyeti tarafından atamaları yapılmış kişileri belirlemek gibi bir yetkim yoktu. FETÖ veya bir başka örgüt üyesi olup olmadığını bilmemiz mümkün değildir. Bunları kontrol etme şansımız yok. Ayrıca vazifemiz de değil. Devlet kimi atarsa biz onunla iletişime geçeriz. Bugün Ali bey, yarın Mehmet bey gelir" dedi.

Duruşmayı, ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde Maslahatgüzarlık görevi yapan Jeffrey M. Hovenier de izledi.

'AMİRİM, MÜDÜRÜM TABİRİ YOKTUR'

İddianamede kendisi hakkında amirleriyle astüst ilişkisi olmadığı yönünde iddia olduğunu söyleyen Topuz, "İşimizi yaparken resmiyet yoktur. Amirim, müdürüm tabiri yoktur. Birbirimize ismimizle hitap ederiz. ABD’de böyle bir kültür yok, gelenek yok. Bazen arabayı ben kullanırım bazen amirim" dedi. Topuz, Türkiye’ye gelen tüm ABD Başkanlarının ziyaretlerine ve güvenliğine ilişkin planlama aşamasında refakat ettiğini de söyledi. DEA amirleri ve ailelerinin karıştığı davalarda da tercümanlık yaptığını söyleyen Topuz, bu soruşturmaları fiziki olarak takip ettiğini de anlattı.

'ZEKERİYA ÖZ İLE İKİ DEFA GÖRÜŞTÜM'

Reklamdan sonra devam ediyor 

Sanık Metin Topuz , firari savcı Zekeriya Öz ve oğlu Talha Öz’le iletişim halinde olduğuna ilişkin iddialara ilişkin de savunma yaptı. Sanık Topuz, Talha Öz'le vize görüşmesi yapması için amiri ile görüşmelerini sağladığını, başka da bir görevi olmadığını belirtti. Topuz, Talha Öz'ün talebini amirine ilettiğini, konsolosluğa geldiği gün görüştüğünü ve daha sonra iletişime geçmediğini belirtti. Zekeriya Öz ile iki defa görüştüğünü anlatan Topuz ifadesine şöyle devam etti:

"25 yılda İstanbul’daki adliye binalarına 5 defa gittim. 3’ü Beşiktaş’taki eski DGM binasına DEA ile ilgili bir ziyaret. Başsavcı Turan Çolakkadı ile görüşmüştük. Daha sonraki 2 görüşme ise bir davayla ilgili olarak şüphelinin ifadesinin alındığı süre içerisinde orada olabileceğimizi söylemeleri üzerine gerçekleşti. 2 defa da Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na geldim. Birincisi yeni açıldığında ABD’li heyetin ziyareti için tercümanlık doğrultusunda geldim. Bir başsavcı vekili bizi karşıladı. Makamında ağırladı. Birden kapı büyük bir hışımla açıldı. İçeriye Zekeriya Öz girdi. Ben ve benim amirim 56 kişi olmasına rağmen bir babanın oğlunu azarlaması gibi, diğer başsavcı yardımcısını azarladığını gördüm. Gözümün önünden gitmiyor. Soğuk hava esti. İlk burada gördüm Zekeriya Öz’ü. İkinci defa ise Tamer Ergüven soruşturması için 2013 yılında Türk savcı, Tamer Ergüven ABD’de yaşaması nedeniyle ABD savcılığına soru soruyor. Ben de bu soruyu iletiyorum. Gelen cevabı da aynı şekilde geri iletiyordum. Daha sonra amirim, 'savcıyı ABD’ye davet edebilir miyiz' dedi. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakup Saygılı bizi soruşturma savcısına yönlendirdi. Çağlayan’a geldiğimizde savcıyla görüştük. Amirim görüşmede Savcı’yı ABD’ye davet etmek istediğini söyledi. Usulen Zekeriya Öz’ü de davet etti. Zekeriya Öz büyük bir karşılama ve ağırlama istedi. Hatta bir liste verdi. Bunun olamayacağını söyleyince hem daveti reddetti, hem de soruşturma savcısının gitmesine gerek olmadığını söyledi."

Metin%20Topuz
Metin Topuz

'17/25 ARALIK KUMPASINA HİÇBİR DAHİLİM YOKTUR'

Topuz, FETÖ silahlı terör örgütüne ilişkin davalarda sanık olan eski emniyet görevlileri Yakup Saygılı, Kazım Aksoy, Nazmi Ardıç, Mehmet Akif Üner gibi isimlerle görüşmelerine ilişkin ise "DEA'daki görevim icabıdır. Hiçbir özel işim olmadı. 1725 Aralık kumpas girişiminden 17 ay önce Yasin Topçu, 17 ay önce Özcan Bulduk'un HTS'lerinin konsolosluktan sinyal verdiğini, bu kişilerin casusluk amacıyla orada bulundukları iddia ediliyor. Bu casusluk iddiasına nasıl varıldığına ilişkin hiçbir somut delil yoktur. 17/25 Aralık kumpasına hiçbir dahilim yoktur" dedi. Topuz, kendisine sorulan 101 kişiden, 100’ünün kamu görevlisi olduğunu, bir kişinin de marangoz Muhittin diye tanıdığı olduğunu, aralarında müşteri ve esnaf ilişkisi bulunduğunu belirterek "Kahpe terör örgütü devlete öyle sızmış ki halen devlet onu ortaya çıkartmaya çalışıyor. Ben sade bir vatandaş olarak bir esnafın bu örgütle bağlantısı olduğunu bilemem ki nasıl bir araştırma yapabilirim" dedi.

WHATSAPP YAZIŞMALARI SORULDU

Mahkeme başkanı, iddianamede yer alan Whatsapp yazışmalarında FETÖ'ye yönelik yapılan operasyonları itibarsızlaştırdığına ilişkin mesajları ve Amerika Başkonsolosluğu çalışanlarının yer aldığı Whatsapp grubunun 8 Aralık 2015 günü FETÖ terör örgütüne yönelik operasyonların başladığı gün neden kurulduğunu sordu. Metin Topuz ise FETÖ'den gözaltına alınanları televizyon ve gazete haberlerinden öğrenip gruba yazdığını belirtti. Whatsapp grubunun bilgilendirme amaçlı kurulduğunu belirten Topuz, grup üyelerinin de amirleri olduğunu, FETÖ'ye yönelik operasyonlar ile kendilerine bilgi verdiğini söyledi.

'RIZA ZARRAB'IN ABD'DE TUTUKLANDIĞINI GAZETELERDEN OKUDUM'

Mesajlarda yer alan Rıza Zarrab ile ilgili olarak ise Topuz, Zarrab Ailesi'nin 1990'dan itibaren Amerikan Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi'nin (DEA) radarında olduğunu belirtti. Topuz, "Amirim Kimberly Elliott'un gönderdiği mesajda Zarrab Ailesi'nin eskiden beri para aklayan bir aile olduğunu yazdı. 1990'lardan beri Zarrab Ailesi yasa dışı yollardan özellikle uyuşturucu ticaretinden kazanılan paraları doğudan batıya aktardığı biliniyor. Rıza Zarrab'ın ABD'de tutuklandığını gazetelerden okudum" dedi.

Reklamdan sonra devam ediyor 

'ÖNGÖRÜM RIZA ZARRAB'IN KONUŞACAĞIYDI'

Rıza Zarrab için öngörüde bulunarak 'O İranlı konuşur' dediğini belirten Topuz, "Tecrübelerime göre bu gibi şahıslar kendilerini kurtarmak adına çevresindekileri söyleyebilirler. ABD adalet sisteminde işbirliği yapmak sıklıkla görülür. Tamer Erdoğan davası buna örnektir" dedi.

Mahkeme Başkanının yazışmalarda 'Başkan Obama umarım savcıyı suçlamaz' demekle neyi kastettiniz sorusu üzerine Topuz da "Biraz şaka yollu bir yorum olarak değerlendirebilirsiniz" diye konuştu.

ATATÜRKÇÜ VE LAİK OLDUĞUNU SAVUNDU

Hakan Atilla davasında tanıklık yapan Hüseyin Korkmaz'ı tanımadığını belirten Metin Topuz, "Hayatımın hiçbir döneminde FETÖ/PDY terör örgütüyle ilişkim olmadı. Hayat görüşüm açısından bana tamamen zıt olan örgütle bağım yoktur. 2003'ten beri Kadıköy'de aynı evde, 1995'ten beri de aynı cep telefonu numarasını kullanıyorum. Atatürk ilke ve inkılapları ışığında laik, bağımsız Türkiye savunucusuyum. Casusluk ya da vatanıma, milletime ihanet etmedim. Ben aşağılık bir insan değilim. Masumum. Hain örgütle zerre kadar ilgim yok. Beraatimi istiyorum" dedi. Mahkeme başkanı gözaltına alındığı gün polislere, 'Ben FETÖ'den mi alındım' diye sorduğunu hatırlatması üzerine Metin Topuz, böyle bir diyoloğu hatırlamadığını söyledi.

Topuz, ifadesini tamamlayarak beraatini istedi.

78 SAYFALIK İDDİANAME

Metin Topuz’un şüphelisi olduğu 78 sayfalık iddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Binali Yıldırım, Ali Babacan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Bekir Bozdağ gibi isimlerin bulunduğu 30 kişi de "müşteki mağdur" olarak yer alıyor. İddianamede, Metin Topuz’un 1725 Aralık darbe girişiminde rol oynayan kumpas şüphelisi emniyet görevlileriyle görevi aşacak şekilde çok yoğun irtibatının olduğuna dikkat çekiliyor. İddianamede, şüpheli Topuz’un "Casusluk faaliyetleri kapsamında, soruşturmaların kontrol ve koordinesi ile safahat ve sürecine dair bilgi alış verişi olduğu, örgüt mensuplarına iletilmesi maksadıyla kendisine verilen bilgi ve talimatların bu kumpas soruşturmaları gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs eden örgüt mensuplarına iletilmesi, bu yöndeki faaliyetlerin takibi, denetimi ve gerekli konularda müdahale veya yönlendirmeler ile örgütün bu amaca ulaşmasında aktif görev alarak rol üstlenmesi biçiminde olduğu ve bu süreçte icra edilen eylemlerin takip elemanı gibi kumpas soruşturmaların koordine ve kontrolünü yapmak olduğu anlaşılmıştır" deniliyor.

İddianamede, tanık ifadelerinden Metin Topuz ile 15 Temmuz’da Akıncı Üssü’nde yakalanan firari Adil Öksüz’le irtibatı olduğu da ileri sürülüyor.