Ergenekon davasında esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, 'Ergenekon örgütünün varlığı ispat edilemedi' dedi. Savcılık tüm sanıklar hakkında terör suçundan ceza verilmemesini talep etti. Danıştay dosyası sanığı Alparslan Arslan'ın ise ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Aydınlık.com.tr

Yargıtay'ın esastan bozma kararının ardından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlanan Ergenekon davasında cumhuriyet savcısı Abdurrahman Hacısalihoğlu esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı mütalaasında “Ergenekon adlı bir ‘terör örgütü’nün varlığı ispat edilememiştir" dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin TSK'daki FETÖ yapılanmasına operasyon öncesinde yapıldığına dikkat çeken savcı, TSK'yı hedef alan Ergenekon davasının darbe girişiminden bağımsız değerlendirilemeyeceğini kaydetti.

ALPARSLAN ARSLAN'A AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ

Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı nedeniyle Danıştay dosyası sanıkları Alparslan Arslan ile Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu dört sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

Danıştay saldırısı eylemi haricinde yargılanan 227 sanıktan 26’sının çeşitli suçlardan hapisle cezalandırılması istenen mütalaada, sanık Mahmut Güzel hakkında karar verilmesine yer olmadığı, sanık Murat Aplak hakkında da suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

27 ARALIK'TA KARAR ÇIKABİLİR

Mütalaada, 199 sanığın ise tüm suçlardan beraatına veya zaman aşımı ve ölüm nedeniyle davaların düşürülmesine karar verilmesi istendi. Mahkeme heyeti, haklarında ceza istenen 26 sanığın savunmalarını hazırlmaları için süre vererek, duruşmayı 27 Aralık'a erteledi. Dava avukatları, mahkemenin gelecek celse kararını açıklayabileceğini belirtti.

İŞTE MÜTALAANIN AYRINTILARI

Mütalaada, eski savcılar atarafından hazırlanan iddianameye göre “ADD, ÇYDD, Talatpaşa Komitesi gibi dernek faaliyelerinin, Aydınlık ve Ulusal Kanal Yayınları, ,“Cumhuriyet Mitingleri” kİtlesel eylemlerin darbe amaçlı örgüt faaliyeti olarak kabul edildiği belirtilmişti. Savcı Hacısalihoğlu ise sözkonusu sivil faaliyet ve eylemlerin hükümeti devirme suçlaması için elverişli eylem olarak kabul edilmeyeceğini vurguladı.

Mütalaada suçlamalara ilişkin “Aynı sosyal ortamda bulunan, aynı dernek/vakıf/parti üyesi olan kişilerin kendi aralarında yapmış oldukları görüşmelerin, HTS kayıtlarının sayısının, toplantıların, siyasi içerikli yazışmalar ve notların mahkemece örgütsel faaliyet kabul edildiği, buna karşın sözkonusu faaliyetlerin sosyal ve siyasi faaliyet olarak değerlendirilmesi gerektiği” vurgulandı.

SİYASİ GÖRÜŞMELER VE SÖZLER ‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ’ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİ

Sanıkların, güncel siyasi konularda yapmış oldukları görüşmelerdeki sözlerinin 'ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan savcı, açıklamaların örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceğini kaydetti.

Reklamdan sonra devam ediyor 

ABD’DE YAKALANAN OSMAN HİLMİ ÖZDİL’İN ÜZERİNDEN ÇIKAN NOTLAR DİKKATE ALINMALI

Sanıkların birçoğunda Fetullah Gülen hareketi olarak kararda değerlendirilen FETÖ aleyhine bilgi ve belge bulunduğu, bu oluşuma karşı "irtica ile mücadele" adı altında yapılan çalışmaların örgüt faaliyeti kapsamında dezenformasyon ve algı çalışması olduğunun mahkemece belirtildiğine dikkat çeken Savcı Hacısalihoğlu, mütalaasında şu görüşleri aktardı:

“Ele geçen isimsiz ihbar maili, ihbar telefonu veya ihbar mektubunu kimin gönderdiği hususunun araştırılmadığı, bu bilgi ve belgelere yönelik araştırma yapılmaksızın itibar edildiği, Osman Hilmi Özdil'in henüz soruşturma ve Ümraniye'de ele geçen ilk ihbar telefonu henüz gelmeden 18/04/2007 tarihinde ABD'de yakalandığında üzerinde bulunan notlarda dosyamız sanıklarının isimlerinin yazılı olması dikkate alındığında ele geçen delillerin sorgulanarak değerlendirilmesinde zaruret bulunduğu görülmüştür.”

ERGENEKON ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞI TESPİT EDİLEMEDİ

Mütalaada örgüt suçlaması ve FETÖ'cü hakimlerin ilk kararı şöyle çürütüldü: “Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin ilamında da açıkça belirtildiği üzere; varlığı iddia edilen Ergenekon örgütünün hiyerarşik yapısının ortaya konulamadığı, departmanlar ya da hücre yapılanmaları arasında irtibatın ne suretle sağlandığı; astlık üstlük ilişkisi, emirtalimat verme yetkisinin her bir sanık için ayrı değerlendirilerek kime bağlı faaliyet yürüttüğü ve varlığı iddia edilen örgüt hiyerarşisi içindeki yerinin somut delilllerle ortaya konulamadığı, örgütün nerede, ne zaman, kimler tarafından ne amaçla kurulduğunun somut delillerle tesbit edilemediği gibi, ele geçirilen bir takım dökümanlarında CMK 134 maddesine aykırı olarak toplanan deliller niteliğinde bulunduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kurulu olmakla birlikte sivil yapılanmaya da sahip olduğu ve 1971 yılında da var olduğu iddia edilen örgütten, Milli İstihbarat Teşkilatı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün dahi haberdar olmaması olağan kabul edilemez.”

“Cumhuriyet Gazetesine 51011 Mayıs 2006 tarihlerinde el bombası atılması ve Danıştay saldırısını gerçekleştiren sanıkların eylemleri ve bu sanıklar yönünden mütalaanın ilgili kısımlarında yapılan değerlendirmeler ayrık tutulmak üzere;

Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün varlığının kesin ve inandırıcı deliller ile kanıtlanamadığı, bu nedenle de varlığı kanıtlanamayan örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesinin de söz konusu kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu haliyle, iş bu dava kapsamında kovuşturmaya konu edilen, 'Ergenekon' adlı bir 'terör örgütü'nün varlığı ispat edilememiştir.

ERGENEKON DAVASI 15 TEMMUZ’DAN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ

Savcı Hacısalihoğlu, FETÖ Çatı Davası iddianamesinde, Ergenekon davasının FETÖ kumpası olduğuna ilişkin ifadelerin yer aldığı kısımlara atıf yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin Ergenekon tertibinden bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Hacısalihoğlu, şunları kaydetti: “Bu iddianameden (çatı iddianamesi) yalnızca 40 gün sonra ve kamuoyunda Yüksek Askeri Şura toplantısında 'FETÖ mensuplarına yönelik' ihraçların görüşüleceğinin konuşulduğu ve tam da TBMM tarafından Yargıtay ile Danıştay'ın yapısında değişiklik yapıldığı tarihlerde ülkemizde darbe teşebbüsü gerçekleştirildi. İşbu dava dosyasının (Ergenekon) yaşanan darbe teşebbüsünden bağımsız olarak düşünülemez.”

DAVANIN HAKİM VE SAVCILARI MESLEKTEN ÇIKARILDI, HAKLARINDA DAVA AÇILDI

15 Temmuz'dan sonraki süreçte HSYK kararıyla örgüt bağlantılı çok sayıda hakim ve savcının meslekten çıkarıldığını belirten Savcı Hacısalihoğlu “İşbu yargılamaya konu (Ergenekon) hükme katılan hakim ve cumhuriyet savcılarının da meslekten çıkarılmalarına karar verildiği, sonrasında bu hakim ve cumhuriyet savcıları hakkında işbu dava dosyası kapsamında gerçekleştirdikleri usulsüzlükler nedeniyle kamu davası açıldığı ve Yargıtay ilgili Ceza Dairesi'nde yargılanmalarına başlanmıştır.”