MHP Lideri Devlet Bahçeli Siyaset Okulu Sertifika Töreni'nde önemli açıklamalrda bulundu.

Devlet Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar; 

Siyaset yalnızca teorik kalıp ve şablon kavramlarla açıklanamaz. Siyaset yalnızca donmuş ve katılaşmış kaidelerle anlaşılamaz. Siyaset, dinamik bir süreçtir. Hayat mı siyaseti değiştirir yoksa siyaset mi hayatı değişime uğratır? Siyaset, hayatın olağan ve olağanüstü akışı sırasında yığınak yığınak biriken karmaşık sorunların insanları sürüklediği karmaşık sorunlardan kurtarma fiilidir.

'HAYAT BEDENSE SİYASET BU BEDENDEKİ KANDIR'

Ne siyasetsiz bir hayat ne de hayatsız bir siyaset mümkündür. Hayat bedense, siyaset bu bedende dolaşan kandır. Meselenin can alıcı noktası ve siyasetin devreye girdiği aşama da buradadır. Siyaset ve hayatı birbirinden ayırmak mümkün değildir. 

Siyaset bir tek uyanık mütefekkirleri çeken bir alan olarak görülemeyecektir. İlkel bir insanın dahi adını koyamadığı bir siyaseti veya siyaset dürtüsü vardır ve bilinmektedir. Siyasetin kaynağı hayat ve insandır.

'GÖNÜLLERE DÜŞMEMİŞ BİR FİKİR SİYASET KALIBINA DÖNÜŞEMEZ'

Büyük düşünür ve edebiyatçımız Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediği gibi bazı kapıların arkasında durduğumuz içindir. Nerede durduğumuzu, açılmasını beklediğimiz kapıların neresinde duracağımızı bize gösteren siyasettir.

Gönüllere düşememiş bir fikrin siyaset kalıbına dönüşmesi ve insanları peşinden sürüklemesi eşyanın tabiatına terstir.

Siyasetin de bir ahlakı ve bir çatısı muhakkak vardır ve olmalıdır. Türkiye'nin aleyhine siyaset içinde olanlar dümeni kırık tekne gibidirler.

Ufkun ötesindeki umut adasını görmek her şeyden öte bir marifettir.

'HAMDOLSUN HİÇBİR İNSANIMIZ BOZUK DEĞİLDİR'

Ahlakı ve maneviyatı olmayan hiçbir şey sürdürülebilir değildir. Siyasetin de bir ahlakı, aklı muhakkak surette vardır ve olmalıdır. Bu durum bir tuzaktır, derin bir uçurumdur, dibinde ne olduğu bilinmeyen karanlık bir kuyudur. Bu tip siyasi anlayışlar yozlaşmakla kalmamışlar, yanlışa gömülmüşlerdir. İnsan bozuldu mu bunun çaresi yoktur, hamdolsun hiçbir insanımız bozuk değildir. Bir Türk dünyaya bedeldir. 

'BASİRET HAYATI VE SİYASETİ DOĞRU OKUMAKTIR'

Duruşu yanlış olanın siyaseti doğru olamaz. Mantık süzgecinden geçmemiş, samimiyet sınavını verememiş, vatanseverlik barajından geçememiş bir siyaset biçimi gerçek bir siyaset değildir, insanımıza hiçbir hayrı olmayacaktır. Dikkat edilmesi, uyanık olunması gereken mühim tehlike de budur. Basiret hayatı ve siyaseti doğru okumaktır.

'SİYASİ DEVŞİRMELERİN KAFA HÜRRİYETLERİ ASKIYA ALINMIŞTIR'

Basiret ile bekanın sınır hatları pek çok yerde birbiriyle çakışmaktadır. Basiretsiz siyasetçinin zillette gelecek hayali kurması akıl tutulması ve ahlaki tükeniştir. Siyasi devşirmelerin kafa ve vicdan hürriyetleri de maalesef askıya alınmıştır. İnsanda hürriyet olmazsa, şahsiyet tenavül etmeyecektir. Şahsiyet yoksa şuur da yoktur. Şuursuz bir siyaset çamurluktur, çirkinliktir. Kendi kendini yiyip bitiren neyse odur ve aynısıdır.

İnanç sahibi insanlar geride bıraktıkları eserlerle hatırlanıp hürmetle yad edilirler. Müptezellerin ve ihanetle ağız birliği yapanların milletimizin geleceğinde söz ve yetki sahibi olması düşünülemez. İnandığı gibi yaşamayanlar bir süre sonra yaşadıkları gibi inanmaya başlayacaktır. Bu durum ağır bir sakatlıktır. Gücünü küresel mihraklar aldığını zanneden böylesi bir sömürüye istekli olan siyasetçiler zilletin dibini boylamıştır. Bunlar kamyon farını görüp olduğu yere çakılan tavşan gibidir.

BAHÇELİ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA DEMİRTAŞ TEPKİSİ

Hainden siyasetçi olamaz. Gerçek bir siyasetçiden hain çıkamaz. Siyaset suç ve suçlunun barınma, saklanma sahası olamaz. Askerimize, polisimize, masum insanlarımıza saldıran, kurşun sıkanlarla can ciğer olan kim varsa siyesetin değil adaletin konusudur. Bölücü terör örgütü ile arasına duvar ööremeyenler siyasetçi olmadıkları gibi bu vatanın gerçek evlatları da olamazlar. Demirtaş'a sahip çıkmanın insanlık görevi olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı bize söylesin bunu söylemek insanlık mıdır? Duvarda gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter. Bir taşın çekilmesi de duvarın yıkılmasına yol açabilecektir. Türkiye'de yalan, riyayı siyaset üslubu haline getirenler önce siyasette gedik açmak, ve kaleyi efendilerİ için içeriden düşürmeyi hedefliyor. Bunları uyarıyorum, kontrol edilemeyen her şey insan için tehlikedir.

Denize düşenin ıslanmaktan korkusu olmaz. Ülküsü uğrunda eriyen kişinin de kimseye eyvallahı olmaz.